- 4007 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DOĞUM GÜNÜ
Güneş, bulutlar, mavi gökyüzü ve geçmişten günümüze uzanan görkemli dağlar. Geçmişten kalan bu güzellikler ve biz insanlar. Güzel ve yaşanılası dünyamız. Güçlü olduğumuzda hâkimi olacağımızı sandığımız, ne kadarına hâkim olsak da yetinmediğimiz dünyamız. Güneş ve bulutlar geçmişten günümüze aynı. Mavi gökyüzü de kaybetmedi maviliğinden bir şey. Ama biz insanlar aynı güzelliği ve saflığı taşıyamadık bu güne. Yitirdik saflığımızı, yitirdik duygularımız. Zaman geçtikçe ayrıldık, ayrıldıkça da benler, bizler ve onlar oluştu. Kibirler, hor görmeler ve tahammülsüzlük. Evet! Hiç tahammülümüz olmadı bizden olmayana. Millet olduk, devletler oluşturduk bu dünyaya. Baki kalırız sandık, gerçeğe bakınca kalmadık, kalmayacaktık ta. Dinler geldi bu muhteşem dünyaya. Hepsinin emirleri de aynıydı aslında. Biz onları da alet ettik ihtiraslarımıza. O güzel emirlerden çıkarak kıydık yüzyıllarca insanlığa. Durmadık zaman aktıkça geliştik, ilerledik çokta iyi kullandık bu gelişimde aklımızı aslında. Ama hangi akıl yenilme diki ihtiraslara, hangi bilim birleştirmeye çalıştık ki insanlığı. Demiri bulduk ilk siparişimiz keskin kılıçlar oldu. Barutu bulup yüz yılın buluşu dedik, yıkılmaz dediğimiz kaleleri yıktı başımıza. İhtiraslar hiç durmadı; silahlar, tüfekler, bombalar. Tüm zamanımızı verdik, yorulmadan sadece yıkmaya. Durun bir bakın artık dünyaya: Uzatmış kollarını iki yana, çökmüş yanakları. Farkında mısınız zifiri karanlıklar oluşmuş gözlerinin altında. Kızarmış gözlerinden akan, çocuk masumluğundaki gözyaşlarını görün artık. Çok uğraşmadık mı yormaya sizce de? Ne verdik ki acıdan başka. O ise hiç karşılık beklemeden sunmadı mı güneş ve bulutları, ne zaman esirgedi ki gökyüzünün maviliğini bizden. Hadi durmayalım bizde uzatalım elimizi artık, diline ve ırkına bakmadan karşıya. Kimlikleri kaldıralım, tüm emirleri ortak kılalım ve sıkı sıkı sarılalım insanlığa. Bu gün yeniden doğmuş olsun dünya, gelin kutlayalım tüm insanlıkça. Derin bir çukur kazalım tam ortasına. Atalım tüm silahları içine, parçalayalım tüm kılıçları burada. Tüm ihtirasları bırakıp sadece insan olduğu için tutalım yanımızdakinin elini. Geç olsa da, bize verdiği güzellikler avuçlarımız da, güvercin beyazlığındaki ruhumuzla, ilk gününde doğum günüde buluşalım dünyayla.