- 1457 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
KU KLUX KLAN
1861’ de Amerika’da patlak veren iç savaş, Güney Devletlerinin yenilgisiyle sonuçlanınca, köleci beyazlar, kendilerini hiç alışık olmadıkları tatsız bir durumda buldular. Galip kuzeyliler tarafından azad edilen ve seçim hakkına kavuşturulan zenciler şimdi eski efendilerine karşı daha güçlü bir duruma gelmişlerdi. Bu durum eski efendilerinin pek hoşuna gitmemişti. Ne yapıp yapıp bu ezikliğin altında kalmayacaklardı.
Nitekim başlarında General Forest’in bulunduğu konfedere orduya mensup bir subay Nashville’de Klux Klan isimli ünlü gizli derneği kurmuştu. ’Güneyin Görünmez İmparatorluğu’ diye anılan Klan,kısa zamanda baş döndürücü gelişme göstermiş;kovuk diye adlandırılan localarının sayısı hızla artmıştı. Klan’a dahil güneyliler, kukuletalı , cübbeli ayinler düzenleyerek siyahların kökünü kazıyıncaya kadar bu savaşı sürdüreceklerine yemin ediyorlardı. İlk başlarda meşalelerin aydınlığında yapılan atlı gece seferleri,düş gücünü etkileyici korkunç törenler ve bol şamatalı uyarı bildirileri aracılığıyla zenci yığınlarını sindirmeyi amaç edinmiştiler. Ama bu dönem kısa sürmüş çok geçmeden Klan üyeleri, akla gelebilecek her türlü keyfi cezayı siyahlara karşı uygulamaya başlamışiardı. Belli bir saatten sonra sokağa çıkma yasağı koyup, yasayı dinlemeyen zencileri bir ağaca bağlayarak kırbaçtan geçirmeleri, oy hakkını kullanmak isteyenleri linç etmeleri izleyecekti. Kara tenli şair Lanston Hughes zencilerin ağaçlara bağlanıp kırbaçlanmasını ve gaz dökülüp yakılmasını ’Bir Zenci Kızın Türküsü’ adlı şiirinde şöyle anlatır:
Dixie’de ta güneyde bir yol
Kalbim yaralı paramparça
Asmışlar karabiberimi
Dörtyok ağzında bir ağaca
Dixie’de güneyde bir yol
Yaralı vücudu havada
Soruyorum beyaz İsa’dan
Söyle ne var duada
Dixie’de ta güneyde bir yol
Kalbim yaralı paramparça
Sevda çırılçıplak bir gölgedir
Budaklı çıplak bir ağaçta
Kara tenlilere yıllarca yapılan işkence ve eziyetler yüzlece can aldıktan sonra nihayet1871 yılında Federak Hükümeti Klan teşkilatına savaş açtı ve Klan’ı nisbeten de olsa dağıtmayı başardıysa da yine de tamamen yok edemedi.1971’de dağıtılmaya çalışılan Klan örgütüne yazık ki Birinci Dünya Savaşından sonra yeniden hortladı. Birinci Dünya Savaşında kara tenliler en önde cephelerde savaşa sürülmüş ve bu savaşta kanlarını dökerek Amerika’nın yükselişine katkıda bulunmuşlardı. Artık onlarda ’ Bende Amerikalıyım’ diyolardı. Ve yurttaşlık onurlarını hak ettiklerini savunuyorlardı. Ama Amerikalı adam , kara tenlilerin bu masum isteğine tabi ki sıcak bakacak değildi.
Aslında Klan yeniden doğmak için , Birleşik Devletlerin savaşa girmesini beklememişti : Daha 1916 yılında W.J Simmons adlı eski bir Protestan papazının bulunduğu 34 kişi, Georgia’nın başkenti Atlanta’yı yukarıdan gören bir tepeye ateşten haç ve ak giysili, kukuletalı bir ayinle, Klan’ı yeniden kurmaya ant içmişlerdi. 1922 Kasımına gelindiğinde senatoya verilen resmi bir rapora göre sadece Texas’da bir yıl içinde Klan’ın emriyle girişilen ve zencilerle Yahudilerin kırbaşlanması, zaman zaman da linç edilmesiyle son bulan saldırıların sayısı 500’ün üzerindeydi. Bütün bunlara seyirci kalan Federal Mahkeme, Amerika ’ demokratik ’ bir ülke olduğundan Klan’ı dağıtamadı ama, örgütün gizli ayinlerini yasaklamak zorunda kaldı.
Yıl 1928’di ; Amerika’da doğup bütün kapitalist dünyayı alt üst eden ’ büyük kriz’ başlamış bulunuyordu. Özgürlük ülkesi Amerika’nın bütün sanayi kuruluşları, demokratik lokavt haklarını kullanmaktaydı ; ve ne zenci, ne Yahudi ne de Katolik düşmanlığı, kilometrelerce uzayan işsiz kuyruklarının karnını doyurmuyordu artık.
Ekonomik bunalımla birlikte Klan’ın ırk ayrımı stratejisi daha da keskinleşmiş, kara tenliler için hayat bir kat daha zor ve çekilmez hale gelmişti. Yıllar sonra İkinci Dünya Savaşına katılan Amerikan birlikleri’nin en ön siperlerinde yine kara tenliler vardı. Acı, kan ve gözyaşıyla yıllarca süren İkinci Dünya Savaşın’dan Amerikalı beyazlar, İngiliz sömürgeciliğinin yerini alan bir dünya imparotorluğu kurmuş olarak çıkarken, cephede en ön saflarda dövüşen zencilerse, Nazi ırkçılığına karşı savaşmış olmanın gurunu bile yaşayamadan karşılarında üyeleri bir milyonu aşmış Ku-Klux-Klan’ın 1945 yılındaki en acımasız, en gaddar şahlanışını buldular.
YORUMLAR
Bizi tarihiyle yüzleşmeye davet edenler önce kendi tarihleriyle bir yüzleşebilseler...Ama ondan da korkuyorum inanın. Bakarsın sonunda kabak bizim başımız patlar da
1- İnka ve Aztekleri Türkler yokettii
2- Kızılderililileri ( Siyulardan- Mohikanlara, Apaçilerden -Siulara kadar ) Türkler ortadan kaldırdı
3- Afrika zencilerini de Türkler soykırıma tabi tuttu
4--Nazilerin ve Faşistlerin babaları da Türklerdir.
5- Engizisyon mahkemelerinde müslüman Türkler on binlerce hristiyanı katletti.
dahası da var ya uzatmamayım...Deyiverirler diye korkuyorum azizim. Der mi der bu namussuzlar maazallah.
Selam ve saygılarımla.
çetin altungüneş
çetin altungüneş
NOT: Bu yazı bu kadar ..
Billur T. Phelps
Tekrar merhaba,
Eşim yarı kızılderili ve yarı Afro Amerikalı olan bir melez. o yüzden konu, B direkt olarak ilgimi çekti. Bitmiş görünse bile, ırk ayrımcılığı hala var bu ülkede ve en ufak bir durumda ortaya çıkıyor ne yazık ki..
Saygılar