- 601 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tilki Ve Vicdani Aklı
Tilkinin biri; bir defa, iki defa, beş defa; ya da her defa. Tavuğu yemek için; “Öyle güzel sesin var ki! Ne olur deruni bir hal içinde gözlerinizi kapayıp, bir şarkı söyleyin. Mesti mahmur hayranınız olan ben, sizi dinleme mutluluğuna ereyim” diyorsa. Tavuklar da, hala; bin yıllarca tilki önünde gözleri kapalı bir biçimle olup ta, türkü söylemeğe devam ediyorsa! Bu genel geçer bönce eylemde, tilkilerin hiç suçu olmasa gerektir.
İnsan, hem tilki gibi (kurnaz ve akıllı) olmak zorundadır. Hem de tavuk (aptal) gibi görüngün olacakla yaşamsal deneyleri akıl edilmezinden aptal olurla, sürekli olmamak zorundadırlar. İnsana dek yaşantı öğrenmelerimiz; kesikli, sürekli, akıllı olmanın temellerini ortaya koyarken; aynı deneyse konulara ilişkin, kesikli olmayan sürekli bönlüğü ortaya koyamazlardı. Yani insanlar, hep aynı şeyi yaparak (gözlerini kapatarak), aynı şeyden farklı sonuçlar almayı ( tilkiden yenmemeyi) bekleyemezdi. Oysa insanlar gözlerini açarak cennetten çıkmışlardı!
Peki, tilkinin (kurnazlığın, akıllılığının), bu olayda (suçta) hiç mi kabahati yok? Tilkinin olayda kati dahli vardır. Ama kabahati yok. Eğer tilki (karnını doyuruyor diye) suçlu ilan edilirse, böyle olursa; akıllılığı mahkûm etmiş oluruz
Tilkiyi, karnını doyurdu diye; ayıyı, bal (çaldı) yedi diye; insanı ineği kesti diye, nasıl suçlu ilan edersiniz ki? Bu sizin acıkmanızla (tilkinin acıkmasıyla ve acıkmanızı da (tilki tüketimine dek üretim ilişkisi içinde olamamasından ötürü ) ihtiyacınızı ancak ve ancak bu şekilde giderir olmanızı suçlamanız olur ki doğal oluşum ve doğal gerçekliğe (akla) aykırıdır (saçmadır).
Öznellikler (eylem yapan bilen benler) bu benliklerin eğimi doğrultusunda davranmak zorundadırlar. Tilki olayımızdaki öznel varlık, henüz büyük oranda kalıtsal olan bencillikti öznellikle davranıp dıştan da basit birkaç sosyal (dış deneyimsel) kültür öznelliği ile (kurnazlık akıllılığıyla) kendi içindeki kalıtsal olan içti bencilliğini giriştirip, davranmaktadırlar.
Tilkiler sosyal yaşamı, insan sosyal yaşamı gibi; ilişkin tabumdu totemi sos yo kültürel öznellik çekimli ilkeler çevrimiyle dönüşemezler. Tilkiler totemi tabu çekimle dönüşemediklerinden; tilki sosyal kültür davranışlarının dışa dönük performanslarını, suç değil gibi yargılamaları pek olası olamamaktadır. Bir tilki başka bir tilkinin yiyeceğini çalmakla, suç işlediğini de kestirir.
Ancak kendi üretim ilişkisini yapamayan tilkinin bu işi yapmağa eli mahkûmdur. İnsanın suç yüzünden titreyen bir vicdan öğrenmesi varsa; bu insanın üretim ilişkisi kurar olup, emek verir olmasının; karnını doyurur olan yola; çalmakla değil, gaspla değil; emek vermekle gider olacağını bilmesinden; bu edimi diğer elde edişlerden seçip ayıklar olmasındandır. Bu sosyal yargınızın oluşabilmesi için de, insanın toplumsa üretim ilişkilerini başlatmış olmasıyla, bu vicdani süreci başlatmanın nedeni olmuştur.
