Bu yazıda, Kahramanmaraş Valiliğince “Maraş Meşhurları” ismiyle 2009 yılında bastırılan ve içerisinde 500 civarında ismin bulunduğu bir kitabın eleştirisini yapacağım. Eleştiri yapmayı sevmeyen bir yapım var. Zaten, yazılarımı okuyanlar ve beni bilenler bunu bilir. Ancak bu gün eleştiri yapacağım.

Sözü edilen kitapta 500’e yakın Ünlü (burada bir ünlem işareti düşünün) ismi var. Tamam hepsini eleştirmiyorum, fakat, “apartmanda komşusunun dahi tanımadığı isimleri” ünlüdür diye bu kitaba yazmanın ne alemi var. Bu kitap nasıl hazırlandı. Bir komisyon mu kuruldu? O komisyon mu bu isimleri belirledi. Yoksa ahbap-çavuş cinsinden bir isim belirleme durumları mı var? Onu anlayan anlar zaten kitabı eline alıp da içindekiler kısmındaki isim listesini gördüğünde.

Şimdi, apartmanda komşusunun dahi tanımadığı kişilerin kitapta yer almasını, yukarıdaki gerekçelerden dolayı anladık da, Kahramanmaraş’ta bir bulvara ve bir Kuran Kursu’na ismi verilen ve halkın çoğunun tanıdığı şahsiyetin ismine kitapta nasıl yer vermeyiz? Sırf bu kişi midir kitapta yer verilmeyen, daha onlarca Ünlü Kişimiz bu kitapta es geçilmiş. Bu kitap alel- acele mi hazırlanmış? Anlamak mümkün değil.

Şimdi diyeceksiniz ki, çok da önemli değil, “işte bir kitap hazırlanmış ve halkın istifadesine sunulmuş.” Durum öyle değil. Bu kitabı Kahramanmaraş Valiliği bastırmış. Üstelik kitaba da “Maraş Meşhurları” diye çok iddialı bir isim verilmiş. Tamam, bir şahıs kendi adına bir kitap çıkartır ve ismini de mütevazi bir şekilde, mesela, “Kahramanmaraş’tan yetişen cevherler” falan filan diye belirler, bu kitaba bir deyeceğimiz elbet olmaz. Ancak, sen ismini “Maraş Meşhurları” koyacaksın, üstelik Kahramanmaraş Valiliği olarak bu işi üsteleneceksin ve kitapta meşhur olarak “yaşadığı apartmanda dahi tanınmayanı yazacaksın”, “Ülke genelinde ya da Kahramanmaraş çapında tanınanı da yazmayacaksın” işte o zaman ben bu kitabı eleştiririm. Bir de isim listesini bu kadar 500 gibi kalabalık bir şekilde belirlemeye ne hacet vardı? Onu da anlamak mümkün değil.

Evet, bir Yazar olarak böyle bir eleştiriyi yazıya döktüm. 2009 yılında basılan bu kitabı 2011 yılında gördüğüm için eleştirim de biraz geç oldu. Bu da mesele değil. Maksadımı anlayan anlamıştır.

Benim itirazım bu kitaba değil, içindekileredir. Her şehrin ünlüleri ve Ülke çapında tanınan insanları vardır. Kahramanmaraş’ımızın da vardır. Zaten, İlimiz özellikle edebiyat alanında şair ve yazarlarıyla ve sporda da güreşçileriyle ünlüdür. Elbette, Kurtuluş Savaşı’ndaki destanı yazan Kahramanlarımız, bir Sütçü İmam, bir Rıdvan Hoca, bir Arslan Bey, bir Avukat Ali Kısakürek ve benzeri isimler elbette dillerde ve gönüllerdedir. Kahramanmaraş’tan yetişen şair, halk ozanı ve edebiyatçılar kapsamında, bir çırpıda, Karacaoğlan, Derdiçok, Sünbülzade Vehbî, Necip Fazıl Kısakürek, Abdurrahim Karakoç, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Erdem Beyazıt, Cahit Zarifoğlu, Ahmet Taşgetiren, Vehbi Vakkasoğlu, Bahattin Karakoç, Aşık Mahsuni, Alaattin Özdenören, Rahmi Eray, Hayati Vasfi Taşyürek, Ali Akbaş ve benzeri kişiler aklımıza gelmektedir. Güreşte de, Bekir Büke, İsmet Alparslan, Avni Tarhan, Ahmet Ak, Şeref Eroğlu, Metin Kaplan, Harun Doğan ve benzeri isimler İlimizden yetişmiştir. İlimiz Ülke çapında en çok şair ve yazarlarıyla ve güreşçileri ile meşhurdur da, bunun yanında dini ilimlerde, siyasette, sanatta da birçok Hemşehrimiz Ülke çapında tanınmaktadır. Dini ilimler alanında, Hafız Ali Efendi, Hafız Osman Sandal, Cemal Nar ve benzeri isimler örnek olarak söylenebilir. Siyasette de, Ferruh Bozbeyli, Ökkeş Şendilller, Ali Sezal, Mehmet Sağlam, Ali Doğan, Nevzat Pakdil ve benzeri ünlü kişiler sayılabilir. Sanat alanında Türkücü Hilmi Şahballı ve Şarkıcı Kıraç ve benzeri sanatçılar İlimizden yetişmişlerdir. Memleketimizden Müsteşarlık, Vali’lik gibi üst makamlara yükselen kişiler (mesela Fikri Şahin, Celalettin Güvenç ve benzeri isimler) yetişmiştir. Bu isimlere, Ülke çapında ya da Kahramanmaraş genelinde ünlü oldukları noktasında, sanırım kimse itiraz edemez. Maalesef, bu kişilerden bir kısmı, yukarıda sözünü ettiğim kitapta yer almamış. Mesela, Hafız Osman Sandal, Hilmi Şahballı, Avukat Ali Kısakürek, Fikri Şahin, Celalettin Güvenç gibi isimlere ben kitapta rastlayamadım.

Evet, bu yazıda bir kitap eleştirisi mevcuttur. Umarım, bu hususta gelecek yıllarda daha dikkatli ve özenli davranılır, vesselam.