- 1530 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
HAVAR HAVAR CAN HATİCE…
Otobüs yolculuğunu oldum olası severim ve yol ne kadar uzun olursa olsun kat’iyyen uyumam yolculuk esnasında.Yolculuk esnasında yanımda oturan yolcu ile konuşmayı da hiç sevmem. Neticede bir kaç saat sonra bir daha yüzünü hiç görmeyeceğim bir adamla ne diye canciğer kuzu sarması olayım ki. Di mi ama?
Otobüsümüzün Topkapı’dan hareket etmesine beş dakika kalmıştı. Otobüse girdim ve yerime oturdum. Yolcular yerlerini almışlar şoförün koltuğuna oturmasını bekliyoruz ve benim yan koltuğum boş. Oh ne güzel…Demek ki rahat bir yolculuk yapacağım. İnşallah Haremden filan da binen olmaz…
Hareme geliyoruz…Beş dakika sonra yaşlı bir amca elindeki bileti uzatarak soruyor.
-Evladım 23 numara burası mı?
-Evet amca burası.( Anasını satayım bende şans olsa anam kız doğururdu zaten )
Amca , palto ve diğer ıvır zıvırını yukarıya yerleştiriyor poşetlerini ise önüne , ayaklarının dibine koyuyor.
-Araba Burdur’dan geçiyor değil mi?
-Geçiyor amca geçiyor maalesef…Antalya’ya zaten ya Burdur üzerinden ya da Isparta üzerinden gidilir…
-Bu Burdur üzerinden gidiyor değil mi?
Oğlum Sami yedin ayvayı ki hem de ağacıyla birlikte.
-Evet amca Burdur üzerinden.
-Selamün aleyküm. Senin yolculuk nereye?
-Aleyküm selam amca ben Antalya’ya gidiyorum…
-Heee….Ben de Burdur’a gidiyorum.
‘’Yav amca bak severim Burdur’u beni bu güzel şehirden nefret ettirtme…’’( İçimden tabii ki )
-Memleket neresi?
-Karslıyım amcacığım- Kars-Kağızman.
-Heee…Ben de Sarıkamışta askerlik yaptım. Sen tanırsın . Orada Hasan adında bir fırıncı vardı.
-Amca…Kağızman nereee Sarıkamış nere. Hem ben Karsta hiç yaşamadım bilmem oraları.
-Kars güzel yer…
-Amca ..Dedim ya bilmem memleketi o kadar…Güzeldir her halde.
-Ne iş yaparsın?
-Öğretmenim.
-Öyle miiii? Benim baldızın kızı da öğretmen. Adı Huriye… Tekirdağ Çorlu’da. Tanır mısın?
-Yav amca Tekirdağ memleketin bir ucu Antalya öteki ucu…Nereden tanıyım?
-O zaman teyze oğlum Ramazanı tanırsın…Antalya’da öğretmen…
-Onu da tanımıyorum amca.
-Yav sen de kimseyi tanımıyorsun.
-Amcacığım ben otobüs yolculuklarında babamı bile tanımam.
Bu lafım üzerine belki anlar da susar diye ümit ediyorum ama nerdeeee?
-Maşallah maşallah ne de kocaman bir kafan varmış…( Poşetlerini açıyor ve en az yirmi gün önce yapıldığı belli olan bir dilim börek uzatıyor ) Buyur burdan ye…
‘’ Ey Allah’ım yine ne suç işledim ki bu amcayı benim yanıma yolladın ‘’
-Evli misin?
-Yok amca bekarım elhamdulillah.
-Gel seni everelim … Benim bir hala kızı var tam sana göre…Adı Hatice.
-Amcaaa..Sen şimdi bana müsaade et…Ben bir istihareye yatayım. Bakayım Yüce Rabbim bana Hatice’yi gösterecek mi rüyamda ?
-Uyumana gerek yok…Bende resmi vardı dur göstereyim…
Öteki poşeti açıyor ve içinden ufak bir albüm çıkarıyor. Albümdeki tüm resimleri tek tek tanıtıyor.
-Bu benim dünür…Bu damat…Bu torunum Mustafa….Bu da benim kaşık düşmanı…Hah işte bu da Hatice…
-Hımmm Allah bağışlasın…Maşallah maşallahhh…Montafon cinsi mi bu yoksa Holştayn mı?
-Anlamadım ne?
-Yani maşallah diyorum iyi bakmışlar kıza…
-Heee. Beğendin değil mi?
-Beğenmek ne kelime amca bayıldım…Şimdi müsaade et ben uyuyayım biraz. Bakalım rüyamda beyaz sakallı dede gelip Hatice’nin benim kısmetim olup olmadığını söyleyecek mi.
