- 1141 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KERBELA
KERBELA
(-Muharrem Ayına Bakış- yazımın devamı olarak kaleme aldığım Kerbela çalışmasını biraz teferruatlı anlatmak için diğer yazımdan ayırdım.)
Peygamberimiz Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) in vefatı ile Asr-ı Saadet devri kapanmış, bu hayatın gölgesinde Hulefa-i Raşidin (4 büyük halife) dönemi başlamıştır. Kur’an’ın gölgesinde, sünnetin ışığında, adalet ve doğrulukla yönetilen 30 yıla yakın bir zaman. (632-661)
Hz. Ali’yi halifeliği boyunca rahat bırakmayan Ebu Süfyan’ın oğlu Muaviye, hakemler olayında küçük bir hileyle halifeliği saltanata dönüştürerek Emeviler Devletini kurmuştur. (661) Hizmeti saltanata dönüştürenler, saltanatlarını korumak, hâkimiyetlerini kollamak için; zulüm ve baskılara sarılmışlar, gereksiz vergilerle milleti canından bezdirmişler, zevk-ü sefaya dalmışlardır.
Şuara veya hakemler tarafından seçilen halifeye biat etme âdeti Hz. Muaviye’nin ölümüyle son bulmuş, Muaviye ölürken oğlu Yezit’i halife tayin etmiş. Böylece İslam tarihinde bir ilk, halifeliğin babadan oğula geçme hadisesi başlamıştır.
Yezit, halifeliğin yükünü kaldıracak, İslam ahlak ve fazileti ile yoğrulmamış; aksine şımarık, günahları alenen işleyen, hatta orucunu içkiyle açacak kadar dinden uzak bir kişiliğe sahipti. Halifeliğini hazmet için değil de: zevk ve saltanatının bekası için kullanıyordu. Kendi durumunu bildiği için acele bir şekilde Medine valisinden özellikle sahabe-i kiramdan kim varsa biat etmelerini; etmiyorlarsa, gereğinin yapılmasını emreder.
Hz. Hüseyin durumun vehametini anlayınca yakınları ile Mekke’ye geçer ve Mekke’de Kufelilerden mektuplar almaya başlar. Yezit’ten şikâyetlerini bildirerek “Gel, başımıza geç, seninle sonuna kadar beraberiz” kabilinden, başlarına geçmesini istemektedirler. Hz. Hüseyin yeğenlerinden Müslim bin Akil’i Kufe’ye yollayarak “Samimiyetlerini ve genel durumu” bildirmesini ister.
Müslim bin Akil, Hz. Hüseyin adına 30 bin kişiden biat aldığını bir mektupla bildirir Hz. Hüseyin’e. Kufe Valisi Numan b. Beşîr el-Ensarî’yi görevini yapamadığı için görevden alan Yezit, yerine Ubeydullah bin Ziyat’ı tayin eder. Ubeydullah’ın ilk işi Müslim’i ve onu barındıran Hani bin Urve’yi şehit etmek olur. Çok acıklıdır ki, 30 bin kişiden Müslim bin Akil’e 30-40 kişi sahip çıkmıştır. Halka müthiş bir baskı uygulayarak Hz. Hüseyin’in taraftarlarını dağıtır ve sindirir.
Yaşayan Sahabe-i Kiramın hemen hepsi, Kufe’ye gitmemesi için ne kadar ısrar ettilerse de, ikna edemediler Hz. Hüseyin’i. Yolda Müslim’in şehit olduğunu haber alınca; beraberindekilere “İsteyen geri dönebilir.” diyerek, dönenlere izin verdi. Takriben 80 kişilik yakını 1000 kişilik Kufe’nin öncü kuvvetleri nezaretinde Kerbela denilen yere götürüldüler.
Ubeydullah, Merv valisi olan Ömer bin Sa’d (Sa’d bin Ebi Vakkas’ın -aşere-i mübeşşereden- oğlu) 3000 kişilik ordusu ile yanına çağırır. Ömer Hz. Hüseyin ile çatışmak istemediğini görünce, önce valiliğinin elinden alınmasıyla, ardından da öldürtmekle tehdit eder. Kufe ordusu ile 5000 kişi olan Yezit’in askerleri Hz. Hüseyin ve yakınlarını muhasara altına alırlar. Fırat nehrinden su içmelerine bile müsaade etmeyecek kadar zalimleşirler.
Hz. Hüseyin, Ömer bin Sa’d’ı çağırarak, ona üç tekliften birini kabul etmesini söyler.
1. Cihat etmek için hudut boylarına gideyim.
2. Yezit ile beni görüştürün.
3. Bırakın Medine’ye döneyim.
Üçü de makul olan bu tekliflerini Ubeydullah’a iletir. Yezit’ten beter Yezit olan Ubeydullah “Ben seni oraya muhabbete ve sohbete göndermedim” diyerek, bir an önce işin bitirilmesini ister.
