- 1087 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHİR ŞEHİR GEZEN NEHİR
Bir varmış, bir yokmuş. Kafdağı’nda çok güzel bir şehir, bu şehirden doğup her yeri dolaşan bir nehir varmış. Bu nehir, sabah erkenden yola çıkar, şırıl şırıl akar, nerede bir masal görse hayran hayran bakarmış. Sonra o masalı kollarına alır, ninniler söyleyerek yoluna devam edermiş. Her masal, bu nehre ayrı bir renk katar; böylece nehrin güzelliği gün geçtikçe artarmış.
Şehir Şehir Gezen Nehir, bir gün az gitmiş, uz gitmiş… Yollar gibi kıvrılmış, yokuşlarda yorulmuş, ovalarda durulmuş. İşte böyle bir zamanda kendi kendine mırıldanmış:
- Kafdağı çok güzel, burada çok ilginç masallar var ama yıllardan beri aynı masalları dinlemekten, aynı masalları anlatmaktan bıktım usandım. Yeni ülkeler, yeni şehirler gezmeli, yepyeni masallar dizmeliyim dalgalarıma…
Nehrin yakarmalarını duyan bir kırlangıç, konuvermiş onun kıyısına. Biraz su içtikten sonra bir şarkıya başlamış:
- Sevgiye çıkar yolu;
Çiçektir sağı solu.
Her gören hayran olur,
Bir masal Anadolu.
Bu şarkıyı duyan nehir:
- Ey sevgili kırlangıç! Ne güzel şarkı söylüyorsun. Bana bu masal ülkesini anlatabilir misin, demiş
Kırlangıç, biraz daha su içtikten sonra:
- Anlatılmaz, demiş. Anadolu denilen yer, öyle güzel, öyle farklı ki anlatılamaz…
Nehir merakla sormuş:
- Peki, ne yapmak lazım?
- Gidip görmek lazım, gönül vermek lazım, taşına toprağına yüz sürmek lazım… Her köşesi cennettir, orada yaşamak en büyük servettir…
Heyecanı ve merakı artan nehir, şırıl şırıl yalvarmış:
- Beni oraya götürür müsün güzel kırlangıç?
- Memnuniyetle, demiş kırlangıç. Zaten bahar geldi, ben de Anadolu’ya göçmek için hazırlanıyordum.
Az gitmişler, uz gitmişler; kıvrım kıvrım düz gitmişler. Sevinçten sel olup taşmışlar, bir çırpıda dağlar tepeler aşmışlar, Anadolu’ya ulaşmışlar…
Küçük kırlangıç, gittikleri her şehri, arkadaşı nehirle tanıştırmış. Tanıştırdıktan sonra kırlangıcın bir şey demesine gerek kalmamış. Gidilen şehirle nehrin kaynaşması çok kolay olmuş.
Şehir Şehir Gezen Nehir, gittiği yerlerde çok güzel karşılanmış. Onu gören her şehir, önce kendilerini tanıtmış, sonra da masalını anlatmış. Masalları dinleyen nehir, öyle mutlu olmuş, öyle sevgiyle dolmuş ki; bu masalları herkesle paylaşmak istemiş. Bir gün: “Yağı bala katarım, masal alır masal satarım.” diyerek şırıl şırıl akarken yazarımızla karşılaşmasın mı? Dinlediği bütün masalları sevinçle anlatmış yazarımıza.
Yazarımız da o masalları kitap hâline getirmiş. Neden mi? Şehir Şehir Gezen Nehr’in sevincini sizlerle bölüşüp çoğaltmak için. Öyleyse binin masal kayığına, bakalım bu güzel nehir bizi nerelere götürecek?
Bestami YAZGAN