- 1700 Okunma
- 18 Yorum
- 0 Beğeni
GENÇ KARDEŞİME(2)Şiirde Tarz
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Mustafa CEYLAN
*******************************
Acemi elinde saz, âhenkli ses çıkaramaz. Çok sayıda türküyü, şarkıyı ezbere bilirim ve kendimle başbaşa kaldığımda başından sonuna kadar çığırırım da; elime bir bağlama vb enstrüman verseler, o çok sevdiğim türküyü çalmayı bırakın, çıkaracağım uyumsuz seslerle türkü katili olur çıkarım. En iyisi mi, elimle-dilim, dilimle yüreğim, yüreğimle aklım arasında gidip gelen şiirime sahip çıkmak.
Bunu niye söylüyorum?
Şiirde tarz konusunu gündeminize sunmak, dünden kalan soruya cevap aramak için.
Şimdi, Neşet Ertaş’ın çaldığı bağlama ile rahmetli Özay Gönlüm’ün bağlamasını düşünelim.
Birisi İÇ ANADOLU BÖLGE’mizin "bozlak"larını havalandırırken, ötekisi EGE YÖREMİZİN hoş nağmelerini sunmuyor mu? Hele ki, bir Karadenizli kemençe ustasına kulak verelim, onun bize-yüreğimize verdiği -estirdiği hava daha bir başkadır. Öyle değil mi?
İşte şiirde tarz da buna benzer.
Şu halde nedir tarz?
Özgünlüktür, üsluptur, söylemdir, sunum-anlatım biçimidir.
O halde, gene geliyoruz 3 temele.
Hece’ye, Aruz’a, Serbest’e...
Bu üç temeli yalnız başlarına veya birbirleriyle ve kendileriyle harmanlayarak üzerinde duygu kervanlarımızı yürütebilmeliyiz. Yürütebilmeliyiz de, hani bizim köylü Osman’ın düğünde oynaması başkadır, Hacer Abla’nın kızı Dudu’nun sakız çiğnemesi daha başkadır.
Yani, ne kadar şair varsa, o kadar "tarz" vardır. Olmalıdır!
Başkasına, usta’ya, ünlü şaire ve daha önce yazılanlara BENZEMEK, bir bakıma aynilik, GÖLGEDE KALMAKTIR ki bunu hiç bir şair istemez.
Evet, eskiden-mâziden-ustalardan faydalanmalı, onları okumalı, bilmeliyiz ve onlardan ders de almalıyız. Ancak, onu TAKLİD ETMEMELİYİZ!
Etkilenebiliriz ama onun yolunda gideyim derken, onun gölgesinde yok olmak da vardır. Biz olmalıyız! Taklidçi değil, teknikten faydalanan ama, o tekniğe kendi tarzımızı giydiren, nakışlayan olmalıyız...
*
Önde gidenleri geçme heyecan ve telaşıdır şiirde tarz.
Ustalık, kendi tarzını yaratmış, ortaya koymuş olmaktır.
Getirin bana Nazım Hikmet-Necip Fazıl-Yahya Kemal-Ahmet Arif şiirerinden herhangi birisini, altından şairinin adını silin, okuduğum anda o şiirin HANGİ ŞAİRE AİT OLDUĞUNU SÖYLERİM. İşte bu bilme işi, o şairin TARZ’ındandır.
Nazım Hikmet’in serbest - ses oyunlarıyla dokunmuş- "memleketimden insan manzaraları" ve öteki şiirleri ile Yahya Kemal’in "Yeniçeriye Gazel", "Akıncılar" şiirlerini düşünün. şiirlerinin yapı teknikleri, şiirlerinde kullandıkları kelimeler farklı farklıdır, öyle değil mi? İşte bu farklılık "tarz"ın taa kendisidir.
Şiirde tarz, şiirin tekniği ile, şairin hayat tecrübesi, duygu yoğunluğu, kelime haznesi ve bilgi birikimiyle de doğrudan alâkalıdır. Zira şiire, kelimelerle dar alanda dans etme sanatıdır dedik. Kelimelere ruh katma ve kendinize ait orjinal söylem - sunum geliştirmek zorundasınız. O zaman bilirim ben sizin şiire olan saygınızı. O zaman daha çok severim sizi.
*
Biraz da zamanla oluşacak bir olaydır "tarz"... Demir dövüle dövüle, yana yana şekil alır. Zaman şakaklarımızdan geçip giderken, en çok da şiir yazan kalemimizi etkiler. Ve çoğumuz, seneler önce yazdığımız şiirleri gördükçe "beğenmez", hattâ aceleden "kitap çıkardı" isek, o acemilik, o toyluk dönemine ait kitabımızı pek ortalarda dolaşsın da istemeyiz. Çünkü, zamanla olgunlaşan "dil" ve "söylem" yeteneğimiz kendi "tarz"ımızı ortaya koymaya başlamıştır da ondan...
Dil’in kullanımının öteki adıdır "tarz"...
Anlıyacağınız, şairin dilidir....
