- 783 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ŞAKŞAKÇILAR-III
SOL NEDEN OLMASI GEREKEN YERDE DEĞİL
TOPLUMCU YÖNETİM TÜRKİYE İNSANININ KARAKTERİDİR. Yok sayılması veya toplumcu düşüncenin köreltilmesi T.C.nin sonu olur. Böyle bir son bölge insanının tamamını olumsuz etkiler. Bölge ahıra döner, halklar güreşen öküzlerin ayakları altında çiğnenir.
Sol neden kendini ifade edemiyor, iyi örgütlenemiyor mu, propaganda yapamıyor mu, sorun nerede. Sol partiler halktan gelen halka veren partiler olduğu halde, halkın oyunu neden alamıyorlar. Halkın sevgisini, güvenini yitirecek yanlışları mı var. Toplumcu söylemin ve kadroların gelişmesini engelleyen baskılar mı var. Bu baskıları kimler, ne amaçlarla ve hangi yöntemlerle uyguluyorlar.
Neden acaba.
Din üzerinden nemalanmadıkları, sabah akşam dini dillerine dolamadıkları için mi. İnsanların gözünün içine baka baka, din-iman naraları atarak, kolay kazancın, insanları din adına sömürmenin peşinde olmayı beceremedikleri için mi.
İnanç farklılıklarına saygılı oldukları için mi. Müslüman mahallesinde salyangoz sattıkları için mi.
Sünniler kadar Caferilerin, , Şiilerin; Müslümanlar kadar, İsacıların, Musacıların, Budacıların, Brahmanistlerin, ve hatta hiçbirine bağlı olmayanların da yüce insani değerler içinde olabileceklerini kabul ettikleri için mi.
Öyle ya, evrensel düşünebilenlerin, dünyamızın çok farklı insanlarıyla temas etme şansı olanların, inançlar konusunda derin inceleme ve düşünme fırsatı bulanların görüş zenginliğine sahip olması doğaldır.
Sınırlı bölgelerde, hep aynı bilgilerin evrilip çevrildiği kapalı toplumlardakilerin bakış ve görüş ve değerlendirme zaafı içinde olmaları da doğaldır.
Söylemler güzel de, bizim memleketimizde tablo nasıl. Bizim solcular- toplumcular, değerli olduğunu anlatmaya çalıştığımız evrensel bilgi ve değerler, görüş ve davranış olgunluğuna ulaşmışlar mıdır.
Sanmıyorum.
Toplumculuğu benimseyen, dinin siyasette kullanılmamasını, herkesi metazori tek mezhepte toplama düşüncesine karşı duran; paranın baskısından kurtulup insanca yaşamın egemen kılınmasını savunanların donanımsız ve bölük-pörçük olduğu izleniyor. Bu yüzden halkın yeterli desteğini alarak hükümet olamıyorlar.
Ya iktidar olanların avantajı nedir. Her ne kadar siyasetbilimcilerin ve toplumbilimcilerin işi olsa da, biz yurttaş olarak, bize yansıyanı dile getirme özgürlüğünü kullanarak diyelim:
Yoktur birbirimizden pelür kağıdı kalınlığında farkımız.
Fark beklentidedir. Fark yordamdadır. Fark müdahil olan argümanlardadır.
Fark çıkar için siyaset yapmak, insan için siyaset yapmak veya makam için siyaset yapmaktadır.
Toplumcunun arkasında, tabanında toplum vardır, olmalıdır. Eğer bu toplum desteğini bir şekilde saptırırsanız, toplumcu boşlukta kalır, işi biter.
Toplum-birey neden kendisi için var olduğunu söyleyeni yalnız bırakıyor, desteklemiyor.
Çünkü kendisi için yararlı olanı görmesi karşı tarafça engelleniyor.
Duygular sömürülüyor.
Rüşvet veriliyor.
Tehdit ediliyor.
