- 1053 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
IV GÖNÜL GÖZÜ 10
Çicek pasajında hüzzam şarkıların sesi dans ederek dolaşa dursun, Hacer içeride ağıt havasında ranzasına sığınmıştı, bir de Fatma’ya.
Hacer kurdun kuşun bile yanından geçmek istemediği bu zifir karası kafese daha ilk ayak attığında Fatma ve Zeynep elini uzatmıştı. Titreyen ayaklar, korku dolu gözlerledeki hüzünüyle ranzasına yaklaşırken, Fatma ve Zeynep hep bir ağızmış gibi;
" Allah kurtarsın" derken, gerisini ve sebebini sormayı zamana bırakmışlardı. Hacer başını kaldırıp onların yüzüne bakarken susmuş sadece boynunu bükmekle amin diyebilmişti. Bu sözleri ilk kez duyuyordu ve her geçen gün anlamını daha iyi kavrıyordu.
O günde; bugün ki gibi Fatma ona bir bardak çay getirmişdi. ( Fatma insan sarrafı gibi Hacer’in halinden anlamış kanı ısınmıştı. Yoksa dağil çay vermek , elini bile uzatıp tokalaşmazdı.Postasını koyardı ona.) Hacer,hoş geldin çayını, boğazı düğüm düğüm yutkunarak içerken;
" Hoş geldin bacım. Ben Zeynep İzmirliyim. Burdakiler Çatlak Zeynep derler.Bakma buradakilerin lafına, çekinme derdin olursa söyle.Sana buraya niye düştün diye sormayacam burada zamandan çok ne var ki. Dertleşmek istersen ben burdayım."
derken yüzü Hacerin buğulanmış gözlerindeydi. Fatma ayakta dikilmiş, Hacerin sol omuzuna teselli edercesine dokunarak;
" Fatma namı değer Erkek Fatma derler bana bacım. İnsan zamanla alışıyor sende alışırsın.Bende buraya ilk geldiğimde senin şimdiki halin gibiydim. Zeynep Ablam sağolsun o da olmasaydı.
Bir ihtiyacın olursa söyle emi." derken omzundaki elini hafif haif vumuştu Hacerin omuzuna. Hacer ise; o an zamanın ve evrenin bir boşluğunda sallanıyordu aklında ki tek şey kızı Meryem’ den başkası değildi.
Bir boşlukta şu an Beyoğlun’da yaşanıyordu. Hikmet midyelerin tümünü satmıştı.Kumpir tezgahına yardım ediyordu. Ahmet’ in uyuklamasını izlerken,Çiçekçi Memet belirdi. Hikmet ağrıyan sağ omuzunu ovarak ;
"Memet Abi istersen Ahmet gitsin, ben bakarım tezgaha, midyeleri bitirdim ben"
" Tamam gitsin " derken tezgahtaki hesabı Ahmet’ten aldı.Çiçekçi Mehmet cebinden çıkardığı parayla Ahmet’ e günlüğünü veriyordu. Ahmet bunun, onun son günlüğü olduğunu bilmiyordu. Çiçek pasajı da bilmiyordu. Hikmet hiç bilmiyordu keşke bilseydi.
Zaman akıp geçerken Meryem etrafın tenhalaşmaya başladığını; sokaktaki bir kaç sarhoş konuşması ve eğlence yerlerindeki kapanış müziklerinden anlamıştı. Kumpir tezgahını kapatıp Hikmet’le evin yolunu tuttular.
Meryem Hikmetin elini tutmuş kaymamak için ürkek adımlarla yürürdüler. Kar kesilmiş yerini rüzgarla karışık bir ayaz almıştı. Eve verdığında Hikmet bitişik dairedeki o ışığı görmüştü. O ışık aslında Meryemin ışığı olacağından habersiz, hayret dolu bir sesle;
" Meryem bizim yana tarafı tutmuşlar ışığı yanıyor" derken meryem heyacan dolu bir sesle ;
" İnşallah diğer taşınanlar gibi kavga etmezler."
YORUMLAR
Değerli yazarım, önceki bölümleri okumam gerek. İlk fırsatta bakacağım.
Başarılar dilerim, emeklerini kutlarım
selam ile
DİLEK YILDIZI
SAYGILAR....