Adamdan kurtulmak için uyuma numarasına yatacağım…Klasik metod yani..Ama adam kurt…Eski kulağı kesiklerden. Yer mi numarayı…Böğrüme dirseği dürtüyor…
-Bak ne diyecemm…Al bu resim sende kalsın. Antalya’ya gittiğinde anana - babana göster. Sonra gelin Hacılar Köyüne istetin kızı…Hem bizde öyle başlık parası geleneği de yoktur…Kolay alırsınız kızı.
Yav adam resmen kafaya koydu…Hatice’yi kakalıyacak bana…Böğrüme yeni darbeler yememek için mecburen aldım fotoğrafı.
-Amca … Konuşabiliyor mu bu Hatice?
-Yav tabii ki konuşuyor…O Alamancılardan değil bu. Halis muhlis Türk…
-Yerli Mal’ı diyorsun yani…
-He yerli malı.
-Amcaaaaa sen Burdurda ineceksin değil mi?
-He ..:Neden sordun ki?
-Bu işkence Burdur’a kadar sürecek mi diye merak ettiğimden.
Yav be mubarek adam.Anla artık rahatsız oluyoruuum. Ama nerdeeeee…Kafamı cama doğru çevirdiğimi görür görmez böğrüme dirseği indiriyor.
-Öğretmenlik zor iş be…Bir sürü velet…Ona sus , buna dur, zor valla, Bizim dünürün ortanca oğlu var Veli o da öğretmen..Sen tanırsın…
-Tanımam amca tanımaaammmm diye bir bağırıyorum . Tüm yolcular bana bakıyor.
Nihayet Adapazarı’na varıyoruz…Pamukova’da mola veriyor otobüs…İnip bir nefes alayım diyorum ama bakıyorum ki amca ve poşetleri takipte. Molada da kurtuluş yok adamdan.Sığınabileceğim tek liman var : Tuvalet…Dalıyorum tuvalete…Amca da peşimden..Giriyorum bir kabine …Amca sap gibi yalnız kaldı…Saatime bakıyorum…On dakikadır içerideyim.Oh beee boşuna dememişler para sesi kadın sesi su sesi…Burada su sesinden başka ses yok…Çok yanılmışım…Kabinden çıkar çıkmaz amca burnuma uzatıyor kurabiyeyi…
-Hoca otobos hareket edecek neredeyse aç kalma..Ye bir iki lokma…
-Ellerimi yıkayayım yahu …
Ben ellerimi yıkarken ağzıma tepiyor bir adet kurabiyeyi…
‘’ Antalya-Tur 23 ve 24 numaralı yolcuları…Kaptanınız hareket etmek üzeredir. Lütfen ötobüsteki yerinizi almanızı rica ederim.’’
Ön kapıdan içeri girerken şoföre adeta yalvarıyorum.
-Kardeş bak bu amca oldukça hoşsohbet bir amca…Şurada senin yanındaki hostes koltuğuna otursun…Sabaha kadar konuşsun sana…Siz şoför milleti seversiniz böyle hoş sohbet yolcuyu…
Şoför
-Çok uyanıksın ama yemezler...Herkes kendi yerine…
Biz yerimize doğru yürürken şoför , muavinine:
-Len uyanığa bak…Hatice’yi bana kakalayacak… Ananın akıllı oğlu sen misin?
Vay anasını be demek ki şoför de amcadan payını almış bahtı karalarda biri…Ve biz maalesef daha yolun başında sayılırız ..Burdur’a kadar en az sekiz saat yolumuz var…
O sekiz saat nasıl geçti hiç sormayın…Şu kadarını söyleyeyim ki otobüsümüz Burdur’a vardığında böğrüme yediğim dirsek darbeleri nedeniyle Muhammed Ali karşısındaki Foreman’dan beter durumdaydım.
Burdurdan sonra Antalya’ya bir saatlik bir yolumuz kalmıştı. Çok şükür ki yanıma oturan kimse olmadı…Ama bu sefer de şoförün gıcıklığı tutmuştu…Taktı kasedi sabah sabah kaset çalara ve başladı türkü: ‘’ Havar havar can Hatice, gözleri mercan Hatice ‘’
Aradan bir kaç ay geçti. Yaz tatili için Manavgat’tan İstanbul’a gidiyorum...Burdur’a kadar yine yan koltuk boş olarak geldik. Burdurda yolcu almak üzere otobüs otogara girdi. Biraz hava alayım diye otobüsten indim ki ne göreyim: Bizim amca elindeki bileti muavine döstererek ‘’ 7 numara neresi diye soruyor..’’ Neresi olacak benim yanımmm…Allahtan beni görmemişti. Hemen tuvalete saklandım.
Beş dakika sonra anons duyuldu ‘’ Antalya Tur 6 no lu İstanbul yolcusu lütfen otobüsteki yerinizi alınız…Otobüsünüz hareket etmek üzeredir’’
Anons en az beş kez tekrarlandı ama çıkar mıyım hiç….Otobüs gittikten beş dakika sonra çıktım tuvaletten ve doğru Antalya-Tur yazıhanesine koştum…
-Ya özür dilerim..İstanbul otobüsünüzü kaçırdım. Mümkünse bir sonraki arabayla gidebilir miyim?