Söz gelimi insanlar; toplumsal ilişkileriyle üretim ilişkilerini ortaya koymuşturlar. Yani insanlar emeği ile pırasa üretebilmektedirler. Siz de aynı yolla, pırasa ve inek üretebilmektesiniz. Burada söz konusu olan suça dek değerlemeniz “emek veriliktir”. Yani emeğin tabu kılınışla, emeğin söyletilmesine dek totemi ilkesidir. Değilse, vicdanınız sızlasa dahi! Siz de timsahın gözyaşı gibi olurla davranacaktınız.
Üretim ilişkinizi size kimse söylememişti. Vicdanınızı da size kimse söylemiyordu. Sosyal ve toplumsal yapınızı dışta kimse belirlememişti. Bu nedenle sos yo toplumsa kültürel öznelliğiniz olan vicdanınızı da, sos yo toplumsa kültürel öznelliğiniz olan; sos yo toplumsa güç yapılı ilişkiler söyleyecekti.
Ne biçim bir üretim ilişkisi içindeyseniz o biçim bir akli işleyişinizle o biçim vidanınız vardı. Yani vicdani suçlarınızı da üretim ilişkilerinizle, onun paylaşılma süreçlerinin dayatan süzgeci belirliyordu Bunu temeli de kendinizi algılayan, bencil ve kalıtsal iç özneydi
Değilse yeme bahsine konu olur ürün nesnelerini, üreterek mi? yağma yaparak mı? Yoksa doğada bulduğunuzu sömürerek mi? sağlar olacağınızın doğru veya yanlış olmayacağını, kimse size söylemez.
Karın doyurma girişiminiz, sizin yeme nesnelerinizi üretir olmanızla da olasıdırlar. Çalacak olmanızla (yağma ile) da olasıdırlar. Buradaki tek ilke bunları sizin buluyor olmanız ve bulduklarınızı bir şekilde ele geçirir olmanızdır. Değilse totemi bir çekim alanlı, sosyal özne yapılı, sosyal meşruiyet eşme yapıyı ortaya koymadan ve toplumsa üretim ilişkili olan toplumsa özne bilinç girişmesini ortaya koymadan; bunların suç olup olmama gibi kritiğini asla yapamazsınız.
Dıştaki sos yo toplumsa kültürel özne bilinciniz, sağlanandı olan eylemlerinizin önüne “emek verirlikti” bu tabumsa totemi ilkenize göre sizin seçme ayıklama yapma değerlemenizi ortaya koyarlar. Sizler, emek verip, üretim yapmıyor da; başkasının emek ürünü olan pırasa veya ineği ( emek vermediğiniz şeyler olanı, başkalarının emek sağlayanlarını) çalıyorsanız; bu kabil eylemleriniz suçtur.
Yani, kalıtımsa bencillikti (kendisini düşünen) bu özne fetişi ilke, sos yo toplumsa girişmeleriniz içinde “emek verilmeden yapılan ihtiyacı karşılanmaları, mahkûm etmektedir. Bu tip kristalize sos yo toplum sal kültür anlayışınız üzerine, öznel bilinciniz oluşturulmuştur.
Sizdeki bu sos yo toplumsa kültürel öznellik, sizin tilkiden fazla olan öznel kültür öznenizdirler. Kalıtsal olan özne bencilliğiniz tilki ile çok benzeşirken; adata tıpkısı iken; dıştan sos yo toplumsa kültürel özne bilinciniz sizi, tilki öznelliğinden ayırır.
İnsanların sos yo toplumsa kültürel öznellikler üretmesi; iki bakımdan çok önemli olmuştur. Birincisi, içsel bencillikti öznenin dıştan garantili sağlananlarını, kendisine taahhüt etmiş olmasıdır. İkincisi de doğadaki “büyük balığın küçük balığı yutar olması” ilkesini, hiç değilse kendi cins türü içinde olurla önlemiştir. Bu kabil yamyamlığı kaldırması ve insanın vicdani olmasını, toplumsa üretim ilişkileri ile ortaya koymuştur.
Değilse sosyal birlikti yapı ve onun öncesi; çokta vicdani olmayan hem iç, hem dış yamyamlığı olan bir süreç yapıydı. İnsanın kişisel mal mülk edinir bir üretim ilişkisi olmasaydı, sızlayan bir vicdanı; doğaya karşı başlattığı tahribatı, suç olurla değerleyen akli yargılaması dai hiç olmayacaktı. 19.11.2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.