*
Şiirin ana yapısına, konusuna şairin bakışıdır.
Dilini "kırbaç" olarak kullananan bir dostum, aşk ve gurbet şiirinde bile "kahramanlık şiirlerindeki savaşı" yaşıyor gibiydi. Dinî-tasavvufî esaslı bir şiirle müziğini, yayla çeşmesinin oyun havasına benzeterek çalamazsınız. Gülerler adama...
Bir adam tanıyordum, dev cüsseli, iri kıyım, kalın bıyıklı... Parmakları benim iki parmağım kalınlığında, bakışları keskin, bıyıkları bir kamyon yükündeydi dudaklarının üstünde. Çoğu arkadaşımız o’na "mafia babası" diyordu. Günlerden bir gün karşılaştık onunla. Biraz ürktüm ve korktum da.
-"Meraba Mustafa abi!" diye çocukça bir ses duymam mı?
Önce inanamadım kulaklarıma. Tıpkı bir çocuk sesi idi. Oysa, o dev adamdan gök gürlemesini andıran bir ses duyacağımı sanıyordum. Gülmemek için kendimi zor tuttum.
Her dağın ayrı sesi, ayrı çiçeği, ayrı bulutu vardır. Çiçek, bulut, ses kelime olarak aynı olsalar da, Torosların balı farklıdır, anzer balı da çok farklıdır, değil mi? Dağın otuna göre kuzuların kokusu bile...
Şairin yetiştiği ortama, aile yapısına, eğitimine ve yaşadığı olaylara, hayat tecrübesine bağlıdır tarzı da... Bir çeşit şair kimliğidir...
Kimliksiz bir şair olarak dolaşmak yerine, tarzınızı ortaya koymuş bir şair olarak bilinmeniz dileğiyle...
-----------------------DEVAM EDECEK--------------------------
YORUMLAR
bu konuda mehmet beye katılıyorum..
tabi ki bir tarz olmalı..
fakat tarz uğruna yazılan saçma sapan mısraları anlamakta güçlük çekiyorum..
elinize sağlık..
tebrik ediyorum..
saygılarımla..
MustafaCeylan
Ogüst Compte Der ki: " Hürriyet isteyenler de hürriyetin kölesidirler." Aynen öyle;
Tarzsızlık da bir tarz değil midir?
*
Teşekkürler...
Selamlar, saygılar...
SEVİLAY DİLBER
buna katılamıyacağım...
edebiyat tüm insanlığa seslenişin bir versiyonudur..
her kesin ruhuna inebilmelisiniz..
bence en güzel tarz anlaşılabilmektir...
ben şair değilim.
naçizane öykücüyüm..
ama anlamsız şiierleri okurken.
ne demek istiyor diye düşünmüyor da değilim..
öykülerimi yazarken aynı şeyi benim için de düşünmesinler diye titizlik göstermeye çalışıyorum..
hürmetler efendim..
MustafaCeylan
Anlamsız-anlaşılmaz olmak için didinenler geleceğe kalamazlar. Şairi geleceğe kütüphane rafları değil, onu okuyan insanlar taşır. Öncelikle dilini anlamadığı bir şairi bu halk geleceğe niya taşısın ki..
*
Teşekkür ederim...
Sağolun...
Değerli yazarımızdan
ne kadar tatlı bir anlatım
Mutlaka faydalı olacaktır bundan eminim.
Edebiyat aşkınıza hayranım
Yürekten kutluyorum
Selam ve daim muhabbetle...
MustafaCeylan
Muhterem Hocam,
Sayfama şerefler verdiniz...
Çok teşekkürler...
Selamlar, saygılar...
Yazınızı tabiri caizse bir solukta okudum ders veren bir öğretmen edasıyla ki, bu öğretmen işinin ehli sıkmadan , üstelik latife katarak anlattı...
Şiir yazmaya başladığımdan beri hep şu sözü duydum; ''çok şiir okuyun'' Nedeni malumunuz şiir nasıl yazılır , teknikleri vs. Doğrudur eminim ama ben bocaladım... Seçilen şiirlere baktım, değerli şaiirlerin şiirlerini okumaya çalıştım, hepsi çok güzeldi ama her biri faklıydı... Onlar gibi yazabilir miyim diye düşünüp yazmaya kalkınca ortaya tabiri caizse trajı komik şiirler çıktı... Olmadı.. Şair olmak değildi maksadım içimde toplanan duyguları kalemin yardımıyla kağıtla paylaşmaktı, bir nebze rahatlama adına...
Bir tarzım olur mu bilmiyorum... Kelime hazinemin oldukça az olduğunu ve hiç bir eğitim almadığımı düşünürsek biraz zor... Acaba sadece düz yazılarıma geri mi dönsem diye de düşünmüyor değilim de şiir yazmayı seviyorum ...
Bu yazınızla inşallah bir çok şair adayı kendi tarzını belirler..
Selamlar ve saygılar efendim...
MustafaCeylan
Aşık Veysel'i düşünelim.
