- 1627 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Renkler ve Ülkeler
Yıl 2008.Yılın ve günün ilk saatleri.Gözümden akıp giden,içimi eriten uykum,eğlenmişliğim, çocuklarımın sevinci.Yaşanmışlığım, elli yılı yaşayıp görmüşlüğüm olduğuna göre, bu gün de mutlu olmamak için bir sebep yoktu diye düşünüyordum.Mutlu olabilmek!Ne kadar,neden ve kim için?..
Ta ilk çocukluk yıllarında öğretildi ki,gökkuşağının yedi rengi, güneşten gelen beyaz sandığımız tek rengin çözümlenişiydi, atmosferin prizmalarından gelip geçen.Ya da ,fizik bilimcisi Newton’un hazırlamış olduğu düzeneği bir düzgün dairenin, yedi gök kuşağı rengine boyanıp hızla çevirilmesiyle oluşan renk bozumunun beyaza dönüşerek, deminki örneğin ters taraftan ispatıydı çocuk beynimizde şekillenip, o anlardan bu güne renklerin oynaşmaları kafalarımızda.Çok temiz bir örnek diye düşündüm.Konuğumuz yaptığım çiğköfteleri büyük bir oburlukla midesine indirirken.Renkli camda eğlenceler…Tam da o saatte sanki olması gereken tek şey,ille de bir veya birkaç kadını orta yerde oynatıp, ağzının suyu akan bir toplumsal magandalığın Ortadoğu bedeviliğinde yeni günü yaşamak sanki olması gereken!Eksik kalan cinsel eğitimin erkeklerde dışa vurumunun apaçık delili.Ne yazık ki karşı cins de aynı tezgahın ununa bulanıyor kimi zaman.Bir veya birkaç kıllı erkeğin slip donlarıyla ortalık yerde aynı müziklerle raksını düşünebiliyor musunuz?..İyi de o saatte ne konabilirdi diye sorular kulağıma kadar geliyor.Müziğin en sevdiğiniz türden olanı; sizi evinizde,eğlenti yerlerinde diğerlerini oynatanı olsaydı da,şu kadınların sanat adına(?)yerlerde sürünmeleri sona erseydi…
Yılın son akşamına kadar 2007 nin panoramasını görüntülerle aktaran çeşitli yayınlar seyrettik.İnsan katline ve sömürüye dayalı konular o kadar yoğunluktaydılar ki,güzel ve mutlu kılan bir şeyleri artık aramaz oluyordu insan.Belleğimize kazınan şuydu:Daha çok kan,daha çok zalimlik,hatta olmaz;daha da dehşete düşürecek görüntüler…Sevgili yazar dostum,ablam, Mahiye MORGÜL’ün sıkça vurguladığı,insandaki “ALTIN ORAN”(Fransızca proportıon d’or) ın bilinçli yok edilmesiydi dünya yöneticilerinin, biz dünya halkları üzerindeki medyatik terapisi..
İnsanı insan yapan:Emzirilmek,sevilmek,işe alıştırılmak,üretime katkıda bulundurulmak,hoşgörü ortamında diğer insanlarla aynı koşullarla ortak nefes alıp verdiğimiz,suyunu içip yiyeceklerini tükettiğimiz yer küremizde; YAKLAŞIK-EŞİT ŞERTLARDA insana yaraşır yaşamak değil mi?..
Renkler ve ülkeler.
Şu birkaç dakikaya sığan beynimdeki fırtına:Newton acaba renkleri ABD,AB veya biraz daha ayıraç düşünülürse UK de yaşayanlar için mi çevirdi de, beyazın parlaklığı buralar için var oldu.Ve üzerlerinde güneş hiç batmadı uzun yıllar.Her yanda sömürgeler,her yandan akan doğal kaynaklar,madenler,petrol,ucuz insan gücü ve hakkedilmeden kazanılan paralar…
Kaç renk vardır?
Bu soruya yanıtı vermek kimsenin haddi değildir.Newton kızıl ve mor arası ana alaşım renklerini doğayı gözleyerek bulmuştu.Ya onlarında arasındaki ana renkleri var eden sonsuz sayısız alaşım renklerin varlığı?
Ülkeler,bölgeler,yöreler hatta kabile ve küçük kollar.İnsanların bir tek bireyinden ,ta dünyamızdaki bütün insanlar topluluğuna değin rengarenk insanlar,hayvanlar,bitkiler,canlı ve cansız sandığımız her şeyin kendine ait, özgür ve sağlıklı yaşama hakkını düşünmek,bu konuda dünyayı yöneten ve yöneteceklere BU İNSANLARDAN SADECE BİRİ OLDUKLARINI hatırlatmak bu gece…
Ve sessiz kalmamak. Ve üç beş cümle de olsa,yarın tüm dünya çocuklarının,dünya torunları ve onların çocuklarının acımasız sömürünün bir kısım azınlık insanlarca aracı yapılmasına izin vermemek.Bu gün rahat içinde yaşayan toplumlar ve ülkelerin aydınlarını(?)her zamankinden daha çok kınıyor ve lanetliyorum.Nice ki safahat içinde yaşamı sürdürerek,olanların seyircisi olup,sonradan;”koy,yan cebime.Ben görmemiş olayım” timsah gözyaşı dökenlerden medet uman mandacı sülüklerin masum insanlar için kıllarını bile kıpırdatmadıklarını görmek,bilmek her yeni yıl gecesi önümüze serilen yemleri yutmak,diğer adıyla da zokayı yutmaktır…
Doğuştan var olan ALTIN ORAN bozulup ta insanı insan yapması gereken erdemli özelliklerin yerini çıkar ve sömürü sistemine geçip, acımasız ,bencillik aldığında siz biz hiçbir şey yapamayız,insan gibi düşünenler.Bunun adı politik sömürü olur,bunun adı din sömürüsü olur,bunun adı ahlak sömürüsü olur,bunun adı bilgi sömürüsü olur,hepsinin tek kaynağı SEN,BEN,yani;insandır.
Sevginin yetmeyeceği bellidir.Merhametin de.Acımasıza acımasızca karşılık vermek,gelecek kaygılarının bu gün yok edilmesini sağlamaktır özetlemek gerekirse.
Bir yıl başı gecesi kısacık bir zaman diliminde fen bilgisi kitaplarından,şu karşımdaki renk veren cama kadar,insan olduğumuzu hatırlamak ve ayırım yapmaksızın kendimiz kadar diğer yaşayanlarında yaşamlarına katkıda bulunmak en güzel renklisi olmalı yaşamın.Renkler oynaşmalı.Cıvıl cıvıl.Ama asla biri çevirip de Newton çarkını beyaza dönüştürememeli.HEP BANA diyenlere karşı HEPİMİZE,HEP BİRLİKTE diyebilmenin onuru sizlerden eksik olmasın efendim.Sağlık, bedeninizden eksik olmasın…
1 ocak 2008 / Denizli
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.