BEYAZ GÜL
İpin ucunu elime alıp yine eskiye döndürmek zor gelmişti ilk başta. Ama aslında ipi avuçlarıma alabilmek için koşmuştum ve yorulmuştum. Sırf bu yüzden susamıştım sana.
İpi avuçlarıma aldım. Yoruldum ama değdi doğrusu. Sımsıkı tutuyorum artık, kayıp gitmesini istemiyorum.
Ellerim kan ve yara içinde. Çekiyorum ipimi ama ulaşamıyorum sana. Körpe kuyunun içinde bir ıslık çalsam gelecek kadar yakınsın fakat; korkuyorum. İpin sonunu getireyim derken baş ucundan ayrılmaktan geldiğim noktayı geri sayarak gitmekten seni kaybetmekten korkuyorum.
Resminle avunuyorum bütün gün, gece, saniye hatta salise. Bir yandan ipi çekerken, diğer yandan ellerimde gözümden bile sakındığım resminin parçalanması söz konusu. Eğer bir şey olursa ben ne yaparım? Gözlerini göremeden, günde bir kaç kez resmini öpmeden içim rahat eder mi sanıyorsun?
Ben seni seviyorum BEYAZ GÜLÜM. Bu ipin ucunu başa çevirdim ama yine seviyorum. Fakat ne olursa olsun senin bilmenden ve ipi avuçlarımdan alıp atmandan korkuyorum. Elimden alsan belki yaradan, kandan kurtulurum ama varsın olsun be gülüm. Ben razıyım senden yana acı çekmeye.
Sen; yanımda ol yeter...
15.05.2009/Cuma
Sibel’ce...