Bir muharrem ayında (10 muharrem) acımasız zalimler 80 kişinin üzerine 5 bin kişilik ordu ile saldırırlar. Bugün dahi dinleyenlerin tüylerini diken diken eden vahşeti gerçekleştirirler. 72 kişi acımasızca şehit edilir. Kadın, kız, çoluk, çocuk bu katliamdan kurtulamazlar. Adeta Ehl-i Beytin kökünü kazımak için gerçekleştirilen plan başarı ile uygulanmıştır. O günden sonra kimse Yezit ismini çocuğuna vermez. İsmi duyulduğu an, akla Kerbela gelir çünkü. Annesi cennet hanımlarının annesi, babası; velilerin sultanı, Dedesi ise Âlemlerin Efendisi olan Hz. Hüseyin 33 mızrak yarası, 14 kılıç yarası alarak, kahramanca savaşarak şehit edilmiştir.
Ya Rabbi… Yine bir muharrem ayındayız. O gün Peygamber torunlarına yapılan muamele, bugün Peygamber ümmetine yapılmakta. Bilimin ve teknolojinin en son geliştirdiği silahlar bu ümmetin üzerinde denenmekte. Düşen bombalara sapanlarla karşılık verenlere bile tahammül edemeyen, Ebrehe’ler, Yezit’ler, Şimon’lar Müslümanlara kan kusturmaktalar. Ebrehe’ye ebabillerini gönderdiğin gibi, Hendekte meleklerini gönderdiğin gibi, Yardımına muhtacız. Onların kurmuş oldukları tuzakları başlarına geçir. “Çünkü Sen oyun kurucuların en hayırlısısın.” Kerbela dünya tarihinde, muharrem ayında gerçekleşen son olay olarak kalsın. Gözü kandan başka bir şey görmeyenlere iktidar nasip etme. Müslümanlara güç ver. Birlik ver. Dirlik ver. Başarı ve zafer ver. Sevelim birbirimizi, Senin sevgini kazalım. Birimizin eline diken batsa, çıkarmak için yarış yapalım, Senin rahmetine layık olalım. Kimseye kalmayacak olan dünyada, barış ve kardeşliği tesis edecek güç ver bize.
Amin.
(Mehmet Asım Köksal Hocamızın “Kerbela” isimli kitabında okuduğum bir olayı bu çalışmamın sonunda anlatmadan geçemeyeceğim. Özellikle Fırat nehrine uzak bir bölgeye çadırlar kurdurulmuştur. Gerek içmek için olsun, gerekse temizlik için olsun onlara suyu çok gören, şiddetle onları taciz eden zatın ölümü tam ibretlik. Kerbela hadisesinden çok geçmemiştir ve bu zat bir hastalığa tutulur. İçerisinde bir ateş, ne yapsa söndüremez bu ateşi. Serin sular, şerbetler içer ama bir türlü kanmaz. Hararetini söndüremez. O kadar çok su içer ki davul gibi olan karnı patlayarak geberir.)
Osman Erdoğmuş
YORUMLAR
Kerbela olayında Hz. Hüseyin'i Kerbela'da durdurup susuz bırakan, sonra da yakın arkadaşlarıyla beraber Hz. Hüseyin'i şehit eden birliğin komutasındaki kişi Ömer b. Sa'd'dır.
yani ubeydullahın askeri
zaten yezitşn niyeti saltanattı istediğini de elde etti hz.hüseyin halifeliği bıraktı geri dönüyordu
askiklimi
Ömer binSa'd ise Saad bin Ebi Vakkas'ın oğlu.
Cennetle müjdelenen on kişiden birinin oğlu yani.
kerbelayı çok akıcı bir dille anlattınız.bir hususu belirtmek isterim,hz hüseyinin küfeye davet edenleri amcaı abbas hoş karşılamamış ve ''ya hüseyin gitme onlar seni halife etmez küfelilere güven olmaz''dedi ama dinletemedi gitti ama neden gitti halife olacaktı olamadı
ubeydullah zamanında hz aliye kin duymaktaydı intikamını oğlundan aldı .birde burasını açıklamak gerek hz hüseyini yezet e gönderseydiler tarih başka cereyan edecekti herkes bilir ki yezit hz hüseyini şehit etmiştir.aslı öyle değil komutanı ubeydullah şehit etmiştir hz hüseyini
''ben sana hz hüseyini öldür mü dedim''diyen yezit ubeydullahın kellesini odasında uçurmuştur
askiklimi
Yezit'in çıkışı doğrudur ama samimi değildir.
Niyeti Hz. Hüseyin Efendimizden kurtulup,saltanatını pekiştirmekti.
Hz.Hüseyin efendimizin gayreti saltanatın önüne geçip,ardından gelecek zulümlere engel olmaktı.
Teşekkürler İlgi ve alakanıza Ozanım.