- 1165 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
ANADOLU'DA
Bir anadolu bireyi olarak şunu belirtmek isterim ki; yaşadığımız toprakların doğudan batıya,kuzeyden güneye hepsi güzel, hepsi yaşanası ve hepsi değerli. Bu değeri bilmeyenler olabilir, yadırgayanlar olabilir, taşıyamayanlar olabilir. Bu değere kast etmek isteyenler olabilir. Vatanımızı bölmek isteyen iç ve dış düşmanlar yüz yıllar içinde olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Bu durum olağandır. Olağan olmayan bizim bunları göremeyişimiz. Öyle ki, yediyüz yıla yakın yaşamış dünyanın en büyük imparatorluklarından birisi olan Osmanlı imparatorluğu desise ve hilelerle alttan oyula oyula bitirildi. Doymayanlar, bir avuç kalan Anadoluyu’da paylaşmış ve yaşamaya başlamışlırdı.Hiç bir zaman esareti kabul etmeyen Türk milleti bu gidişe dur demiştir. O dönem de yaşanan bu olayları öngörerek, vatanın gerçek koruyucusu olan anadolu halkına önderlik eden ve sonrasında gençliğine seslenen M.Kemal’in bu bilinen ama bir türlü anlaşılmak istenmeyen hitabesinde dediği gibi;
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet’ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!"
İfadeleri tek tek incelediğimizde anlamı derin, yapılması gerekenleri anlatılış şekliyle ezberimizde olan ama öteye geçemeyen bu çok önemli hitabet yazısını bu günlerde iyi anlamamız gerekir. Hayatımızın en önemli önceliği haline getirmeliyiz. Çünkü düşman uyumamaktadır.Silahlı, ekonomik, psikolojik, biyolojik, stratejik savaşların haricinde farklı savaşlar vermektedir düşman. Maalesef düşman günlük, aylık, yıllık değil; on yıllık, elli yıllık, yüz yıllık planlar yapmaktadır.
Bizler ise, kim kiminle, neredelerle uğraştırılıyoruz...En iyi reytingi alan diziyi ve dizilerde birbirini dizenleri seyretmekteyiz. Kadın erkek ilişkilerindeki yozluklara çanak tutmaktayız. Baba-oğul, amca-yeğen, yenge-kardeş demeden birbirini kazıklama,madik atma, tavlama işi güncelleşti artık.Türk aile yapısını bozanları ayakta alkışlar gibi emellerine bir adım daha yaklaşsınlar diye adeta iteklemekteyiz. Televizyonlar dizi tarlasına döndü.Lakin mayından daha tehlikeli...Ayrıca ekonomik farklılıkların ve ne idiğü belli olmayan ideolojik ve etnik, ayrık otu tohumlarının filizlendirildiği bir coğrafya haline geldik. Her gün bir sansasyonel olayla meşgul edilmekteyiz.Düşünme ve kendine gelme fırsatımız anlık dahi olsa verilmiyor.Perdelerin arkasını görmek gayreti yerine önümüze gelen ilk bizden ama bizim gibi düşünmeyenlere saldırıyoruz. Bunu planlayanlar göbeklerini kaşırken, biz birbirimizin cenazelerini kaldırıyoruz.
Konuyu fazla dağıtmadan şunu söylemek istiyorum. Savaşlar eskiden daha yiğitçeydi.Düşmalar daha bi yiğit düşmandı.Süngüler yüz yüzeydi. Silahlar önden atılırdı. Şimdilerde savaş değişti...Sizler biliyorsunuz ben biraz hatırlatayım dedim...
Selamlar
Dağları dumanlı, yollar boranlı
İşlere koşarlar, Anadolu da
Gönüller imanlı, yüzler nuranlı
Hu diye coşarlar, Anadolu’da
Bir bilsen ovalar, nasıl yeşerir
Ektiğin tohuma, bire bin verir
Sıladan gurbete selam gönderir;
Hasreti aşarlar, Anadolu’da
Etrafını sarmış, mavi suları,
Kısrağa vurulur, meşin yuları...
Her seher vaktinde, o uykuları;
Ezanla okşarlar, Anadolu’da
Şen olur köyleri, güneş vurunca,
Damları ağarır, akşam olunca
Meydanlar sevgide öyle dolunca;
Etrafa taşarlar, Anadolu’da
Kimseler bölemez, halkın yapısın
Fakire kapanmaz, evin kapısın
Üstüne yapılmış, vatan tapusun
Vermeden yaşarlar, Anadolu’da
ARzeni söylerim, sözleri bir bir
Bir çatı altında, getirdik tekbir
Değerler hep aynı; Din bir, Allah bir
Bayrağı taşırlar, Anadolu’da
YORUMLAR
Aziz Gardaşım.
Bir zamanlar bir insan, bir başkasına '' şerefsiz '' dediği takdirde bu bir cinayet sebebi olurdu.... Şimdi ise iltifat oldu '' şerefsiz'' sözü...Adamın tuttuğu takımın oyuncusu gol atıyor hitap aynen şu '' Ulan şerefsiz ne gol taktı beee '' Ya da '' Lan var ya oluuum sen çok şerefsizsin '' '' Aynen aga...Varya sen de benden aşağı kalır şerefsiz değilsin hani''iltifatları !!! havalardas uçuşuyor... Hal böyle olunca da normaldir...Peki neden böyle? Onu anlama için de Papa Gregoryus'un II. Mahmut döneminde Rus çarına yazdığı mektubu okumak lazım. Hazıra konmayın araştırın diye o mektubu yayınlamıyorum. Google hazretlerine sorun o size verir anında.
Selam ve saygılarımla.
Artık esaret altında Bir Türkiye görüyoruz
Dört koldan el ayak ve dil pranğaya vurulmuş vaziyette.
Hiç susmaması gereken analar artık ekran başından kalkamıyorlar
Haberler izlenmiyor niye çünkü her gün şehit haberi-trafik kazaları insanları bıktırdı.varsa yoksa diziler arası mekik dokumalar.
Ha aslında tv yayıncıları bir şeyi akıl edemiyorlar.Kadınların yüzde sekseni evde oturan kitleden oluşuyor...Aslında sabah 11den aşağıya kalkmayan bir kadına sabah 7 de kalk deseniz kalkmaz. Ama o saatte başlayıp gece yarısına kadar arka arkaya verilse her türlü oyuna gebe olan milletimiz bu tuzağa seve seve düşer...
Zaten evmiş-yemekmiş-kadınlıkmış hak getire...
çol çocuk kimin umurunda...
Yine de beterin beteri varmış..Diyeyim ve çekileyim kenara