Gözler bağlanıyor, kandırılıyor, oyalanıyor,
Bir tarafta hizmete dayalı ego tatmini egemendir. Diğer tarafta bölüşülecek (kişisele dönüştürülecek), haklı yollarla elde edilemeyecek, paylaşılabilir getiriler vardır. Bu nemalanma, kazanç ve olanakların ekip arasında paylaşılması kapitalcı siyasilerin birleştirici zamkı, itici gücüdür.
T.C.’de uzun yıllar iktidarlar böyle saptanmıştır.
Ek olarak, hem din sömürücüsü Arapların, hem ekonomi sömürücüsü batının, hem aşırı milliyetçi Yahudilerin çoğu zaman yoğun desteğini almışlardır. Bu destekelerde ikili ilişkilerin denge ve hakkaniyeti önemsenmeyerek, bizim insanımızın hep zarar etmesi paracı siyasilerce umursanmamıştır.
İnsanımız toplumcu siyasetin gerekliliğini anlayacak aydınlanma evresine uzaktır.
Halkımız özellikle soğuk savaş döneminde toplumcu düşünceden nefret ettirilmiştir.
Bunu yapan batıdır, Amerika’dır.
Soğuk savaş dönemindeki cephe kapma yarışıdır.
Toplumcular baskı görmüştür, aşağılanmıştır, iftiraya uğramıştır. Bilinçlenme, gelişme ve örgütlenme olanakları yok edilmiştir.
Kısaca köreltilmiştir. Bu koşullarda elbette sağlıklı bir kadro ile halkın karşısına çıkmak mümkün değildir. Donanımlı, yetenekli ve özgüvenli önderler-liderler ortaya çıkamamış, en küçük filiz belirdiğinde anında üzerine kezzap dökülerek kökten kurutulmaya çalışılmıştır.
Özetlemek gerekirse; Türkiye’nin siyasi yapısı doğasına uygun değil, çarpıktır.
Müsadenizle
(Devamı var)
YORUMLAR
Cevap yazmasanız da ilgiyle takip ediyorum .Sol neden mi iktidara gelemiyor , benim biraz dar
açılı halk gözümle söyleyeyim ..Onlar göz boyayıcı değiller, oldukları gibi görünüyorlar.Halk on-
Ların kendilerinden yana olduğunu kavrayamıyor . Yüzleri gerçek değil garip bir din perdesiyle
örtülmüş . Din kullanılıyor , dini kavrayamamışlarca..Halka biraz daha yalaşıp onlardan biri olduk-
larını solun hissettirmesi gerek .
Sizi sevgilerimle tebrik ediyorum , ellerinize sağlık ..
Sadece şu yazı bile solun daha yıllarca bu ülkede iktidar olamayacağını gösteriyor neden
1- bir kere Türkiye cumhuriyetinde madur olan taraf; Osmanlı Türkleri yani sünni müslümanlar
anadoluyu Türke yurt yapanlar geriye itilmiş yerlerine Rumeli bektaşileri ve anadolu alevileri geçmiler.
2- Türkiyede ki sol sol değil yapısı icabı faşist (gerçek sol olsa iktidar olur Türkiye'de)
3- Sol 88 yıllık olumsuzluklları sünni müslümanlara yıkmaktan vaz geçmeli (eğer olumsuzluk varsa iktidar sahiplerinindir) hakiki sünni müslümanlar hiç bir zaman iktidar olamadılar bu ülkede, görmüyormusunuz daha cumaya gidemiyorlar kızlarını inançları gereği okutamıyorlar başları kesilmiş, geçmişle bağları koparılmış.
4- bu iktidar sahipleri sadece bu düzeni devam ettirmek için başa getirilmiş kişiler.
5- ve bütün açılımlar sünni müslümanların önünü kesmek için ( sanki sünni müslümanlar iktidarda düzen onların düzeni gibi göstteriliyor) ama az kaldı sizide onlar kurtaracak sıkıntıdan biraz daha sabır. SAYGILAR