- 1595 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Mevlana'ya...
Mesnevistan/03.12.2011
Sevgili Deniz,
Bir tatlı edayla sıyrılarak bel bağladım umuduna. Geçenlerde bir ney dinletisinden sana seslendim, alkışladılar. Kime baksam biraz sen gördüm gözlerinde. Herkes, herkesi fark edecek kadar seni aradı. Utandım, ben nerdeydim de gelemedim... Yarını bir kahve fincanında göreceğimi sanacak kadar umarsız, düne ve dünlere bakıp geçmişi tekmeleyecek ve yaşamdan her gün bir saniye çalacak kadar ümitsiz oldum. Kendimi dizelerinde görene kadar… Sonra birden, Hangi ney’den geçtiysem seni gördüm. Hangi denizden, Hangi gönülden… Biraz sen vardın, biraz aşk Ve daha çok Yaradan!
Madem, güneşin yandığı gönlünü fark edemedim, nasıl da yaşarmış kuşlar… Dedim, ya ! Kendi kendime, gönlümü al dedim… Sen beni bekledin, içimdeki çocukların kalplerini, içimdeki kadınların günahlarını, içimdeki adamların kollarını…Toplayıp pılını pırtını hüzün, sana koşmak istedi. İzin verdim. Şimdi…Güneşin yandığı gönlünü sevmeye geldim, ne olursam, ne olduysam ve ne olacaksam onunla geldim. Günahlarıma sırtımı dönüp de yüz kere tövbe ettim, bozduğum her an, pişmanlığım sarstı beni saçımın en titrek telinden. Yüz kere tövbemi bozmuş oldum, yüz kere pişmanlığımdan geçerek. Pişman olanı Allah sever dedin. Ben, sana geldim. Ezan makamındaki en uhrevi sese, hoş gördüğün ama boş vermediğin yüreklere bakan bir çift göze selam vermeye geldim...
Gönlüm ateşlerde pervane. Bir tutsak belki “düğün gecesinden”. Döndükçe eriyen, havalanan benim, benim ruhum sanki, değil semazen. Andım seni ta derinden, kendime geldim. Merak etme, artık daha iyiceyim.
Dile gelmiş binlerce beyit, Mesnevi’indeki sonsuz huşu; sen nasılsın oralarda, Allah’ın yüce dostu? Daha yollayacak çok selamım var sana, hal hatır soracak nice suallerim. İçimde kaybolmasın hiç gölgesi Şems’in… Her şeyden bir bir arınıp “Yeniliğe Doğru” söylemeye geldim, seni sevmeye geldim .
En mavi,en derin denizde boğulmaya geldim…
Merve Taşçı