- 730 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TAKSİM CUMHURİYET ANITI
BATAN ANIT
TAKSiM CUMHURiYET ANITI
Böyle bir yazı kaleme aldığım için kendimi iyi hissettiğimi düşünmesin kimse.
Cumhuriyet Bayramı anmalarından hiç de inandırıcı olmayan bir bahane ile sıyıran hükümet, o dönemle ilgili diş geçiremeyeceği, ciğneyemeyeceği hicbir değer tanımadığını dosta, düşmana açık ve yadsınamaz biçimde göstermiştir.
Çok yazılıp çizildiği için, "hükümet erkânının" ayni gunlerde eş, dost duğunlerinde gerdan kırıp boy gösterme vb. ayrıntılar üstünde durmayacağim.
Hemen ardından gelen Kurban Bayramını, hiçbir aşırı gosteri (şov) olanağını es geçmeden; kızları, damatları, gelinleri, torunları "bilumum tefferruatıyla" camilerde boy gosterip siyasi demeçler döktürme çirkinliğinin de üstünde durmak istemiyorum. Alıştırıldı çünkü bunlara.
Kendilerine körü körüne bağımlı kimselerin dışında, ulusa, tarifsiz acı veren o görüntüler zamanla, tarihin akışı içinde unutulup gidecektir kuşkusuz.
Sözü, Taksim Cumhuriyet Anıtına getirmek istiyorum.
Ankara’da oturuyoruz. Kurban Bayramı tatili nedeniyle gelmiştik İstanbul’ a.
Bizim için her zaman tatil ama çocuklarımızın tatili sınırlı. Ulu orta zamanlarda cıkıp gelmek olmuyor.
Bir çok Ankaralı gibi ilk gezmek istediğimiz yer Beyolu-İstiklal Caddesi oluyor.
Taksim anıtı ise ilk görmek istediğimiz anıt. Sonra da ötekiler gelecek doğallıkla. Istanbul’da anıttan çok ne var?
Eşimle çevresini şöyle bir dolaştıktan sonra, anıtla ilgili bilgimizi yernilemek için tanıtıcı bir levha arıyoruz çevrede. Biraz zorlansak da buluyoruz sonunda.
Anıtın sag yanında, yaklaşık bir metre yükseklikte, kararmiş bakır levha ayak üstünde ayni malzemeden yarım gazete sayfası büyüklüğünde ikiye katlanmış, ’V’ biçimde açılmış bir levha yer alıyor.
Görüntü iç açıcı olmasa da seviniyoruz bulduğumuza. Yaklaşıp okumaya ışıyoruz. Kararmış bakır levha üstünde silik ve renksiz, oldukça küçük harflerle yazılmış, okunmayan bir kaç paragraf.
Gözlüklerimizi takip levhaya yapışıyoruz okumak için. Sökmek olanaksız neredeyse. Ben zorlanınca eşim giriyor devreye. O da pes ediyor sonunda.
Orada bulunan bir gençten yazıyı bizim için sesli okumasını rica ediyoruz.
Güçlüklr okuyor genç. Bir yandan da söyleniyor, "Bu ne yavu, karınca duasi gibi. Sanki birilerine batıyor bu anıt. Kimse okuyamasın diye özellikle yapılmış gibi birşey" diye.
Teşekür ediyoruz gençe.
Anıtla ilgili bilgimizi yeniliyoruz böylece.
Yapımına 1925 te baslanmış ve 1928 tamamlanmış. Parası (gideri) bağışlar yoluyla halktan toplanmış. Eserin sahibi, Italyan yontucu Pietro Canopnica’ imiş.
Anıtın iki yanında mermer oluklar, olukların üstünde; para bulunup musluk takılamadığı ıçın olacak, tapayla körlenmiş boru çikışları.
Levhadaki yazıdan anlaşılıyor ki anıtın yontucusu; İstanbul’daki tarihi çeşmelere bir gönderme yapmak için koymuş bu oluk ve musluk bağlantılarını.
Künyesi okunamayan, oluk ve muslukları devre dışı edilmiş Taksim Cumhuriyet Anıtı acı verdi bize.
Paylaşmak istedim bu acıyı.
YORUMLAR
Heykeli italyadan...törenleri çin kominizminden...tatilleri Hıristiyan ve yahudi ibadet gününden..yanaşık düzen eğitimi amerikadan...uşak(simokin) ingiltereden..şapka avrupadan..dans..arjantinden...hukuk Almanya isviçreden...içinde halkın olmadığı bir sisteme Arapça kökenli Cumhuriyet demek zorunlu-resmi totoliter idoolojiyi bağlar..
Ayrıca hükümete, korkuyla karışık dehşete kapılmışlığın ve çaresizliğin frekansıyla Cadde sokak put çorbalı psikolojik rahatlama adına çamur atmak..tedavi maksadınız için ise , durmak yok devam edin, evet esas duruşu bozmadan uygun adım marş...
celalilhan
ABD de islam önderliği yapanlara da böyle saldırıp saldırmadığınızı, İslam alemini kana bulamaya hazır bekleyen Tayyipgillere nasıl baktığını daha da çok merakediyorum.
celalilhan
ABD de islam önderliği yapanlara da böyle saldırıp saldırmadığınızı, İslam alemini kana bulamaya hazır bekleyen Tayyipgillere nasıl baktığını daha da çok merakediyorum.