- 1239 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
İKİ AYDA İKİ DOĞUM !!!
Onu hayatımda sadece bir iki defa gördüm .O yüzden de adını hatırlayamacağım. Ama hikayesini çok iyi hatırlıyorum.
Sandıklı İlçesinin Reşadiye Köyü İlköğretim Okulunun Müdürüydü bu adını unuttuğum iriyarı, babacan, güleç yüzlü, tertemiz kalpli müdürümüz. Madem ki Reşadiye Köyü İlköğretim okulu müdürü, gelin adına Reşat diyelim. Bu hikayedeki ikinci şahsın adı da Hasan Öğretmen olsun. Üçüncü şahıs da İlköğretim müfettişi Tacettin Abi olsun ( Bizim Tacettin abi var ya sitemizden. Aynen İlköğretim müfettişlerine benzediği için Müfettişe Tacettin abi adını uygun gördüm. Umarım darılmaz )
Sandıklı’ya daha yeni gelmiştim. Bizim Okul İmam-Hatip lisesi olduğu için öğretmenlerin neredeyse yarısı Öğretmen evine uğramaz, uğrasalar da oyuna filan katılmazlardı. Diğer yarısının yarısı ,ya patates ve haşhaş üzerine muhabbet eder ya da borsada hangi hisseler tavan yapmış, hangi hisseler yerlerde sürünüyor muhabbeti yaparlardı. Kalan son çeyrek ise oyun oynardı .Lakin orada oyun olarak briç, rıfkı, maça kızı ve üç-beş-sekiz yaygın ki hiç birinden anlamadığım için ağız tadıyla bir yancılık da yapamıyorum. Adamlar şöyle okey filan oynasalar hepsine ders vereceğim de çok nadir oynanıyor okey...
İşte böyle bir gün oturmuş trene bakar gibi briç oynasyanlara bakıyorum. Sanzatu, pik, kör ( sensin kör diyorum içimden ) Len nece konuşuyorsunuz. Şunu bana da öğretin diyorum ama millet dönüp bakmıyor bile. ’’ Hocam seyret öğrenirsin’’ diyorlar da nerde bende o kafa...Bakıyorum bakıyorum ı ıh ben bu briçi öğrenemeyeceğim. Nitekim de öğrenemedim. Maça kızını bile yıllar sonra bilgisayarda öğrendimç Meğer bizim hearts, maça kızıymış. Her neyse Canım iyice sıkılıyordu ve tam tein ( Çayın ana maddesi ) komasına girmek üzereyken Reşat Müdür yetişti.
- Ooooo Reşat Hocam seni hangi rüzgarlar attı buralara?
Adam tam Denizlili. Oranın şivesinin hakkını veriyor. Umarım ben de yanlış yazmam. Onun şivesiyle anlatılmalı ki tadı gelsin bu anının.
- Attırıverdi gari bir ülüzgar ( aslında r harfleri de yok ya o zaman iyice anlaşılmaz olur )
- Yenge hanım kovmuştur garanti
- Bene bakın bene . Beni govagacak yengeyi analar daha doğurmadı. Emme elime veriverdi bi liste bunları alıver dedi. Ben de geliverdim .
- Hoş gelmişsin hocam ...Eeee Reşadiye’de ne var ne yok?
- Ne olsun be gaadeş. Hasan Hoca yüzünden başıma gelmeyen galmadı.
- Hocam hayırdır?
Bundan sonrasını artık siz Denizli şivesine çevirin. Hoş Sandıklı şivesi de oldukça yakın Denizli’ye ya neyse.
