19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2957
Okunma
Çocuklar yatmış; annesi Selma’yı bekliyordu .
"Geldin mi kızım ?"
"Evet anne .Sen niye yatmadın?"
" Seni bekledim yavrum; nasıl geçti?"
"Harikaydı ;çok şık bir balıkçı restorana gittik,denizi izledik; güzeldi annem .Biliyor musun galiba ben bu çocuğa aşık olmak üzereyim. Bu gün bunu daha iyi anladım.Ben ne yapacağım anne?"
"Aman kızım; ne diyorsun sen?"
"Bilmiyorum...kendimi sınamak istiyorum.Dur bakalım; şimdilik aramızda kalsın.Bakalım zaman ne gösterecek.İyi geceler annem" diyerek odasına girdi.
Sabah işe giderken çok neşeliydi,Metin gelecekti kahve içmeğe.Odasına girince masasında bir demet çiçek vardı. Önce Metinden sandı, değildi; notta yoktu.Odasını temizleyene sordu.
" Bunları kim getirdi ? "diye.
"Çiçekçi "dedi.
Çiçekleri bir kenara koydu." Bakalım kim çıkacak?" diye düşündü.
Bir saat geçmişti ki ;kapısı çalındı.
" Girin."
Rıza Bey kapıda belirdi: " Merhaba. "
Selma şaşkın "Ne işiniz var sizin burada?" diyebildi.
"Sizi görmeye geldim.Çiçekleri almışsın."
"Siz mi gönderdiniz ? "
"Evet ben."
"Peki öyle ise..." Hemen çiçekleri çöpe attı. " Size beni rahat bırakın demiştim sanırım; anlamadınız mı ?
Sizinle nasıl konuşayım ? Hayır kelimesini nasıl anlatayım ? "Dedi ; sertçe.
"Selma Hanım niye kızıyorsunuz ? Niyetim kötü değil ki...Ben ciddi konuşmak istiyorum; sizi sevdim. Biraz birbirimizi tanısak; anlaşırsak evlenmeği düşünüyorum. Bütün istediğim bu. "
"Ama ben henüz evlenmeyi düşünmüyorum.Bunu size söyledim.Neye anlamak istemiyorsunuz? "
Rıza Bey Selma’ ya bakıp "Başkası mı var? "dedi .
"Bunu sormaya hakkınız yok. Arkadaşım var ve ya yok; size ne ? Lütfen beni rahat bırakın; hayatımı zindan etmeyin.Ne olur beni anlayın."
"Peki gidiyorum ; yalnız yine görüşeceğiz" dedikten sonra ayrıldı.
Selma neye uğradığını anlamadan başını masaya dayadı.Bir zaman öyle kaldı . ( Kimdi bu adam ? Ondan ne istiyordu? Hayır kelimesini anlamıyor; hala ısrar ediyordu.)
İşine başladı ama; bir türlü çalışamıyordu.Başına ağrı girmiş; kalkıp lavaboya gitti.Elini yüzünü yıkadı.
Biraz kendine gelip odasına döndüğünde ise Metin’i oturur gördü.
"Hoş geldin" dedi. Biraz dalgın ; onun geleceğini unutmuştu biran.Tokalaştılar.
"Neyin var? Biraz solgun gibisin."
"Yok, iyiyim sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim; akşamki yemek herşeye bedel geldi bana."
Selma anlamsız "nasıl ?" dedi.
"Seninle olmak..." diye baktı Metin.
Gen kız gülümsemekle yetindi.
" Ne içersin ?"
"Kahve olsun."
Selma kahveleri söyledi.Gelinceye kadar işlerden sözettiler.Bu arada işleri de kalmıştı.Zaten aklı karışmış ve sıkıntılıydı.
Metin "Pazartesi yine toplantı var. Yeni bir firma katılacak; anlaşırsak iyi bir iş alabiliriz."
Zaman akıp geçmiş; yemek saati gelmişti...
