- 609 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
RAPOR II
" Amirim durun ! "
O tehlikeli demesine kalmadan Kenan elini iki yana sallayıp Eray a sus dedi. Eray kadının yüzünü görünce anımsamıştı. Daha geçen yıl bu kadın ( Çakır Cansu) yüzünden iki kişi vurulmuştu.
Kenan o esnada yanından geçen garsonun kolundan tutup kulağına yaklaşarak birşeyler söylerken parmağıyla konsun az önce girdiği bölümü gösterdi. Garson tamam gibisinden kafasını sallayarak kadının olduğu bölüme doğru ilerledi. Kenan , Eray’ın omzuna dokunarak;
" ben patronun odasında odasında olacağım ben gelene kadar gözünü dört aç, sahneye dalayım falan deme. ) diyerek patronun odasına girer.
"ooo Kenan Amirim hoş geldiniz. Hayırdır ? Yaramaz bir durum mu var ? "
derken masasından doğrularak tokalaşmak için elini Kenan’a uzattı. Kenan tokalaşırken bir gözü patronun masasını karşısında ki güvenlik kamerası görüntülere bakarak ;
" Yok birşey. Dün buraya gelen armatörün oğlunu, üç gündür kayıp onu araştırıyoruz haberin vardır."
"Evet var. Gelen memurlara gördüklerimi anlattım. Kamera kayıtlarını istemişlerdi onlarıda verdim. Onun dışında yaramaz başka bişey mi var amirim?
"o gece; senin burda çalışan kızlarla dışarı çıkmışlar"
"Haaa.. evet. Amirim zil zurna sarhoştu. Garsonlara bile sataştı. Kafaya taktı Melahat ile Cansu’ da benimle gelecek diye tutturdu. Bizim mekanı bilirsin burada öyle kadın alıp götürme olmaz. Başkası olsa badigartlar çoktan yüzünü dağıtmışlardı. Eee..armatör oğlu olunca işler değişiyor."
"O kadınlada görüşmek istiyorum."
"Tamam da, şu an, biri burada. Diğeri, üç gündür gelmedi"
" Nerede peki ? "
" Mehtap’ın huyudur kafası esmezse gelmez. Birde il dışındaki annnesi hastaymış. Geçen hafta laflarken kafam eserse bu hafta gideceğim falan diyordu."
O esnada kapı çalınır. Saçlarındaki sarılıklar kahverengiye dönüşmüşmeye başlamış olan kadın, içeri girer. Ağzında ki sakızı hızlı hızlı çiğneyerek ;
"Hoş geldiniz amirim, beni çağırmışsınız" derken elini iki elini kalcasına koyar. Kenan yüzünü sesin sahibi olan kadını görmesiyle bir anda bocalar gibi olur. ( boşuna Çakır Cansu dememişlerdi gözlerindeki mavi denizleri bile kıskandıracak kadar güzeldi.)
"Hemen konuya geleyim. üç gün önce armatörün oğluyla ilgili ifadenizi almam gerek"
diye konuşurken ilk kez bir gözün büyüsünde kalıyordu. Ama Kenan profösyoneldi. Güzellik unsurlarını kenara bırakarak kadını dinlemeye başladı.Cansu o gece clüpte olan olayları anlattı.
"...... baktık çok sarhoş olay çıkarmasın diye dışarı çıktık. Oradan da taksi tutup......deki yazlığına gittik."
"Tam olarak biliyormusun bu yeri. "
"Amirim o kadar güzel deniz kenarındaki güzel villa unutulurmu"
Kenan patrona bakarak;
" Bu geceki kızın yövmiyesini yaz. Bu gece kız bizimle geliyor.Adamı bir an önce bulmamız gerek."
Patron yüzündeki değişik gülümsemeyle yılışarak ;
" ne demek amirim" diyerek onayladı.
Eray’la birlikte yola çıktılar. Kenan arabanın tavan lambasını yakıp Cansu’ ya sorular sormaya devam etti.