Olay şöyle cereyan ediyor:
Hasan Hoca biraz psikolojik problemleri olan bir öğretmen. Arasıra kafasına esiyor sınıfı yedek öğretmene bırakıp köyün deresinde balığa gidiyor. ( Her okulda kadro fazlası olan öğretmene yedek öğretmen denir ve onlar böyle boş derslere girerler )
Günlerden bir gün Hasan Hoca yine olta takımını alıyor ve balığa gidiyor. Reşat Müdür her zamanki gibi Hasan Öğretmene bir şey demiyor. Lakin o gün Müfettiş Tacetin abinin aklına -nereden esiyorsa artık- Reşadiye’ye gitmek geliyor ve Reşadiye’ye gelir gelmez de Hasan Hoca’nın sınıfına giriyor. Aksilik bu ya aynı gün bir başka öğretmen de raporlu olduğundan ve yedek öğretmen o raporlu öğretmenin dersine girdiğinden Hasan Bey’in sınıfı boş. Tacettin abi sınıfı boş görünce Reşat Müdür’e soruyor?
- Hocam Hasan Bey’in sınıfı neden boş?
Reşat Müdür izinli dese izin belgesi yok. Raporlu dese rapor da yok. Tacettin abi bu, dinler mi psikolojik sorun filan. Reşat Müdür çaresiz kıvırıyor.
- Efendim Hasan Bey’in hanımı aniden sancılanmış. Anlayacağınız doğum yapacak. Evden telefon gelince hemen bir taksi bulduk onu Sandıklı’ya gönderdik.
- Yaaa . Tamam hocam. Hasan Bey’e selamlarımı söylersiniz. Allah hayırlı bir doğum nasip eylesin eşine ve inşallah sağlıklı bir evlat nasip etsin. Bu dileklerimi iletirseniz memnun olurum Reşat Bey.
- Baş üstüne efendim. İletirim kendisine.
Tacettin abi diğer sınıflarda teftişini bitiriyor ve öteki müfettiş arkadaşlarıyla birlikte okuldan ayrılıyor.
İki ay sonra Tacettin abi yine geliyor Reşadiye’ye ve Hasan Bey yine yok.
- Reşat Bey, Hasan Hoca nerede?
- Efendim hiç sormayın. Eşinden telefon geldi. Kadının sancısı tutmuş. Doğum yapacakmış. Bir taksi bulduk zar zor Hasan Bey’i Sandıklı’ya yolladık.
Reşat Bey daha önce attığı palavrayı unutmuş aynısını sallıyor yine.Ama Tacettin abi bu sefer yemiyor.
- Yahu Reşat Müdürüm bu Hasan Bey’in hanımı tavşan mı Allahını seversen. İki ayda bir doğum yapıyor böyle?
Reşat Bey yeni bir yalan kıvırmaya çalışırken paldır küldür koşarak içeriye Hasan bey giriyor.
- Müdürüm dışarıdaki araba kimin? Allah rızası için bizi hastaneye atın . Hanım doğum yapıyor.
YORUMLAR
hocam ben şakayı çok severim....ayrıca bu yazını nasıl kaçırmışım bilmiyorum...benim favori listemdesiniz.....senin tiryakin oldum bilesin...ben müfettiş olsaydım senin sınıfınıda hiç denetlemezdim...oturup hep seninle sohbet ederdim....saygılar
sami biberoğulları
Tahmin etmiştim ve yanılmadım. Hoş görün için çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Not : Abim diyorum ya ben de az sayılmam Yaş 58 ..Senin yaş kaç?.
Umarım bu anılarınız bir gün kitap olarak yayınlanır.Özellikle kitap okumayı sevmeyen gençlerimize hem tebessüm ettirir hem de kitap okumayı sevdirir kanaatindeyim.
Kaleminize sağlık ...
sami biberoğulları
İnşallah dileğiniz yerine gelir.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
sami biberoğulları
Yorum için teşekkürler. Çok sağolun.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Yaşamımda haketmeyen hiç bir şeye değer vermedim,haketmeyene de övgülü sözler söylemedim..
