- 2164 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
M.NİHAT MALKOÇ KERBELA ŞİİR YARIŞMASINDA TÜRKİYE BİRİNCİSİ OLDU
M.NİHAT MALKOÇ KERBELA ŞİİR YARIŞMASINDA TÜRKİYE
BİRİNCİSİ OLDU
Aylardan Muharrem, günlerden Aşure… Gökler kül renginde… Toz bulutlarının görüş mesafesini sıfıra indirdiği demlerdeyiz. Yüreklere hapsedilmiş derin acılar… Bir ömür kadar uzun, geçmeyen dakikalar… İnsan suretindeki bir kısım mahlûklar insanlığa rahmet okutuyor. Toprak hicapla taşıyor masumlara hayat hakkı tanımayan hunharları, insaf fakiri katilleri…
Kerbela bir maceraya atılış değildi müminler için… İslam’ın izzetini korumaktı. Bu elim hadiseye basiret nazarlarıyla bakıldığında, Fuzulî’nin deyimiyle “saadete ermişlerin bahçesi”ydi, Hadikatü’s-Süeda’ydı Kerbela… Dudakların susuzluktan yarıldığı, gözyaşlarının sel olduğu bir çeşit ağlama durağıydı bu kanlı toprak… Fuzulî’nin ruhunda bir tortuydu:
“Kerbela deştinde şah-i Kerbelanun hâline
İttifak-i am olup mecmu’-i alem ağladı.
Paye-i arş-i mu’allade töküp Cibril eşk,
Ravza-i Rizvanda ruh-i Nuh u Adem ağladı”
Yüzyıllar geçse de Kerbela’nın tarifi imkânsız acısı dinmez yüreklerde. Zira Hak dostu şairlerin mısralarına konu olmuş Kerbela… Şairler Kerbela’nın acısını yüreklerine gömmüşler. Niyâzî Mısrî ne güzel anlatmış ehl-i beyt sevgisini, acısı yüreklerde büyüdükçe büyüyen Kerbela’yı... Tarifsiz açılara değdirmiş simsiyah mürekkebe daldırdığı divitini…
“Ol Hasan hazretlerine zehir içirdi eşkıya,
Hem Hüseyin oldu susuz şehid-i Kerbelâ,
İkisi de aslı nesli cümle âli Mustafâ.
Ben onun evlâd-ı ensabına kurban olayım.”
On dört asırdan beri yürekleri dağlayan Kerbela hadisesi Türkiye’de ve dünyada pek çok yarışmaya konu oluyor. Özellikle Muharrem ayında öğrencilere ve diğer serbest katılımcılara yönelik çeşitli yarışmalar düzenleniyor. Geçenlerde Bab-ı Ali Vakfı tarafından “Kerbela” konulu bir şiir yarışması düzenlendi. Bu yılki şiir yarışmasının konusu ise “Kerbela Kahramanlarından herhangi birisi hakkında şiir” içerikliydi. Yüzlerce Kerbela sevdalısı katıldı yarışmaya. Maksat Kerbela’yı ve Kerbela kahramanlarını en güzel şekilde anlatmaktı. Bir anlamda kalemler ve duygular yarıştı.
Türkiye genelinde düzenlenen “Kerbela ve Kerbela kahramanları” konulu şiir yarışmasında şair ve yazar M. Nihat MALKOÇ, Peygamber Efendimizin sevgili torunu, gözünün nuru, Kerbela’nın en büyük kahramanlarından biri olan Hz. Hüseyin’i anlattı. Şairimiz, Hz. Hüseyin’in örnek mücadelesini anlattığı “Hüseynî Kaside” adlı şiiriyle Türkiye Birinciliği ödülü kazandı. Şair M. Nihat MALKOÇ, bu neticeyle 500 TL’lik para ödülünün de sahibi oldu. Şiir yarışmasının ödülleri, 5 Aralık 2011 Pazartesi günü Kırıkkale Gök Düğün Salonunda düzenlenen programda takdim edildi. Söz konusu yarışmada birinci olan Malkoç’u tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Şair M. Nihat MALKOÇ’a Türkiye birinciliği getiren “Hüseynî Kaside” adlı şiirini dikkatlerinize sunuyoruz…
HÜSEYNÎ KASİDE
…kerbela’nin fedailerine tazimle…
Kerbela’nın goncası, suretin yâr Hüseyin!...