-Abi sen hiç merak etme…- Hoooppp Tayyarrr.. Abiyi at servis minibüsüne bizim İstanbul arbasına yetiştir. Ben de telefon ediyorum arabayı durdursunlar…-Tamam abi merak etme iki dakikaya atar Tayyar seni otobüsüne…Hayırlı yolculuklar.
-Boşuna dememişler ‘’ Kaderden kaçılmaz’’ diye…Ben de kaçamamıştım işte…
YORUMLAR
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
Hocam sizde hatiçeyi bekar bırakmışın,ya seni hala bekliyorsa yazık değil mi kıza,tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
demokraside çareler tükenmezmiş:))ama o demokrasi size işlememiş...ellerinize sağlık.
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
Oh be çok şükür ! Sonunda bu gün de gülecek bir sebep bulduk !
Aslında bu günlerde bu tür yazılara karaborsaya düşmeli !
Kolay mı artık gülmek, gülümsemek ? Ben şahsen vergi isterler diye korkmaktayım şu an (:
Üstelik, saat okuma, bakım,ayar, kontrol ücretinden sonra bir de KDV koyarlar !
sami biberoğulları
Selam ve sygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle...
Hah haaa !
Öğretmenim,Hatice'ye ne oldu ki ? :))
Bizi güldürdüğünüz için allah da siz hep güldürsün...
sami biberoğulları
Sizi gülümseyerek okumak güzel.Bende otobüste konuşmayı sevmeyenlerdenim .
Sizin yanınıza rahmetli babam mı oturmuş diyeceğim geldi ama babamın kulağı duymazdı bir de
öyle eziyet çekerdiniz , öykünüze biz de daha çok gülerdik. Babam arabada bakarım sohbeti
koyulaştırıyor hemen atağa geçerdim . Nasıl geçmeyeyim bütün otobüs babamı dinler olurdu.
Elimi dudağıma götürür sus işareti yapardım .Babam konuşamayacağına üzgün kendi içinden
lâ havle çekerek zoraki susardı. İyi ki babama rastlamamışsınız..
Yine güzel bir anlatımdı , selâm ve saygımla tebrikler diyorum..
sami biberoğulları
glenay
Ümmügülsün diye amca oğlunun kızını asker arkadaşının oğluna vermeye kalktı .Adam biz öyle başlıksız gelen kızı istemeyiz dedikçe babam adamın
oğluna illâ vermeye çalıştı .Sizin karşılaştığınız babam değil ama hıh demiş
burnundan düşmüş .Kimbilir akrabalığımız vardır.
İyi akşamlar..
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
vardır.......öyle çoklarki.....selam ver borçlu çıkarsın.....yine çok hoştu hocam saygılar
sami biberoğulları
Selam ve saygılar benden.
hergün 77 kilometre uzaklıktaki işime giderken hergün aynı korku ile ah yanıma biri oturmasa diye dua ediyorum.bugün çok da moralim bozuktu bu hoş yazınızla tebessüm etmek çok güzel.teşekkürler.yazılarınızı elimden geldiğince takip edeceğim
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
banu begüm
Malesef, çoğu kez böyle otobüsle uzun yolculuklarda sıkıntılı durumlar yaşanabiliyor.Bu kişiler yüzünden yolculuk çok sıkıcı olabiliyor ama en iyisi kitap okumak yada kulaklıktan müzik dinlemek .
Yazı paylaşımınız güzeldi.Emeğinize,yüreğinize sağlık.Saygı ve selamlarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
VAZO
olurum,sanırım bunun için de hiç dirsek darbesine maruz kalmadım.
Ama böyle olaylar çok yolculuklarda siz de yaşamışsınız geçmiş olsun
diyeyim.Selamlarımla.
Abi bende bugün "Muratgilin damından atlıyamadım" başlıklı mizah yazısı yazacaktım...Vazgeçecem galiba...bu yazıdan sonra sığ gelebilir millete...selamlarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
İbrahim ERZURUMLU
Güzeldi.
Tuvaletten çıktıktan sonra iki çay işseydiniz de öyle gidip anlatsaydınız derdinizi, sanırım 7 numara çook uzaklarda olacak, siz de onu yakalamak için şoföre:
"- Aman kaptan bas da, sizin önceki arabayı yakalayalım. Sohbetini özlediğim bi amcam var; yetişelim."
Paylaşım için teşekkürler.
sami biberoğulları
Ya aslında bir de roman gacılarının kavgası var dağarcıkta...Ama öyle küfürler var ki , burada yazmak mümkün değil...Bana bir akıl versene naapayım?
Selam ve saygılarımla.
Yükselenyıldız
Ayıp yurgan altında bile deildir şimdilerde.Önce ben yazayım, suna da sen bi üslup tutturursun beya...
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.