Hep, sizin o güzelim " Gönül gözüyle " izledik olayları ,özellikle de dost bildiklerimizi.
Hiç biri kendisi değil.Sevapları ile olduğu kadar,günahlarıyla da sevelim şunları dedik,
hep aldatıldık..Denemenizi beğeni ile okudum.Öz ,özentisiz,içten,yalın ve de duru bir
anlatım..ve de şiir tadında .Düşündüren,duygulandıran hoş bir öykü.Kutlarım sizi.
Sevgiyle sağlıcakla esen kalınız.İlhamınız hep böyle bol olsun dilerim..
DİLEK YILDIZI
AMA SİZE BÖYLE YANSITA BİLMİŞSEM EĞER NE MUTLU BANA...
İLGİ VE ALAKANIZA SONSUZ TEŞEKKÜRLER.....
SAYGILARIMLA.....
BU YAZIDA,RANZALARDAN BAHSEDİYORSUNUZ..HACER MAHPUS' A DÜŞÜYOR AMA SEBEBİ NE??????? PEK ANLIYAMADIM..MERYEM BİZİM YAN TARAFI TUTMUŞLAR DİYOR,UMARIM GİDENLER GİBİ KAVGA ETMEZLER DİYOR,ACABA O EVDEN HACERLERMİ ÇIKTI. BİR KAVGAYLA ????????YANİ HACER MAPUSA NEDEN DÜŞÜYOR...??BİRAZ EKSİKLERİ VARDI AMA GENELDE GÜZEL BİR ÇALIŞMA OLMUŞ,AKICIYDI..BAŞARILAR DİLİYORUM SAYGILARIMLA....
Sami ASLAN tarafından 12/5/2011 9:20:26 AM zamanında düzenlenmiştir.
DİLEK YILDIZI
ELEŞTİRİNİZ ALMAK BENİM İÇİN ONURDUR. TEŞEKKÜRLER.
SAYGILARIMLA....
DİLEK YILDIZI
SAYGILARIMLA...
" Postasını koyardı ona" /anlatım tarzınızın dışına çıkmış gibi geldi ...
"bir boşluğunda sallanıyordu aklında ki tek şey kızı Meryem’ den başka bişey yoktu." cümlesi gelişi ve akıcılık açısında şçyle olsa daha iyi olurdu "Kızı Meryem den başkası değildi"
"Eve verdığında " Vardığında...
Tamamen amatörce bi eleştiriydi Genel olarak fikrimi soracak olursanız Ben akıcılığa önem veririm ve ana hatlarıyla akıcı bir yazı olmuş sürükleyiciydi ... Tebrik ediyorum saygılarımla...
IIMaViRuYaMII
DİLEK YILDIZI
"bir boşluğunda sallanıyordu aklında ki tek şey kızı Meryem’ den başka bişey yoktu." cümlesi için Evet haklısınız. Dürüst olmak gerekirse. O cümleyi yazarken askıda kalan bendim. ( düzelteceğim )
AÇIK SÖZLÜLÜĞÜNÜZ İÇİN KUTLAMAK İSTERİM SİZİ.
BU VE BENZERİ KONULARDA EKSİKLİKLERİMİ SÖYLEMENİZ ONUR VERİR BANA.HER DAİM ELEŞTİRİNİZİ EKSİK ETMEYİN BENDEN.verdığında-vardığında o küçük kusurları biraz maruz görün.
TEKRAR İLGİ VE ALAKANIZ İÇİN TEŞEKKÜR.... SAYGILAR....
DİLEK YILDIZI
Çok güzel bir öykü okudum haz aldım kaleminiz daim olsun efendim saygumla...
DİLEK YILDIZI
TEŞEKKÜRLER...SAYGILARIMLA....
anlam ve anlatım içerik çok güzel kutlarım emeğin zayii olmasın beğeni ile okudum kutlarım tebrikler...
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI
Bu kalemi ilk kez okuyorum. Aramıza hoş geldin yazar kardeşim. Seriyi anlamak için en başından okumak gerek ama bu bölümü bile bana çok şey hissettirdi. Sıkı bir kalemin var. Yazmaya devam lütfen.
Tebrik ederim, sevgilerimle.
DİLEK YILDIZI
SAYGILARIMLA...