Metin saate bakıp "Hadi yemeğe gidelim "diye kalktı.Beraberce yemek salonuna indiler. Yemek yerken de konu hep işti. Daha sonra " Ben diğer şirkete gidiyorum" diyerek veda etti Metin.
Selma "Herkese çok selam söyleyin" diye uğurladı.
Odasına dönünce düşüncelere daldı. Artık iyice emindi; onu seviyordu hem de çok.
(Y a o ? duyguları neydi ? Benimle çok ilgileniyor; dün gece çok mutluyum dedi.Ama benim sevmeye hakkım var mı ? Fakat çocuklar... Off ! hakkım yok, ne sevmeye; nede evlenmeğe... Üzerime aldığım sorumluluğum pek ağır. Hadi Selmacık bütün bunları düşünmeyi bırak ve çalış sen, diyerek işine daldı.)
Hafta yine çok yoğundu ve yeni işler geliyor ;toplantıya hazırlanıyorlardı.Müdürde çok yardımcı oluyordu Sema ya.
Hafta sonunu kardeşleri ile geçirdi.
Pazartesi özenerek giyindi.( Bu gün toplantı var; Metin de gelir görürüm, diye düşledi . Çok özledim; bir haftayı geçti görmeyeli.)
İş yerine gelince odasına çıktığında kırmızı gülü duruyordu masasında . <İyi çalışmalar> diye not vardı .
Artık alışmıştı bu güllere... Her pazartesi geliyordu.Kokladı "Canım" dedi. "Canımsın."
Müdürün sesi ile kendine geldi.
"Günaydın"
"Günaydın efendim."
"Hazır mısın?"
"Evet hazırım."
"Haydi öyle ise gidelim."
Toplantı odasına geldiklerinde; çok kişi vardı,ama Metin görünürlerde yoktu. (Anca gelir diye düşündü.)
İki kişi yabancıydı ;müdür onları tanıştırdı.Vakit gelmişti ki... kapı açıldı.Selma sevinçle kapıya baktı;ama içeri Rıza Bey girmişti.
"Günaydın" dedi herkese ve boş bir sandalyeye oturdu.
Müdür bey "Evet arkadaşlar; hepimiz toplandık.Bu gün Metin Bey aramızda olmayacak;onun yerine size Selma Hanım yardımcı olacak."
Selma ne söyleyeceğini bilemedi; bir an çok şaşırdı, bocaladı; sonra kendini topladı.
" Özür dilerim" diyerek toplantıyı başlattı. Konu açıldı, işler takdim edildi, kararlar alındı.Zorda olsa çok güzel idare etmiş; fakat çok sıkılmış, terler basmıştı.
Herkes dağılınca kendini koltuğa bırakmıştı.Başını ellerinin arasına aldı; çok yorgundu. Birkaç dakika öyle kaldı .Müdürün sesi ile kendine geldi.
"Aferin kızım; bu gün bir harikaydın .Ne o hasta mısın ? " diye yanına geldi.
Selma başını kaldırdı.
"Yok..." dedi." Sadece çok yorgunum. Metin Bey in gelmeyeceğini bana niye söylemediniz ?"
"Ben de son anda öğrendim.İşi çıkmış İzmir de imiş."
"Doğru; Metin Bey İzmir’i mekan seçti. Buralara hiç uğramıyor; onun işi de bize kaldı."
"Ama sen çok güzel idare ettin."
"Gelin birde bana sorun; terler bastı."
"Hadi canım; o kadar da değildi. Gel yemeğe geçelim; bak saat kaç olmuş?"
Yemekten sonra odasına gelince masasında küçük bir not gördü .
<Çok başarılıydınız; sizi kutlarım, Rıza>
"Allah’ım ben ne yapacağım bu adamla? Elindeki notu çöpe attı. Artık işler iyice artmış; yeni şirketle de anlaşma yapmışlardı.
AYŞE KARAN
DEVAM EDECEK...