KADER ve KEŞKE
İnsan doğduğu andan ruhunu kaybedip dünyadan ayrılacağı güne kadar bir yörüngede kalır ve kendi yaşamının etrafında dönüp durur.Bu yörüngeden çok büyük bir olay olmadığı sürece de kopmaz.Bazı zamanlar yörüngeden küçük sapmalar olsa da yörüngede kalmaya devam eder.Çoğu insan bu küçük sapmalara şansızlık yada halk tabiriyle nazar der.Yaşamının etrafında döndüğü yörüngeye ise kader
Bütün insanların kafasının içinde bir soru işaretidir kader kavramı kader mi bizi yönlendirir yoksa biz mi kaderimizi kendimiz yönlendiririz.Ben kader kavramına inanan biriyim ama körü körüne kadere bağlı olan insanları ise çözebilmiş de değilim.Başına gelen her şeyi kadere bağlamak bana her zaman saçma ve anlamsız gelmiştir.1998 yılında ki Gölcük-Yalova depreminde o bölgede bulunma şanssızlığını yaşadım.Babamla beraber kurtarma faaliyetlerinde görev yaptım.Yıkılmış olan bir evin önünden geçerken yaşlı bir kadının kızına sarılıp ağlamakta olduğunu gördüm.Yaşlı kadın ağlamakta olan kızını’’Elimizden gelen bir şey yok yavrum kaderimizde bunu görmekte varmış.’’diyerek teselli etmeye çalışıyordu.Hemen yan apartman sapasağlam ayakta ve az hasarlı olarak duruyordu.Binadan can havliyle kendilerini dışarı atmış olan insanlar birbirine sarılarak ağlıyorlardı.Hemen kendi aralarında bir sayım yaptılar.Birinci katta ki teyzenin olmadığını tespit ettiler fakat binaya girmeye kimsenin gözü kesmiyordu.Babam yanlarına gitti.Birkaç dakika sonra binaya doğru yürüdü.Binadan yaşlı teyzeyi çıkardı.Kadının gözlerindeki korkuyu gördüğüm zaman çaresizliğin bir başka yüzünü de tanımış oldum.Babamlar sohbet ederlerken onlara kulak misafiri oldum.Sitenin yöneticisi yanda ki yıkılmış olan binaya bakarak iyi ki binayı yaptırırken gerekli olan bütün işlemleri yaptırmışız eğer dikkat etmeseydik bizlerde şu anda beton molozun altında yaşam mücadelesi veriyor olurduk dedi.O anda kendi kendime dedim ki demek ki kader sadece bizi yönlendirmiyor.Bize seçme hakkı da veriyor.Tanrının bize bahşettiği zeka denilen mükemmel yeteneği verme sebeplerinden biri de bu, daha sonra onlarla vedalaşıp başka insanlara yardım etmek amacıyla yolumuza devam ettik.Ne zaman kader hakkında bir konuşma başlasa aklıma hemen bu olay gelir.Kaderci olmaktansa emniyet tedbirleri ve kurallarına uymakta daha mantıklı fakat bütün önlemleri almana rağmen yinede istem dışı bir olay gerçekleşiyor ise o zaman yapacak bir şey yok ama o zaman da neden böyle yaptım diye yiyor bitiriyor insan kendi kendini birde insanların hayatlarından çıkaramadığı bir kelime var ki ‘’KEŞKE’’ bu kelimeyi o kadar çok duyuyorum ki keşke okulumu bitirseydim,keşke ailemi üzmeseydim.keşke sağlığıma dikkat etseydim.Pişman olduktan sonra kaderini ve kendini irdelerken kendini savunmanın yada kendini cezalandırmanın hafifletilmiş hali ben olabildiğince bu kelimeyi kullanmamaya çalışıyorum.Aslına bakarsanız bundan birkaç yıl öncesine kadar nerdeyse her gün kullanıyordum.Sonunda oturup uzun süre düşündüm.Bu olanların kaderden değil kendimden kaynaklandığının farkına vardım.Kendimce tedbirler aldım.Baktım ki işler yoluna giriyor.O günden sonra bu kelimeyi olabildiğince kullanmamak üzere kendime söz verdim.Bazı zaman bu sözümü tuttuğum anlar oluyor
YORUMLAR
Kader,kader,kader...
Tamam doğru kader diye birşey var diyelim ama insanlar sahip oldukları akıllarıyla gereken tedbirleri almazlarsa,ondan sonra da iş işten geçtikten sonra,kadermiş napalım diyip işin içinden sıyrılırlarsa,işte o zaman bir sorun var demektir bu işte...
Yazdıklarınız o kadar mantıklı ki,katılmamak elde değil...
Ne demiş atalarımız "Eşeğini önce sağlam kazığa bağla,sonra Allah'a emanet et..."
Anlayana...
Ellerinize ve emeğinize sağlık...