Eğitimi yoktu.
Gözleri görmüyordu
Ama
Yürek gözü açıktı.
*
Bigi,tecrübe tamamlayıcı unsur; olursa çok daha iyi olur elbette..
*
Teşekkürler...
Selamlar, saygılar...
MustafaCeylan
İyi de Hocam, bazen hiçbir şeye benzemeyen metinlere: " - bu nedir ? " Diye sorduğumuzda " - benim tarzım bu, özgün bir çalışma " cevabını alıyoruz. ( özellikle serbest ya da serbest olduğu iddia edilen çalışmalarda ) Gerçekten kimsenin çalışmalarıyla benzerlikleri de olmuyor.
Bazen ise iki harfi şiir diye önümüze koyuyorlar.
Bunları hangi kapsamda değerlendireceğiz?
" Hele ki, bir Karadenizli kemençe ustasına kulak verelim, onun bize-yüreğimize verdiği -estirdiği hava daha bir başkadır. Öyle değil mi? "
Hem de nasıl!
Ölüyü bile oynatıyor mübarek...
Bu türdeki bilgilendirme yazılarınızı daha çok görmek istediğimiz ve ihtiyacımız olduğunu ifade ederek;
Eyvallah Hocam!
MustafaCeylan
Çok haklısınız;
Bahsettiğiniz hususu da (Şiirde Hedef) konusunda nasipse ele almaya gayret edeyim.
Çok teşekkürler,
Selamlar, saygılar...
Sayın Mustafa Ceylan Bey
Her iki Yazınızı ve verilen Cevapları dikkatle okudum. Böyle bir Konuyu açıp, değerli Yorumlarınızla yeni Nesillere Yardımcı olduğunuz için sizi kutlarım. 65 Yaşında bir Genç Kardeşiniz olarak, "bana dokunan Ucu" nu kısaca cevaplamak isterim; Ustam, 100 Metreyi 10 Saniyenin altında koştu diye koşmayı bırakmak anlamsız olur' bence. Saygılarımla.
Şiirle kalın.
Kara Zurna
MustafaCeylan
En gençimiz sizsiniz...
Koşuya her yaşta katılınır amma
Doğar doğmaz kucaktan caddeye de çıkartılmaz ki...
Burada, doğuş ve demleme konusunu işlemeye çalışmıştım üstadım...
Çok teşekkür ediyor, selamlar, saygılar sunuyorum...
MustafaCeylan
gerçekten tebrik ederim çok objektif bir bakış açısı
olması ve söylenmesi gereken ne varsa burada belirtmişsiniz.
saygılarımla keyifle okudum...
MustafaCeylan
Hocam ders gibiydi her satırınız...
Tebriklerim canı gönülden....
Saygılar...
MustafaCeylan
Elbette "Tarz" çok önemli. Ama o tarzı yakalamak içinde bol bol yazmalı, en önemliside yapıcı eleştirilere tahammül edebilmelidir. Bugün tarzından bahsedilen şairlerimiz bile yeri geldiğinde yazdıkları şiirleri eleştirmişler, hiç biri de diğerine gönül koymamaış aksine teşekkür etmişlerdir.
Yazınızı okurken sanki karşınızda ben varmışım da bana söylüyormuşsunuz gibi geldi ve ben şahsen alacağım dersi aldım.
Teşekkür, Takdir ve saygılarımla...
MustafaCeylan
Hilmi Yavuz bu konuda der ki: "Nazım Hikmet ile Necip fazıl kardeştir der." Tarzları, bakış açıları sebebiyle ters uçlardadırlar, birbirlerini eleştirirler ama, birbirlerine saygıda da asla kusur etmemişlerdir.
Dost acı söyler atalar sözümüz var. Evet, söylediğiniz gibi eleştiriye gönül koymamak lâzım.
Teşekkürler...
Selamlar, saygılar...
Evet... Çok güzel, çok doğru söylemler! Bütün çabamız, bütün koşturmamız da bunun için değil mi? Şiirde, nesirde veya bir başka çalışmada hatta hayatta kendi özgün kimliğimizle var olabilme!
Teşekkürler hocam...
Güne düşen seçkinin değerli kalemine saygıyla, dostça...
MustafaCeylan
Ne güzel dediniz. Bu sözleriniz sadece şiirle değil, edebiyatın bütün dallarıyla alakalı aslında. Okuyan herkese birşeyler katabilecek değerli bir çalışma yine.
Tebrik ediyorum.
Saygılar.
MustafaCeylan
Aynur Engindeniz
MustafaCeylan
Hocam dört gözle bekliyoruz ve bölesi bir açıklama için saygılarımı sunuyorum
MustafaCeylan
Selamlar,saygılar...
kalemi ve edebi kudretini kendi geleneklerinden istifade ederek ekolünü ortaya koyan ustaya yakışan bir yazım. tebrikler usta. selam ve saygılar.
Yahya İncik tarafından 11/19/2011 3:14:36 PM zamanında düzenlenmiştir.