Yazabilmek...

• 4 Aralık 2011 Pazar 01:51:00

Yazmalı insan!.
Diğer canlılardan en önemli farkı da bu olsa gerek. İnsanın yazabilme yeteneği!.
Çünkü, diğer tüm özellikler bütün canlılarda benzeştir. Bir tek, yazabilme yeteneği insanla sınırlı, özel ve ispatı apaçık olan bir gerçektir. Diğer özelliklerinin hiç birinin, insana has olduğu hakkında yüzde yüz kesin bir kanıtı yoktur. Bir Angut’un aşkı konusunda nasıl hüküm sürebilir ki bir zoolog?.Ya da annesini arayan bir Kuzu’nun, annesi ile konuşmadığını nasıl söyleyebilir ki bir dil bilimci?. Hep derler ya insanı hayvandan ayırabilen tek şey düşünebilme yeteneğidir diye, hayvanların düşünemediğini hangi psikoanalist incelemiş ve ispatlamıştır?.
Konuşuyor, düşünüyor ve aşık oluyor hayvanlar da. İçgüdü ise, hayvanların hangi şartta olursa olsun doğalarına ihanet etmeden gerçekleştirdikleri bir yetenek değil midir insanoğlunun aksine?.
Anlıyor musun? Benim aklıma gelmeyen daha bir sürü ispat, senin de aklına da geliyor mu?.
Hiç, gebe dişisiyle cinsel ilişki kuran başka bir canlı var mıdır insandan başka? Üstelik kendi yeteneği ile geliştirdiği doğal gebelik testleri ile, daha cenin rahme düşer düşmez bu ayırımı yapabilen. Cinselliğini hayvanca! yaşayan başkaca bir hayvan var mıdır?
Bence, insanı hayvan dan ayıran en önemli farkı, yazabilmesidir...
Ve yazıt, insanoğlunun ölümlü dünyasında yaşadıklarından daha da değerlidir. Hangimiz binlerce yıl önceki mağara duvarlarında halen varlığını sürdüren şekil ve yazılardan daha uzun yaşayabildik ki? Nerede onları yazanlar ve işleyenler?.Varlar mı şu an? Yazdıkları ise ölümsüz değil midir?. Yazılan her hikaye ve anı, günün birinde illaki ya yaşanmıştır,ya da
yaşanacaktır desem ve eklesem;" İnsan beyni gerçekleşmeyecek hiç bir şeyi düşünemez. Ve düşünebildiği her şey bir gün gerçekleşecektir!." Bana deli der misin?. Bir yazarın kendi ruh dünyasında şekillendirip sunduğu her yazıt, aslında yaşadığımızı zannettiğimiz, bize gerçek yaşam diye sunulan o kısacık andan daha kıymetli değil midir kainat takvimine göre?. Gerçek olduğunu zannettiğimiz an’lar değil midir ölümlü olan?. Hakikaten gerçek midir yaşadığımız sanılan?.
Daha neler, neler...
Yazmalı insan ve yazdıkça ölümsüz olmalı an.
Her yazılan okunmasa da, saçma gelse de birilerine, bir gün illaki birileri okuyacaklar ve yazılan yazıyı ve anı ölümsüz kılacaklardır...
Yaşananlar değil,yazılanlar gerçektir ve ölümsüzdür sırf bu yüzden...
İnsanı hayvandan ayıran tek şey yazabilme yeteneğidir. Kim ne derse desin, yazmayan ya da anlarını yazdırmayan her varlık ölümlüdür ve zavallıdır.
Ve yazma yeteneği olmayan yaşayanlar, sırf bu yüzden, benim için yeteneği olduğu halde yazmayan insanoğlundan daha da kutsaldır...En azından onlar ellerinden gelen her şeyi yapmaktadırlar bir canlı olarak.
Bir kurbanlık Koç’un gözlerine bakın. İyice bakın. Tam, insani korkular için boğazına bıçak dayatılmış,yere yatırılmış ve ayakları bağlanmışken bakın. Ve yahut, hayvanat bahçesinde ki müebbete mahkum bir Maymun’un.
Yazabilseydi şayet, size neler neler yazar dı?.

Onlar yazamıyorsa;
Siz yazın, ya da okuyun.
Onların, kendinizin ve yaşamın öyküsünü.
Ve ölümsüz kılın.
Yaşadığınızı zannettiğiniz anların tam aksine...

Not: Yukarıdaki yazıda adı geçen bütün hayvanların isimleri, yazar tarafından özel isim kabul edildiği için ilk harfleri büyük yazılmıştır...

ahad...