36 YAŞIM

• 26 Kasım 2011 Cumartesi 23:21:34

36 YAŞ

Gitmesin gözlerinden pırıl pırıl arzular
Eksilmesin yüzünden o tebessüm o bahar
Tanrı seni korusun, kem gözlerden saklasın
Ağartmasın saçını şu geçen zalim yıllar
Yazar mıyım ki acaba sonu gelir mi bu yazının da..?
Evet, yukarıdaki şarkı şuanda radyoda çalıyordu, ,iyi ki var şarkılar, sağ olsunlar.
Beni de büyüttüler ya bu zor beni,,çok zorum ben çok,yorucuyum da,ama ben zararsızımda,kendime frenim yok benim.

36 hızlı gelmiş bir tren oldu san ki ,, bir telaş attım kendimi bu trene.
Sonu nasıl gelir bilmem ya da bir son görür müyüm ben.?
Düşünüyorum da 35 daha mı neşeliydim acaba, şimdi acayip açık sözlü oldum daha bir korkusuz,,dalgalar nasıl patlar çok önemli değil,yalnız mı kalırım bu limanda o da önemli değil.

Sonuna kadar gelen benimle o dostumdur benim diyorum içimden,,seviyorsa sevdiğim bırakmaz zaten diyorum.
Aslında daha da duygusallaşıyorum her geçen gün gözlerim hep nemli, arkadaşlarım hep takılıyor bu yüzden,,romantikliğe daha da, sarıyorum kendimi,çalıştığım yerde gözümün önüne beni mutlu edecek küçük objeler koyuyorum.

36 çabuk sinirleniyorum,,içimde bir telaş var sanki ve karşımdakilere bir mesafe ve güvensizlik.

Yalnızlığın sesi daha da bir hoş geliyor,,yeşilde nefes alıyorum ve de gözlerim daha da bir açılıyor.
Düşünmek bir top olmuş kafamda, hızla dönüyor düşünceler, sonra sağanak bir yağmur aşk geliyor.

SAĞANAK

Aşk öyle geldi bana,;sağanak.
Gözlerimden hücrelerime indi, oldu bir sarmaşık.
Onun ruhu ruhumun kıyılarını çizdi.
Sağanak tüm siyahları erozyona uğrattı.
Haykıran kırmızıydı, çıkan ses nihaventti.
Bir karman çormanlık vardı bende, onu da sağanak götürdü

36 da bir titriyormuş insan aşk olunca kalbinde,adımlarına kadar taşıyormuş sanki,seni seviyorum daha da çok çıkıyormuş yüreğin ağzından, sevmek bilmem kaçıncı ülke filan değil senin ülkenmiş aslında.
Geceleri daha bir donuyorum sanki,,içtiğim çaylarda bir artış, kahveye daha da bir aşk var bende.
Limonlu sodam yine yanımda ve en sevdiğim şarkılar.
Radyoda ki şarkı ,, gözlerin bir içim su,içim yandı doğrusu,öpeyim gözlerinden kalmaz gönül korkusu.
Korku daha çok misafir oluyor sanki,aslında korkusuzluğumla korkum her gün savaşıyor.
Huzur denen kelimeyi daha çok kullanıyorum ve hep hayallerimle bitiriyorum kurduğum cümleleri.

NİLÜFER
Kendine bir esir aşkın hiç duyulmayan sesi.
Yalnızlığın en sıcak,, lakin üşüyen eli.

Çok çabuk küsüyorum ve hemen affediyorum,içim de durmayan hızlı bir tren var sanki her şeyi hızlı yapmak istiyorum.

NİLÜFER
SOĞUKLUĞU BİLE SICAK OLAN BİR
BUZ.
Buzken yanabilen bir ateş.
KIŞKEN, MAYIS OLABİLEN BİR BAHAR.
Gözü sonbahar da olan bir sağanak.
Aşkı gönlüne hapsetmiş bir aşık. !

Ruhum kalem tutmuyor bu gece kaç gecedir, yinede yazıyor gönlüm basıyor tuşlara.
36 kızıyorum sana çok küslüklere gebe ruhum ve de çok hayal kırıklıklarına, kızıyorum artık, kükremiş bir at gibi şaha kalkmış ruhum.

En çokta yalana tahammülüm yok birde saygısızlığa bir de bencilliğe.
Daha da espirili oldum ama ruhumdan izinsiz çıkıyor şakalar, gülücükler, bir hüzne yürüyorum sanki,içim gülmüyor benim.

Gamzelerim yalancı olmuş sevdiğim, kalma sen yanımda.
Açık gider gözlerim hapsetme sen gönlüne beni.
Dört nala giden aşk değil sevdiğim, yanından geçen yalnızlıkmış ellerimi ısıtan.
Hüzün öksürmeden iyileşmiş bu şarkıda.
Hüzzam, kalbimin çatısını , onarmadan parçalamış.
Harfler birer, birer intihar etmiş ama ölmemiş.
Sen sadece sen tutmuşsun kirpiklerimdeki hüznü.
Onu en güzel maviye bilemedin yeşile boyamışsın sevdiğim.
AMACIN GAMZELERİMİ SİYAHIN DOKUNUŞLARINDAN KURTARMAKMIŞ ASLINDA.
Ama sağanak varmış sende seninde hüznünde.!

İşte böyle karışığım bu gece aslında her gece ve çabuk yoruluyorum sanki.
Ama toparlayabiliyorum da oturup işte yapamadım ne olacak diye küçük bir kız çocuğu gibi feryat figan bastırmıyorum.
Duygularımın çapraz ateşinde kalıyor ruhum.
Ama daha az hata yapıyorum ya da sınırlarımı çizerken uzak kalıyorum sanki ama kendimi üzmeye mecalim çok.
Kara tahta
Farzetki , sen bir kara tahtasın
Ama ne de doluymuşsun sen be gönlüm
Her gelen bir yazıyor sana siyah, siyah , siyah
Silmek cesurluk gerektiriyor lakin göç mevsimi şimdi.
Tutsaklığı tutmuşsun ya yapışmış kalmış sana.
Hey demek kurtarmaz seni, çok batmışsın.
Unuttun mu sen silgi işlemez bir kara tahtasın..!


Hep özlemlere gebe ruhum,beynim uyutmuyor beni içimde her gün mahkeme kuruluyor ve düşünceler ya özgür kalıyor ya da idama yürüyor sevdam.

36 son sözüm sana, sustur tüm soru işaretlerini ve güldür artık ruhumu, beynimi ve de yalansız gamzelerimi.
Hüznü sil ellerimden aşkı ek tüm nilüferlerime.
36 giderken umutlarımı yeşert de git.
Sevda ek kıyılarıma
Adı yeşil olsun.
36 içimdeki deliyi yorma artık sal beni baharlara.
36 mermilerim patlasın ama öldürmesin.
Ve sonbahar beni hiç bırakmasın. !

GİDİYORUM.



Hatice Nilüfer Karataş