- 1008 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Soğanın cücüğü...
Yavaş yavaş meslekteki yıllarımız ilerliyordu.Bundan olsa gerek,"zor beğenmeye" başlamıştım.Ama bu noktada çok sevdiğim/sevilen bir meslektaşımdan bahsedeceğim:
Halil Eğilmez.
Aynı yaşlarda,aynı grupta çalışıyorduk.Ben grup sorumlusu idim.Selçuk İsabey İlköğretim Okulu’nda "Öğrenci Merkezli Öğretim" konusunda mesleki toplantımız vardı.Konuşmacı da bu arkadaşımdı.
Konuşmasına,"Ben Konyalıyım" diye başlamış,1,5- 2 saatlik konuşmasında da çok nitelikli bilgiler anlatmış,en sonunda da benim de bilip,paylaştığım şu cümleyle sözlerini bitirmişti:
-Program yok,çocuk var;
Çocuk yok,çocuklar var.
Herkes mutluydu seminerin sonunda.Ben grubun sorumlusu olduğundan hareketle sözü aldım:
-Halil Bey,güzel şeyler anlattı.Şimdi 1,5-2 saat kadar da ben konuşacağım diyerek söze başladım.-Sınıf dona kaldı.’Bu güzel konuşmanın üstüne ne söylenebilir ki’ diye düşündüler belki de.-Ben de Konyalı değilim.Hikaye bu,bilirsiniz:İki Konyalı sohbet ediyormuş,biri diğerine,
-Sana piyangodan para çıksa ne yirsin?
-Soğanın cücüğünü demiş öteki ve devam etmiş:
-Sana çıksa ne yirsin?
-Bana yiyecek bir şey bırakmadın ki deyivermiş!
-İşte aynen bu hikayedeki gibi,bana diyecek bir şey kalmadı,toplantı bitmiştir,dedim.
O gerilen sınıf rahatladı,kendini sünger gibi saldı.
Halil Bey,"Beni çok onore ettin,arkadaş" derken;öğretmenler de,"Hocam konuşmayacağını biliyorduk ama ne diyeceğini merak ediyorduk."dediler.
Bazen,"durmayı becerebilmektir,adamlık" diye de düşünürüm.
.............
Daha sonraki yıllarda da "yetişkin insan"ın şöyle bir tanımını öğrendim ve çok da sevdim:
-Yetişkin insan,başkalarının da başarılarından mutluluk duyabilendir!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.