Demkeşin İmkansız Sızısın Nazlıcan
23.23. 2010
Dünya sağır sesine, ben sağır sultanın babası.
Aşkımızı sorguluyor sorgu melekleri. Demek aşkımız mevta olmuş sevgilim.
-Oysa “ öz”lerin özlerimde sırlar bırakmış .Oysa özlerim seni.
Heceye katranlarını sür , sürgün ve süreğen olduğun yalnızların alfabesinde.
Ayrılığın hüz’zamında beni ara zamansızlığın kuyruk ucunda.
Ucu sana keskin bir sevda aleviyim. Bütün aşkları yakmaya gidiyorum.
Ah ettiğin masalların perisiyle muradımıza ermek için az ve uz gidiyoruz.
-Dilim dilim aşk dilim oluyoruz. Masal içre masal büyüyor.Bitmiyorsun.
*Hani hatırlar mısın? Seninle gittiğimiz akraba ziyareti dönüşünde Kayseri civarında yolumuza çığ düşmüştü. Arabamız çığın altında kalmıştı.
-Ne olduğunun farkında değildik. El ele tutunup sımsıkı sarılmıştın.
Gözlerinde aşk vardı, özünde beni ısıtan sevgin vardı.
-O sarılışını, o ürkek bakışını, ölümle kalım arasında aşkım deyişini özledim.
Ha bir de Allah’ım daha aşk çocuğumuzu doğurmadan yanına alamazsın bu kumruları demiştin.
-Bu seven kadın, bu aşk adamından bir çocuk doğurmak istiyor Rabbim bunu çok görme demiştin.
-Damlaların buna eşlik etmişti. Arabanın teybinde bizim sevdiğimiz şarkı çalınıyor, sanki çığ değil o büyük aşkın altında kalmıştık.
- Sonra nefessiz kalıp bayılmıştın. Camı kırıp annemin sana hediye ettiği kelebek çiçeğinin saksındaki çubukla karı deşmiştim.
-Ellerim donmak üzereydi, sen baygındın. Eşe eşe biraz ısınmıştım, karın içinden gelen gizil havayla biraz nefes almıştık.
-Bütün umutlarımı yetirmiş,gittikçe üşüyorduk. Bir ara uyanıp aşkım, aşkım deyip yeniden bayılmıştın.
-Bir daha aşkım deyip uzun süre uyanamadın. Artık öldün, dedim kendi kedime. Gözyaşlarına eşlik etti gözlerim. Yanağımda donup buzul oldu.
-Ölüm bizi özlemişti. Ben de kendimden geçmiştim.
-Ele ele öylece kaskatı kesilmiştik. Uyandığımızda bir hastanenin acilindeydik. Karayolları yetkileri bizi çığın altından kurtarmışlardı.
-
-Kendime geldiğimde seni sordum, hemşeri:
-O da seni sayıklıyor durmadan.Kendine geldi. Karın altındayken Rabbime dua ettim buradan kurtulursak bir kızımız olursa Berfin koyacağım dedim.
-Sen de tamam yeter ki buradan kurtulmak nasip olsun demiştin.
Sonra zatüreye yakalanmıştık, tedaviden sonra iyileştiğimizde
-Kemankeş duruşunla gözlerime bakıp sen kaderin de aşkısın demiştin.
*Ben o seni özledim , o ölümün hecelerinde aşkına hasretini heceleyen seni. Şimdi bu vurgun sinenin içini dolduracak hangi aşk var .
Koru düşsün yarama. Sen’i aşk edecek günlerin külündeyim.
Kör olan, kirden olan ,kırılandan kalan can kırıcıların kıyıcısıyım.
Emri oluna , aşkı dolana atsın hasretin.Öylece sende kalmadım ki mecralarımdaki aşk dilim sussun.
Şerha şerha eridim yürek kentinde. Bir sevi göğü, bir tutku okyanusu, bir sen sonsuzluğuna yapışık kaldım.
Sensizlikten öte sessizlik varmış, varoluşa meseller dizelerken ben.
Umudun aşk küresinde buzulların eriyor yarama. Islanarak,severek, çoğalarak, her gün biraz daha isteyerek seni bekliyorum naçarlığım.
Hoşçakal dediğim gün , gün olmaktan çıkmıştı zaten. Hoşbuldukların bulgusundayım gayrı .Hangi sözsüz buluntusunda bulantılarımı anlatacak Kafka bilemedim.
Hoşçakalın kalın sesleri gibi seslice ağlamıştım. O yüzden elvedaları yazamıyorum, elde kalmış , elden geçilmemiş sevgi çeşnisinde
Sızısı sen olan her şeye umman oluyor umudum. Sendeyim, algılar, dalgalar arasında beklemekteyim.
-Bütün imkansızlıklar sahiline set olmuş, yeniden sende yüzmeye yasaklı günlerin hayalperestiyim. Yetiyor bunlar, acıyan gözlerle bakma sakın. Seni sevmek ,seni istemek büyük aşkı tümlemenin dersiydi.
*Ben kendimce yaşamın öğrencisi, aşk ödevim vardı. Şimdi de aşk ödevimin içindeki sen var, yazıyor ve seviyorum bilesin Nazlıcan
şık bir bekleyiş aşk rengimize oğullandı
vakte aşk gülün açar, bağrımda kokusu tümlenir
sol yanımın haritasında seni şehir yapar umut
isim arayışında sensiz ve isimsiz kalır vuslat
ünlem ile damla benzeşim seyrinde ıslatır cemi cümleyi
hayali tutkuya yapıştırır gereğen sevgi
bekler seni aşk
özler seni aşk
ister seni aşk
kavuşul olur aşk