" eee şu arkadaşın şimdi nerede ? "
" Annesinin yanına gidecekti"
Yazlığın bahçesinden geçerek villanın camlarından içeri baktılar.Etrafta hiç bir ses seda yoktu. Kenan kapıya omzunu yükleyerek içeri daldı. Odaları gezindiler. Sehbanın üzerinde üç kadeh ve yarım şişe viski duruyordu. yatak odasına çıktıklarında nevresimler yastıklar hepsi bir köşeye atılmış gibiydi. Kemal’ in gözü kapıdaki tırnak izlerinin çizdiği çizgileri takip etti. Küçük bir kırmızı leke gözünden kaçmadı. Tam Eray" a seslenecekti ki telefonu çaldı.
"oh be hele şükür tamam müdürüm. Biz de ... yerdeki yazlıkta arama yapıyorduk. Şimdi merkeze dönüyoruz o zaman."
diyerek rahatlamanın yüzüne getirdiği bir ifadeyle ;
" Eray oğlum tamam hiç birşeyi elleme gidiyoruz. Armatörün oğlunu bulmuşlarhadi gözümüz aydın."
Arabaya binerler. Dönüş yolunda Kemal Cansu’nun arkadaşını sorar.
" Amirim ben sabah taksi çağırıp ayrıldım. O akşamdan çok içtiği için bende bir saat sonra giderim bugün anneme gidecem demişti bana" Merkeze gelene kadar Cansu’nun çenesi düşmüştür, kendi hayatını anlatır.
Köyde zorla yaşlı birine verecekler diye bir akşam kaçmış buralara gelmişti. Sonrasında namus meselesi onu yaşatmazlar diye oda buralarda yaşamaya başlamıştı. Ancak bu işte onu kimse bulamazdı akşam clup gündüz evde yatarak geçirdiği bir hayat. Cansu anlatırken Kenan dikiz aynasında onun gözlerini izliyordu. kulağında doğal bir sesi işitince o gözlere sokak lambasında bir kez daha bakarken;
"İyi geceler Cansu Hanım "
"İyi geceler Amirim "
Karakol merkezi üç günün ardından ilk kez sesizliğin huzurunu yaşıyordu. Kenan koltuğuna gömülerek uykusuz gözlerini kapayarak dinlendirmeye çalışıyorken bir yandan da aklında kalan o mavi gözleri düşünüyordu.
************* ***********
Yedi blok ötede müstakil evin bodrum katında; rutubetli hava kan ve irin kokusuyla birleşmişti. Uzun boylu, beyaz önlük giymiş adam manikürlü ellerini dudaklarına götürürken kamera görüntülerini gösteren ekrana bakarak sırıtarak;
"Daha durun bakalım. Bunlar size az bile, ben bu günü görmek için yıllarca bekledi. İntikam soğuk içilir. Bende sizin kanınızı içeceğim" derken yan hücredeki çığlık
" Yalvarırım ölmek istiyorum beni öldür ne olur" diye bağırıyordu. Ve o sesler hücrenin duvarları tarafından emiliyordu. Beyaz önlüklü adam dışında kimse duymuyordu.
Devam Edecek :-)
YORUMLAR
Heyecan ve merak uyandıracak bir hikaye olacağa benziyor.
Ancak yazılarınızı eklemeden önce bir kaç kez kontrol etmeniz
iyi olur. Özellikle cümleleri birbirine bağladığınız yerler eksik kalıyor gibi.
Darılmaca yok :)
DİLEK YILDIZI
Cümleler için çalışacağım hataları düzeltmek için
:-) Darılmaca asla olmayacak, yeter ki eleştiri olsun. yoksa yerinde sayarım.
bir iki IŞIK yakaladım onları utandırmayacam. :-)
DİLEK YILDIZI
EN YÜREK DOLU SAYGIMLA.....
heyecan artıcak güzelgidiyor da Eray pasif kalmış onu biraz öne çıkarsan benim hatırıma beğendim daha da güzel olucak