Buz tutmuş zemheride yüzün bahar Hüseyin!...
Gönlümün koyağında uçan beyaz kelebek
Yürek yangınımıza, bembeyaz kar Hüseyin!...
Kanayan her karanfil Hüseynî hüzün taşır
Yokluğun ince sızı, hep âh-u zâr Hüseyin!...
Karanlığın gölgesi, acının kör bıçağı
Bir yangındır Kerbela, içimde nâr Hüseyin!...
Dostu dosta düşürdü, fitne kök saldı kalpte
Gülün yanı başında serpildi hâr, Hüseyin!...
Pusu kurdu güneşe nefret yüklü bulutlar
Merhamet yüreklerde bir yok bir var Hüseyin!...
Kıyama durdu vicdan, kan kusarken şafaklar
Firar etti hoşgörü, kayboldu ar Hüseyin!...
Kerbela çöllerinde canlar geçti kılıçtan
Yara aldı insanlık, ettik zarar Hüseyin!...
Doymadık didarına ey şehitler serdarı!...
Senin engin ruhuna bu dünya dar Hüseyin!...
Sana olan hasretim açılır yaprak yaprak
Ayrılığa katlanmak çetin karar Hüseyin!...
İzim izinden gider ömrün yokuşlarında
Yaralanmış yüreğim seni arar Hüseyin!...
Heybemdeki sualler zehirli kıymık gibi
Cevap beklediklerim soru sorar Hüseyin!...
Kan dolu badelerden yudum yudum içenler
İnsanlık onurundan etti firar Hüseyin!...
Zulmün keskin kılıcı boynuna indiğinde
Biçti ümitlerimi paslı hızar, Hüseyin!...
Rahmet yıldızlarının düşmüşüz uzağına
Kararan kalbimize eyle nazar Hüseyin!...
Bir nefes kadar uzak gurbet-sıla arası
Ameller sermayemiz, dünya pazar Hüseyin!...
Masum düşünceleri çekip darağacına
Cana kast edenlere gönlüm kızar Hüseyin!...
Nefretin çanağında içilen her damla kan
Sirkeyle bal misali öyle bozar Hüseyin!...
Acının hasat vakti, bulutlandı gözlerim
Taşıyamadı gülü gönül sakar, Hüseyin!...
İnsaf fukaraları, kusarlar nefretini
Vicdanlar dürülünce tuz da kokar Hüseyin!...
Suların yangınında göklerden alev yağar
Oluklardan su değil, kan yaş akar Hüseyin!...
Zulmün prangaları dadanır özgürlüğe
Hicranın kor ateşi bizi yakar Hüseyin!...
Muharrem geldiğinde güller boynunu büker
Kalbimizin feryadı göğe çıkar Hüseyin!...
Mübarek bedenini kesen kılıç utanır
Sensizlik cana mihnet, gönül bıkar Hüseyin!...
Rahman’ın huzurunda ruhun bayram ederken
Sıladan uzak kalmak bizi sıkar Hüseyin!...
Gönlümün haremine destursuzca girenler
Sözleri boğazıma bir bir tıkar Hüseyin!...
Bu dünya sahnesinde son söz söylendiğinde
Perdenin arkasından bize bakar Hüseyin!...
Derbeder yüreğime düşer hicran yangını
Yaşanan onca acı, sanki ihtar Hüseyin!...
Gecenin kuytusunda paramparça düşlerim
Adını sayıklarım leyl-ü nehar Hüseyin!...
Yezid’in kör kılıcı paslanır bir köşede
Tarih seni şerefle, şanla yazar Hüseyin!...
M. NİHAT MALKOÇ