- 997 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
sokak çocukları üzerine...
genelde mendil satan çocuklar için kullanılan tabirdir. ama yanlış. selpak satan çocukların evleri vardır. onlar günün belli bir saatinde sokaklara çıkıp selpak satmaya başlar ve yine günün belli bir saatinde selpak satma eylemini bitirir ve evlerine dönerler.
sokak çocukları, eski tabiri ile köprü altı çocuklarıdır. kalacak yerleri, sarılıp uyuyacakları bir aileleri yoktur. hepsini reddederek sokaklara kaçmış çocuklardır. sokağa kaçmak, evdeki hani bize yuva diye belletilen, kutsallığına inandığımız ailemiz ile birlikte yaşadığımız evden, aslında kutsal olmayan ailemizden kaçmak anlamına gelir.
yuva’nın tekin, güvenli olduğunu söyleyenler, hayatları boyunca tek bir sokak çocuğu ile yanyana gelmemiş insanlardır. çünkü sokak çocukları bilir ki; sokaklar güvenli değildir evet, ama yuva ve ailede güvenli değildir. sokak çocukları, çocuk olmanın ve çocuk olmamanın ne demek olduğunu iyi bilir. eğer onlara hayatları boyunca tek bir kere çocuk olma şansı verilse idi, en afilisinden olurlardı. çünkü dedim ya onlar çocuk olmayı da olmamayı da iyi bilirler.
sokak çocukları tiner de kullanır. çünkü özellikle soğuk kış gecelerinde bedenlerini ısıtmak isterler. ama daha çok anlamlandıramadıkları ve uyum sağlayamadıkları bu dünyayı görmezden gelmek isterler.
bundan yıllar önce (1999) bir film galası vardı. film galasını elinde bıçağı ile bir sokak çocuğu basmıştı. sahneye çıkmıştı. ve tekme tokat sürükleyerek indirmişlerdi aşağıya. ama aşağı indirilmeden önce, sahnede elinde bıçağı ile dikilirken, güzel giyimli abla ve abilerin gözlerindeki korkuyu görmüştüm ben. bir çocuktan korkuyorlardı. çünkü o çocuk sokaklara aitti. sıcak ve sevgi dolu (!) bir ailesi olmamıştı. çünkü o çocuk, bir tehlikeydi onların aile kavramının, huzurlu sokaklarının karşısında. o çocuğun sağlıksız bedeni, onların sağlıklı bedeni karşısında tehlikeydi.
sokak çocukları vardır. onlar sokakların efendisizleridir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.