- 640 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
c
Akşam oldu. Bağırmak isterken, susuyorum. Yığınla gülmek, bir avuntunun her iki yüzünde de aynı resmi paylaştıran sızı. Sonraların belirsizliğinde cebimde bir telefon kartı. Açmalıyım, birilerine, birilerinin sesini duymalıyım. Bugün günlerden Pazar ve ben de bu günü ertelemeden yaşamalıyım.
Yorulduğumu hissediyorum. Oysa henüz yeni başlamıştım yaşamaya. Yeniden doğduğumu hissetmiştim. Bugün farklı olacaktı her şey, olmalıydı da!
...
Karanlığa bakmaktan yoruldum, aydınlık isterken sığındığım yer yine şu yatak. Güneş, karanlığın üzerine atılmış bir yorgan, yaşarken güneşi halının üzerine atmaya bayılıyorum. Farklı bir şeyler yapmanın tam zamanı. Mesela dişlerimi fırçalarsam, daha açık olacak gök; daha buz mavisi.
...
Çarşaf yok, gözkapaklarında hırslı bir öpücük pimapenlerin. Beyazlığı ne kadar da çok seviyoruz dünya olarak; ama işimize geldiği kadar paylaşıyoruz o beyazlığı. Absürt bir ilham zihnimde. Saçlarım uzuyor. Sığınak yapabileceğim ’anne’si kalmamış bir hayat. Yalnızlığı doğarken sahiplendiğimi nedense çoktandır unutmuştum. Şimdi ise, onu bana hatırlatan insanların çokluğu.
...
Hayat, yabancı düşlerin sığınağı. Hayal denen şey, mahmur bir ur. Kıvrandığım patikaların imamı kalmamış bir tarik. İmgelerimin kaçak bir keyfiyeti olduğuna dair haykırışlarım, melodramlarım eksi üşüyor, eksik bir şuur. Konuşsam, yeniden bir çağ kapanabilir diye korkuyorum. Oysa dükkânlar çoktan kapandı şehirde, sokaklar köpeklere emanet.
...
İnsan olmak, herhangi bir meseleye sahip olmak demek. Cahilliğimin kanaviçesi sökülmek için titriyor. Ses vermeyen, bedevi bir resim, geçmişimde biriken kadınlar. Erkekler daha bir soyut. İri bakışlarında, moraran yüreklerini ovan kadınlar daha çok, acısını hıçkırarak söylemeye utanan erkeklerden. Bu bir bebeğin itirafı: ’Dünya çok kötü!’
...
Zenginlerin evlerinde daha farklı yaşadığına inanan bir topluluk, zihnimde piknik yapmak için daha yüksek bir vadiye tırmanıyor. Avizeler farklı, halılar, perdeler, ranzalar, yastıklar ve hatta sanki sevgiler... Oysa ne kadar da büyük bir karmaşa bu! Oysa ne kadar da büyük bir yanılgı; yaşamayı sadece deri cüzdanında sıkışan kâğıtlara bağlayan düşünce. Ne kadar da ağır bir iftira!
-Fakirlerde aslında daha mutlular.
...ya onlara yardım edildiği an onları gördüğümüz için, ya da çok uzağımızda oldukları için.
...
Kaçıncı doğum günüm, hatırlamıyorum. Yazmak için yaşamaya, yaşamak için düşünmeye ve düşünmek içinde sessizliğe ihtiyacım var. Kelimelerimin, iyi bir virtüöz arıyor. Seslerini duyurmak için; belki soprano, belki de gereksiz bir bas. Bin yıllık düzyazılara ait bir tarihim varmış gibi, adı anılmayacak güzel günlerin ellerinden tutmalıyım.
...
Geceye ünlü bir yalnızlık gelecek. Zamansız gelmelerine alışkınım artık. Odamda bir isyan olursa, düşüncelerimi Moğollar yakmayacak kitap kitap. Kendimi beğendiğim için belki de! Gözlerim yanlış görmüyorsa, yanacak iki şey var bu odada. Biri ben, biri de pakette ki son sigara.
…
Ayağa kalkarsam, kör bir kurşuna gidecekmişim gibi hissediyorum. Çok abartıyorum. Kolonya şişemin kapağını açık bırakırsam, sahip olduğum her şeyi kaybedecek gibi...
Ağlamanın sonra ki sayfası, sevinç olmalı. İkisine de ihtiyacım yok, ikisi de uzak kalsın şimdilik. Sadece sessizlik istiyorum.
YORUMLAR
Güzel yazıydı kalemınıze saglık efendım...Tebrık ederım.
Bu arada odada yanacak ıkı seyden bırısı olarak sıgara demıssınız.Biz sigarayı bırakıyoruz efendım.Ben bırakalı 4 sene oldu.Sizide aramıza beklerız:))Yalnızlıgımızın çözumu yıllardır olmadadı hatta bızı son yıllarda yalnız bıraktı kendısı:))
Kızmayınız sakın bana ....Tüm yazıyı sevdım, ama o cumleye takıldım:))Sevgılerımle...