- 682 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
NAMUSLU OLABİLMEK...
Şener Şen’nin yıllar önce oynadığı “NAMUSLU” filmini izleyenler anımsarlar.
Adam namuslu, dürüst bir ülke bireydir. Ve bir bankada memur konumundadır.
Yine bir zamanlar ülkede estirdiği unutulmaz ve karşı konulamaz bir rüzgarın, Değişim Rüzgarları’nın mucidi. Bal tutan parmakların veli-nimeti. Güzel yurdun yedi bölgesinin dağından, bayırından toplanmış Papatyalı şık masaların baş dizaynırı olan ve ettiği ‘veciz sözler’ toplumun büyük çoğunluğu tarafından anında kabul görüp, uygulanan.
Günümüz Türkiye’sinin hızla büyüyüp, gelişip, kalkınmasına. Muz Cumhuriyetleri tarafından dahi örnek alınmasına, yadsınamaz büyük katkılar sağlayan bu sözlerinden ikisi filmin ‘ana teması’ nı oluşturuyordu.
“Benim memurum işini bilir!” Ve “Ben zengini severim!”
Ancak bu namuslu adam, her zorluğa ve başta ailesi olmak üzere çevresinden gelen onca baskılara karşın bir türlü ‘namussuz!’ olamadığından dolayı, ne ‘işini bilen memur’ ne de ‘zengin’ olabilir. Üstüne üstlük başına gelmeyen kalmaz.
Elektrik faturalarınıza göz attınız mı şu sıralar hiç? Ya da atmış olsanız bile, gördüğünüz abartılı ‘ödeme rakamı’ sizi ilgilendirdi mi?
Bu soruyu bana soracak olursanız…
Bu ülkede sistemin hanidir böyle kurulduğunu. Düzenin bu şekilde daha kolay, tıkır tıkır işlediğini. Ve bu rezil durumun giderek artarak süreceğini;
Başlarda ‘kavak yellerinin’ estiği. Hayatın gözlere ‘toz pembe’ göründüğü ilk gençlik yıllarımda algılayıp, sezinlemiş olsam da…
Bir bir sönen ışığımın yerine, yanan yüreğimin derin acısını; bir sokak simitine göz ucuyla bakıp, onun yerine bir ekmek almanın daha uygun olacağını içimden geçirdiğimde…
Elimdeki cüzdanla, omzumdaki geniş şalı aynı gün kaybettiğimi çok sonra fark ettiğimde
hissettim daha çok...
Kaçak elektrik ve israflardan kaynaklanan onca elektrik açığının, her zaman ve her şeyde olduğu gibi yine namussuzları ödüllendirip. Namusluları cezalandıracaklarını. Bu açıkların, ödemesini yapanların faturalarına yansıtarak yapacaklarını açık açık söylemişlerdi zaten.…
Bu namussuzların arasında kimler yok ki…Devletin arazisini gasp edip daha sonra site sahibi olan gecekonducusundan. Anlı şanlı zengine. Büyük iş sahiplerinden tutun da sanatçısına kadar…
Bir dönemin enerji bakanının kaçak elektrik kullandığı haberini anımsadım.
Öncelikle oturdukları koltuğu soyan devletin başındakiler olursa…
Ve ne yazmaya kağıt kalemin, ne anlatmaya insan ömrünün yeteceği daha nice Dramları yaşayanlar, işte bu bir avuç kalmış Namuslulardır asıl.
Yiyin ey yüce halkım! Yiyin!
Yiyin efendiler! hanımefendiler! Yiyin!
Yiyin görgüsüz acımasız namussuzlar yiyin!
Yiyin soyguncu vurguncu talancı zorbalar yiyin!
Yiyin insan onurundan habersiz düzenbaz sahtekar entrikacı yüzsüzler yiyin!
Yiyin kendilerini ölümsüz sanan insan kılığına bürünmüş müflisler yiyin!
Yiyin vatan hainleri dönekler satılmış korkak namertler yiyin!
Bu Ülke Her Daim Sizin Gibilerin Ülkesi olmadı mı Zaten!?
YORUMLAR
Kaleminize ve ağzınıza sağlık.
Saygılarımla.
Yazınızı okuyunca aklıma "Han-ı yağma" şiiri geldi.
Uzunca olan şiirin son bölümü şöyleydi;
...
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak,
Yarın sönmüş bakarsınız, bugün çatırdayan ocak,
Hazır mideler sağlam, hazır mideler sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak,
Yiyin, efendiler, yiyin, bu haykıran sofra sizin,
Doyuncaya, kusuncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
-Tevfik FİKRET-
...
TÜLİN ÖZTUNÇ
Yer gök birbirinr kavuşur, ancak bu ülke aydınlık günlere kavuşamaz.
Esenlikler dilerim.