- 604 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Özür,geçmişle yüzleşmektir!
23 Kasım 2011:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan," Dersim Faciası"yla ilgili olarak,"Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ben özür dilerim ve diliyorum." deyince taşlar yerinden oynadı.
Oysa "özür dilemek",insanın kendi tarihi ve geçmişiyle bir tür yüzleşmesidir.
Yazar Cafer Solgun’un bu konuda güzel bir nitelemesi de vardır:
-Yüzleşmezsek,hiçbir şey geçmiş olmuyor!
Gerçi daha önce de özür dileyen bir başbakanımız olmuştu:
1958 yılında Cezayir’in Bağımsızlığı konusu Birleşmiş Milletlerde oylanırken,Türkiye "çekimser kalmış",Cezayir’in haklı davasının yanında olmamıştı.BaşbakanTurgut Özal 1985 yılında yaptığı Cezayir gezisi sırasında,ülkemiz adına Cezayir halkından özür dilemişti.
................
1970’li yıllar bizim gençliğimizdi.
Alman Başbakanı Willy Brandt Polonya’ya geziye çıkmış ve 2.Dünya Savaşı sırasında "öldürülen" Yahudiler adına,yapılan heykele karşı "diz çökerek" özür diliyordu.
4 milyonu Auschwitz ve Dachau’da olmak üzere 6 milyon Yahudi’nin yok edildiği hepimizin belleğindedir halen...
7 Aralık 1970 gününü gösteriyordu tarih.
Bu olay "Sosyal demokrat" W.Brandt’ı "küçültmemiş" tam tersine insanlığın uzun tarihi yolculuğunda saygın bir konuma getirmişti.
23 Kasımdaki özrün de tarihte haklı ve saygın bir konumu hak ettiğini biliyor ve buradan da görüyorum.
Kanada’ya bakalım:
Yerli halk için 1880’li yıllarda yatılı okullar faaliyete geçiyor ve 1946 yılında bu uygulama 66 yıl sonra kaldırılıyordu.
Ülkede derin bir sessizlik hakimken,ilk kez kilise,1986 yılında kendisine bağlı okullar için yerli halktan özür diliyordu.Akabinde de Kanada devleti yerlilerden özür dilemek zorunda kalmıştı.Hem de 1998 ’de bir "Barış Bildirgesi" yayımlayarak.
2008 yılına geldiğimizde de Kanada’da bir "Barış Komisyonu" kurularak yüzyıllık eğitim tarihi masaya yatırılıyordu.Haziran ayı içersinde de Kanada Başbakanı yerli halktan resmi olarak özür ve af dilemişti .(Komisyon çalışmaları sanırım halen devam ediyor,bir gün sonuçlanırsa hepimizin haberdar olması dileğimdir.)
Bir de "mağrur" İngilizler ne yaptılar,onu mercek altına alalım:
30 Ocak 1972’de Belfast’ta bir protesto mitingi olmuştu...
İngiliz askerleri de yürüyenlerin üzerine "ateş açmış",o gün İngiliz tarihine "Kanlı Pazar" olarak geçmişti.
Şarkılara ve filmlere de konu olan bu "Kanlı Pazar"la ilgili olarak uzun bir araştırma yapılmış,sonucunda İngiliz askerlerin hiçbir gerekçe ve karşı "ateş" olmadan ateş açtıkları ortaya çıkmıştı.
Başbakan David Cameron,38 yıl sonra da olsa,15 Haziran 2010 günü, "Hükümet ve ülke adına özür dilerim." demişti...
23 Kasım 2011 tarihi de "maşeri vicdanda"karşılığını bulacaktır.Kaldı ki "gerçeğin" er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır!