- 778 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YALNIZ ÇAM
....Seni bir çift yeşil başlı turna bırakmıştı ovanın ortasına yalnız çam.Küçücük bir tohumken gelmiş,kök salmış, filiz vermiştin.Turnalar hep geldiler ziyaretine...
Yaralandılar geldiler,iyileştiler dallarında.
Susadılar geldiler,suya kandılar dallarında.
Turnalar bir çift yeşil başlı turna hep geldiler dallarına.
....Uzakta dağ başlarında dostların vardı,yükseklerde,ama sen ovada yalnız bir çamdın işte.
....Ne çok misafirin olurdu dallarında.Hiç boş kalmazlardı. Bazen misafirlerin incitirlerdi seni ama yine de korurdun onları kardan ,yağmurdar, rüzgardan.Sensiz olamazlardı da güneşi görünce de uçuverirlerdi başka diyarlara.Her gittikleri yerden bazen kanadı kırık bazen gözü yaşlı dönerlerdi dallarına.Sen de huzur bulur sonra yine uçarlardı gönüllerindeki sevdalarına.
....Hani bir kanaryan vardı, bülbül sesli.Onunla ne güzel türküler söylerdiniz.Ne kadar çok severdin ONU.Şefkeatle bağrına basar,her acısını dindirirdin.Ayaz olacağı zaman kanaryanı saklamak isterdin.Gitmesi gerekirdi başka diyarlarda türkülerini dillendirmesi için.Ayaz kar kış durduramazdı.Sen ağlardın o giderdi,her defasında da.Yaralı dönerdi sonra ovaya.Yeniden sarılırdın,iyileşirdi, türküler söylerdi. Beraber söylerdiniz.
....Bir de kartalın vardı.Keskin yeşil gözlü.Şöyle bir açtımı kanatlarını sanki hiç bir hoyrat rüzgar kıramazdı dallarını.Pek ayrılmazdı senden.Uçar kısa süre sonra geri dönerdi.Sırdaş olmuştunuz.Kimbilir neler vardı aranızda kimsenin bilmediği...
....Bir de gölgende büyüyen bir pembe karanfilin vardı. Hep seninle kalmak isteyen.Dalarına konan kuşları bile kıskanan.Gövdendeki karıncayı istemeyen.Senin gölgenden başka yer bilmeyen.Henüz açmamıştı, açamamıştı.Sordular ne zaman güneşte parlar yüzü diye.Ben göremeyeceğim demiştin,akıbetini bilirmişcesine.
....Birgün bir kurt girdi gövdene.Kimseye hissettirmedin içini kemirdiğini an be an...
O kemirdikçe dimdik durdun ve misafirlerini üzmedin hep direndin. Olmadı o kurt seni bırakmadı.
.....Temmuz akşam üzerlerinden biriydi.Günlerden pazartesi .Kurt sona varmıştı can damarlarını da kemirmiş dayanacak gücün kalmamıştı.Yıkılmıştın yalnız çam ovanın ortasına. Binlerce KUŞ UÇTU havya sen yıkılırken.İNANAMADIM.Bu kadar kuş nasıl barınmıştı hasta gövdende. Bir yandan içini kemirenle uğraşıp, bir yandan da o kuşlara kucak açmayı nasıl başarmıştın.Sen öyle kocamandın ki yalnız çamım ovada bir daha yerin doldurulamadı. Rüzgardan bile kuşlar seni sordular,ağladılar.
....Sonra ovadan dağlara doğru yolcu edildin.O ÇOK SEVDİĞİN KANARYAN VE KOCA KARTAL BAŞUCUNDAYKEN.Bırakıldığın bayırda sen büyüdün büyüdün ve bir kardelen tohumu olup çok yükseklerde açtın.
"Bilirim yerini sormam nerdesin
Senin yurdun dağlar hep yüksektesin
Nasıl gelsem herzaman göklerdesin
Eğilip elimden tut kardelen"
....Pembe karanfilin senden sonra açtı.Boynu bükük kaldı.Çok susuz kaldı.Yandı gölgesiz kaldı.Bir saksıya koyup diyar diyar gezdirdiler.Onun gözü gönlü hala çam ağacında.Ah deyip inlemekte.Bazen sana olan hasretinden kanaryana kartalına yüzünü çevirmekte,onlardan kokunu almaya çalışmakta