- 2620 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Benim Mutsuzluğum
Eskiden aklımda o kadar çok soru vardı ki, şimdi hiç birinin cevabına ihtiyacım kalmadı. Çünkü yaşadığım hayta bana birçoğunu her kesten çok daha doğru dürüst öğretti. Şimdi genelde birçoğunun cevabına ihtiyacım kalmadı.
Şimdi de içimde başka sorular gelişti. Onlara da cevap verecek bilge adam kalmadı.
Şimdi yalnız kaldım. İçim sıkılıyor. Hayatı yaşamak çok güzel. Ama anlamlı ve manalı yaşamak çok zor. Ben hayata anlam katsam mana veren yok. Mana versem anlam katan yok. İşte bunun adı bilgelik, sonucu da yalnızlıktır. Değmez mi? her şeye değer. Ama katlanıp hoş görüp sabretmesini bilene. Yoksa yaşadığın dünya hayatı sana zehir olur.
Çünkü artık nerdeyse içimdeki sorular bitti. Hayat durağanlaştı. Yalnızlık ve sıkıntı başl adı. Kimse seni anlamıyor. Sen kimseyi. Sanki bir başka dünya da yaşar gibi oluyorsun. Başaksının güldüğüne sen ağlıyorsun. Senin ağladığına başkası gülüyor.
Benim için artık hayat sıkıştı. Ya da artık yaşanılmamış hayatın doğru cevabını vermek zorlaştı. Onun için artık ukalalık olmasın diye kendini bilge diye tanıtan adamcıklara soru sormaya utanır oldum. Ben çocuklar gibi öğrenmeye hazırımda öğreten bulamayınca işin içinden çıkılmıyor.
Yaşıma göre benim şahsen İçimdeki öğrenme arzusu sanki dört yaşındaki çocuk gibi çok fazla onu yenemiyorum. Her soruda, her verilen doğru cevapta dünyanın en mutlu insanı sanki ben oluyorum.
Ama her nedense her geçen gün de artık dünyada yalnız kalıyorum. Çünkü diğer insanlarla paylaşacak şeylerim azalıyor. Şimdi bir çokları bana ne şu an ne bilgiç, ne ukala adam diyecekler ama maalesef sonuç bu.
Mütevazılığın aşırısı aptallıktır. Onun için artık kusuruma bakmayın. Söylemek zorundayım. İşte bu bilgelik olsa gerek diye düşünüyorum. Ama bunu da sakın yanlış anlamayın. Her şeyi en ince teferruatına kadar bilme anlamında değil. Ama hayattaki her şeyden haberdar olma anlamındadır. Onun için bu dünyanın her yerinden her konuda her bilim adamıyla her konuda konuşup tartışabilirim. Elbette ki teferruatta o benden çok şey bilmiş olsa da özünde en az doğru olan bilgiyi bende en az onun kadar bileceğime eminim.
Çünkü aklı yetenek ile kalbi his, sezgi ve diğer tüm duygularımın yeterince gelmiş olması benim farkındalık duygularımı fazlasıyla geliştirip artırmış bulunmaktadır. Bunları yazmamı sakın yanlış anlamayın. Ola ki ilerde bir adam yerine konulup düşüncelerimize değer verilecek olursa; Hakkımdaki bu bilgileri başkalarının ağzından değil, benden öğrenin istedim. Onun için yazıp tarihe kayıt düştüğümü bilin. Kimin ne zaman ne olacağını önceden bir Allah bilir.
Ama şu an içinde her şeyin farkına varıp bir adım ötesinde ayak basacak yer yok. Ya da hedeflenen zirveye varıp o zirveyi uzatacak şu an için yeterli aklım yok. Ona da zaman lazım. Çünkü zaman yaşanılacak mekânda aklı geliştirir. Gelişen akılda yaşanılan zaman ve mekân içinde tecrübe kazanarak daha fazla gelişip olgunlaşmayı sağlar.
Şu an ne yazık ki, rahatsızlığımdan dolayı hafızamı toparlayıp Allah’ın bana lütfedip bahşettiği bütün yeteneklerimi yeterli akli yoğunluğa ulaştırıp olgunlaşamadığım için akli ve kalbi tüm perdelerimi yeterince aralayıp Allah’tan gelen ışığı bolca alamadığım için şu an her bilinmeze, yada bizler için gaipten sayılan her bilgiye yeterince ulaşamamaktayım.
İşte bu nedenle de akli olgunlaşamaya yeterince ulaşamadığım için hayatımın bu evresinde biraz keyifsizim. Çünkü dar alanda ruhum sıkılıyor, mutsuzum. Sakın benim bu mutsuzluğumu da yanlış anlamayın.
Ben başarı için durmadan koşmak istiyorum. Durduğum andan itibaren de mutsuzluğum başlıyor.
Hayat bilgesi ya da marifet ehli olmak kolay olsa gerek. Asıl olan herhalde hikmet sahibi olabilmektir. Benim anlayışıma göre de hikmet sahibi olmak; GÜNDÜZ GÖRDÜĞÜNÜ GECE KARANLIKTA DA BİRE BİR AYNISIYLA GÖRÜP BİLMEK DEMEKTİR. İşte benim mutsuzluğum bundandır.
Gidermeme yardımcı olana sonsuz minnet duyar. Minnettar kalırım.
Selam, sevgi ve saygılar…
11.12.2011
Cahit KARAÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.