Öğretmenim diğer yazılarınız gibi bu da keyifli... Kemal bey'in yorumu gibi ben de içerik olarak profesyonelce buluyorum..Başka teknik konuları bilemem ama,insanlara duygu saçan yazıdan da anlarım.. Ben çok önceden demiştim sakın durmayın diye ... Saygılarımla...
sami biberoğulları
Şaka bir yana çok keyif alıyorum bu güzel yorumlardan. Enerji iksiri gibi geliyor bana ( Yavv fesat düşünmeyin hemen...Yazma enerjisi yani )...
Selam ve sevgilerimle.
Fikret Yılmaz Çavdar
Enerji bu..Sonuçta kesinlikle yayılır her mecraaya...
Sanatçıyı yücelten ve teşvik eden aldığı alkış ve övgülerdir..
İbrahim ERZURUMLU
sami biberoğulları
Bir defa yalan söylemek her zaman yalan söylemeye mahkum olmak demektir ama bu hikayede pembe yalan türünden olmuş.Bu kadar mı denk gelir hayat tesedüflerle dolu,bu anı yakalmak da önemli.Çok akıcı,insan sevgisini yansıtan bir anı olmuş,elleriniz dert görmesin hocam.Yöresel ifadeleri dillendirmeniz yazıya sevimlilik,içtenklik katmış.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Tebessüm ettirdiniz yine. Hoştu.
Emeğinize sağlık hocam.
Sağlıcakla kalınız.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hoş bir anı yazısı olmuş.
Sabah, sabah güzel bir gülümse oturtunuz yüzüme.
Sevgiler
sami biberoğulları
Sevgiler benden...
Gülümseten kelimelerinizle anı yazınızı okumak keyifliydi.Özellikle de resimdeki tavşan çok
güzeldi.Yalan ise çok kötü idi.Hiç söyliyemediğim,söyliyecek kadar da zekam yok zaten.Yalan
ne ise oydu; bende ne ise o oldum, hiç uyuşamadık hepsi bu.Saygı ve selamlarımla.....
sami biberoğulları
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
İki ayda iki doğum dört ölü,bir yaralı,memleketen haber geldi.Almanyadan oğlum geldi...yalan mı yok...paraylada değil salla babam salla...yatsıda oldu mu? evet abim benim yine tebbesüm deryasına daldırdır bizleri...selamlar
İbrahim ERZURUMLU tarafından 11/29/2011 10:13:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
İbrahim ERZURUMLU
Tayyip , Teyo emiye sorar :
- Teyo , biliyorsun Turgut ÖZAL ın büyük hizmetleri var Ülkeye , sence o mu daha büyük ben mi ?
- Efendim , tabiki siz büyüksünüz , zira rahmetli Demirel den çok korkardı , siz takmazsınız bile...
- Demirel dedin de Teyo , Demirel in de büyük hizmetleri var , sence ben mi büyüğüm Demirel mi ?
- Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Demirel askerden çok korkardı , siz askerin anasını ağlattınız...
- Peki Teyo sence Atatürk mü büyük benmi ?
- Efendim , elbette siz büyüksünüz , Atatürk , İnönü den tırsardı , Sizse her yerde İnönü ye ana avrat sövebiliyorsunuz...
Teyonun coştuğunu gören Tayyip hızını alamamış :
- Peki Egemen , Hz.Ömer mi büyük ben mi ?
- Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Hz. Ömer Allah tan korkardı , siz Allah tan da korkmazsınız...
sami biberoğulları
Aramızda kalsın Tayyibi severim ama naapıyım fıkra çok güzel...
İbrahim ERZURUMLU
o bendede oluyor hocam güzel yalan söylerim inandırıcıyımda inanırllar ama reşat hoca gibi unuturum söylediğim yalanı ve ya yalan söylediğimi unuturum erçeği söylerim bir arkadaşıma bir arkadaşıma yaptım birmüddet bir şey dediimdeeray doğrumu bak iyi düşün diye dalga geçti
sami biberoğulları
sami biberoğulları
Bu kısmı hikayenin esprisi bozulmasın diye yazmamıştım.
Selam ve sevgilerimle.