KATI- SIVI- GAZ

• 3 Aralık 2011 Cumartesi 22:04:41

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur zaman içinde, pireler berber develer tellal iken ;
Üç tarafı denizlerle çevrili güzel mi güzel bir ülke varmış. Herkes mutlu mutlu yaşarmış.Bu ülkenin akıllı mı akıllı bir padişahı var mış. Öyle ki dünyanın en akılıi insanlarını sarayına çağırır onlarla akıl yarıştırırmış. Bir çoğu onun aklı karşısında pes edermiş. Padişah kendini yenen kişiyede ödül olarak bir kese altın verirmiş.

Padişah atını çok severmiş. Bunu herkes çok iyi bilirmiş.Padişah çok sevdiği atıyla ormanda dolaşırken aklına birşey gelmiş.Padişah düşünmüş, düşünmüş; verizlerini, sadrazamlarını yanına çağırmaya karar vermiş. Demiş ki ;

" Tellallara haber salın, bir yarışma açıyorum.Kim bana hem seveceğim,hem dokunacağım, dokununca tutamayacağım, hemde göremeyeceği bir şey getirirse ona üç kese altın vereceğim " demiş. Sadrazamlar, Vezirler şaşmış kalmışlar. Hepsi bir ağızdan ;

" Hiç öyle bir şey olur mu padişahım ? " demişler. Emir bu ya tellalları çağırmışlar söylemişler. Tellallar ülkenin dört bir tarafını gezip, yarışmayı ilan etmişler.

Okuldan eve giderken Edip adında bir çocuk bu yarışmayı duymuş. Akşam yatmadan önce bu yarışmayı düşünmüş.Aklına öğretmeninin anlattığı bir şey gelmiş. Sabah annesinden izin almış. Annesi ona yiyecek hazırlayıp torbasına koymuş. Köyün en bilge kişisine fikrini söylemiş. Bilge Dede ona şunu demiş;

" Aferin sana iyi düşünmüşsün.Bak şimdi onun için bu ülkenin en büyük gölü olan Van Gölüne gitmelisin.Ordan gölden su doldurmalısın. Sonra da bu ülkenin en büyük dağına Ağrı dağına çıkmalısın" demiş.

Edip yola çıkmış yollara az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş.Kocaman Van Gölüne gelmiş. Testisine suyunu doldurmuş çıkmış yollar. Dere dememiş tepe demiş gitmiş. Kocaman Ağrı dağına çıkmış. Ağrı dağı çok soğukmuş. Van gölünden aldığı suyu bir kayanın çukuruna doldurmuş.Bir mağraya girmiş yatmış.

Sabah bakmış ki su donmuş. Hemen buzu alıp buzdan bir at yapmış. Tam kocaman bir anka kuşu yanına konmuş. Edip ile Anka kuşuyla konuşmaya başlamış. Anka kuşu " Bak bana yiyecek verirsen seni saraya hemen götürürüm" demiş.

Anlaşmışlar Edip cantasından bir parça ekmek vermiş. kşuun sırtına atlayıp ucarak saraya gelmiş. Edip Anka kuşuna teşekkür etmiş.Anka ukşu uçmuş gitmiş.
Hemen padişahın yanına gitmiş. Buzdan atı göstermiş padişah buzdan atı çok sevmiş. padişah;

" Eeeee bütün hünerin bu mu " demiş. Edip hemen bir tencere istemiş. Buzdan atı tencereye koymuş biraz ısıtmış. buz çözülünce padişaha dönmüş demiş ki ;
" Hadi Padişahım şimdi atı tutun da görelim" demiş. padşah elini tencereye bir atmış ki su olmuş at. avuçlamış tutamamış. Padişah;

" Tamam ama bir de benim görmeyeceğim bişey olması lazım. Onuda yaparsan 3 kese altın senindir" demiş. Edip hemen tencerenin altını yakmış. Su kaynamış buhar olmuş havaya karışmış. padişah bir bakmış ki su da yok olmuş.

"Aferin sana çocuk al bakalım sana üç kese altın" demiş. Edip çok mutlu olmuş. Bu masalda burada son bulmadan önce ;

" Gökten 3 kese altın düşmüş. bir kesesi sokaktaki kimsesiz çocuklara , bir kesesi Van’da depremden kurtulanlara bir keseside dersine çalışan EDİP ’ e.

SON
BİLGİ: Türkiye nin üç tarafı denilzerle çevirili;
En büyük dağı Ağrı - en büyük göl Van ve KATI- SIVI- GAZ

"