KATEDİLEN AYRI BİR GÜZERGAHIN YOLCUSU : ÖZGÜRLÜK
KATEDİLEN AYRI BİR GÜZERGAHIN YOLCUSU : ÖZGÜRLÜK
Kördüğüm oldu ele alınan her bir zamanın hükmü...
Aldanmaktır sözü edilen adsız özlemler, ideal yaşam
İnsanoğlunun ideal yaşam döngüsü sonsuzluk ile eş değerdedir.
Çünkü anlayamaz aslında var olanın kendisi olduğunu yapacaklarının hiçbir önemi olmadığını...
Kendini görebilmek için boşluk bırakmak; bu döngüye dahil olmamaktır.Belkilerin karışımına uğramamaktır.
Kuşkusuzca fırsat önceliği verilecek olan zarifliği üstlenmiş tanımsızlık; benliğine telkinde bulunacak ki başlangıçların bir ümit kapısı aralayabilsin ...
Tanımsızlıkta vücut bulduğun işte o an; benliğinin gerçek sesine kulak verebilirsin.
O an anlarsın ki belli sınırlar dahilinde olmaksızın yaşamak; kendi zamanını yaratmanın ilk adımıdır.
Bu yüzden vazgeçmeli insanoğlu zamanın her bir hükmünden!
Tanımsızlık bünyene girdiği zaman kurgu yoktur, sınırlar yoktur; var olan tek şey SEN VE SENİN ZAMANINDIR .
Kucak aç; benliğinin ihtiyacı olan sınırları olmayan yaşama!
Kucak aç ki uçurumun gölgesinde kalmaya mahkum ettiğin benliğin farklı olduğuna kanaat getirebilsin.
Bırak artık evren sana eşlik etsin sen ona değil
Katettiğin yolda özgürlüğün ta kendisi ol!
Ol ki evren, tüm bu inanmışlıklar, gerçekler ve yalanlar düzeneğinin; özgürlüğün yanında özgürlük kadar cesaretli olamadığını gör.
Özgürlük insanoğlunun her zaman içinden geçirdiği fakat yapamadığı herşeydir ve ona eşlik etmen için birşeyler sunma taraftarı olmamıştır hiçbir zaman.
Özgürlük karşılıksız, teklifi olmayan bir huzura erişebilme olanağı sağlar çoğunlukla ve derinlerde bir yerlerde saklı tutar kendini.
Çünkü bilir her insanın onunla olmaya cesaret edemeyeceğini..
Bu nedenle diğer her türlü şeyden kendini ayrı tutar.
Her insanoğlu ona susuzluğunu dile getiremez.
Bunu başaranlarsa özgürlüğün en güzel zamanlarını sadece bir tebessümle dile getirenlerdir.
Onların anı yaşamaktan(kendi zamanlarını) başka söyleyebilecekleri hiç birşey yoktur.
Elbette bir tek tebessümün de onlara yeterli olduğunu unutmamak koşuluyla.
Artık onlar için tebessümü; gerçekten yüzlerinde gerçekleştirebilecek güce sahip olmaları kendi zamanlarını elde etmiş olmalarının bir göstergesidir.
İşte bu özgürlüğün ta kendisidir!
YORUMLAR
aç çocukların cesetleri ve küçük orospular
titreşir duvar diplerinde salhane demokrasisi
dilenci sokaklarda fukara mintanlar giyinir ihtilal
çünkü yaldızlı kolonyel şapkası
ve uzun beyaz sakalıyla finans kapital
dolarların azgın dişlilerini
dağların damarlarına geçirmektedir
canevinde mürteci bir intihar
ve işgal ordularının yüzü suyu hürmetine
hey gözünü sevdiğimin demokrasisi
başı boynuzlusu da
eli kelepçelisi.
ve dalkavuk
ve cümle üç kağıtçı namussuzu
telgrafın tellerine kuşlar konmuyor
oturmuş körpe yüreğe korkunun zindanları
ve savurmuş kara türküsü açlığın
beş vakit salahına yoksul müslümanları.
ülkem bir zulüm cenderesidir işte
kıyı köşe mezbaha
orta yer giyotin
sofraya kahır taşınıyor
akşamları, ekmek yerine
ve geceleyin eşleriyle değil
acılarıyla yatıyor, çiftleşiyor insanlarım
bakmayın bayram seyran gevişen aşaire
türküleri ezgileri yalan
kavgaları yalan
dağların o yanında
beller büken
evler yıkan
bu yanında
soygun
talan.
dönek elleri ve katil yüreğiyle ihanet
darağaçları kurmaktır cami avlularına
bağımsızlığın kahraman çocukları
mavzerlerin intiharında
mavzerlerin intiharında cıbranlı halit seyit rıza.
hilali bir türküdür dersim mağaraları
ak tolgalı mirimiran haykıramaz artık
suskundur
külhani cakasıyla milli cephe
bu dağlarda vuruldu boyunduruk
kınalı türkülerin boynuna
halkların kardeşliği adına
bu dağlarda deşildi gebe kadınların karnı
bu dağlarda boğazlandı istiklal-i tam.
oysa namlular daha soğumamıştı
ekmeğimiz yoktu
mermimiz yoktu
bin can ile
bir umut ektiğimiz
toprağımız yok.
dağlar gibi yığıldı ölüler
ve ayaklar altında namusumuz
lanetlenmiş
aç çoluk çocuk
kadınlarımız, davarlarımız
haldan bilmez
geçit vermez kanlı zilan
of off off be
tifüs ve kanser
ve siyatik
difteri
kalp yetersizliği, ülser vesaire
ve cümle illeti muzır haşeratın
bir de açlık
bir de zulüm
ah bir de zindanlar
ıssız bir uğultudur doğanın padişahı
fideler cılız
dağlarda umudun hazin sancısı
toprağın bağrında tohum kan revan içindedir.
ve kan revan içindedir türkülerimiz:
“kış günüdür güller açmaz
dallarda bülbüller ötmez
can arzular elim yetmez
vahh lımın
bırindarım
içerden
içerden yar içerden
kes bağrım yar içerden’’
işte namus
intiharı düşünür kederinden
ve bu boş tencerenin onulmaz kahrı
utanır kendi kendinden
birebir vermeyen toprak
karabasan yaşlı öküz. sebisübyan aç-susuz ne giden ne beklenen var ve dağlarda çırılçıplak eşkiyalar.
Söz: Orhan Kotan
jean-babtiste_grenouille tarafından 11/30/2011 7:14:37 PM zamanında düzenlenmiştir.