Yaşam Sensin, Aşk Kadermiş Nazlıcan
23.23.2010
hayrettin taylan
Yaşam, zor dersler veren bir öğrencidir. Bitmez ödevi, bitmez sınavı.
Bu yaşamın alıştırmalarından biri de aşktı. Ben alıştırma sevmezdim. Ta ki seni tanıyana kadar. Yeter ki alıştırmaların olsun, yüreğin olsun .
Aşk en zor olanı hak etmektir .Belki de en zoru karşılıklı kolay yapmaktır.Yaşanmayanı gönül sinisine koymaktır. Orda aynı tutkudan beslenmektir.
Sürekli meşgul ettiğiniz yürek belki de başkasının hayaline gölgedir. Sen varken başka gölgelerin serinliğinde serkeş olamazdım.
Yaşattıklarının ortasında öylece kalmak, yaşanacaklara çanak olmak, yarını ve yarini izlemektir aşk gözüyle.
-Belki de hayal ettiklerimizin uranyumuyuz. Belki yaşamsala bor minareli oluyoruz.
*Belki aşka boksit üretiyor gitmelerimiz.
Belki dünyamıza yeni cevherler sunuyoruz.Belki yüreğimizdeki fosiller yarına petrol, yarine yakıt olarak sunulacaktır.
Yaşamak için seni yaşamak gereğinde uyumlar bizi bekler.
-Hayat bir bağ üstüne bağıllarını sunar. Bağlamların sözdiziminde suskun kalan sensin.
-Hürriyetini kendi yalnızlığında bulan bilgeliğin bulmacası gibisin.
Çözümsüz özlerin var. Hangi sorunun köküne özdeş özlemlerin var.
Sayrı avucuma konan asi bir kelebekti sevdan.Hasrını yaşayan üst benliğin yaşanamayan kısmında tıkandım.
-Sanki yaşam sensin, senden olanlara adadım geri kalanı. Sanki aşk sensin, senden sonraları sevmek ya da hoşlaşma baharı sandım.
Mutluluk seninle yaşamaya formül edilmişti. Çözümü hayatın hasretine sunulu. Ödevsiz değildi yaşam.Her demimiz bir sınav.
-Başarılı olmak için baş başa olmak gerekir;ama yoksun, ama gider ayakların kelebeği oldun.Gözbebeklerinde sakladın büyüyen gerçekleri.
Esirliğim ve hürriyetime kardeş sözcükler ekledin. Mesele gitmek esir, sende kalmak hürriyet. Mesele sevmek esir, seni hep sevmek hürriyet. Mesele aşk esir, ayrılmak hürriyet.
Muzaffer bir komutan gibi gönül kaleni fethetmiştim. Şimdi talihinde ilk kez yenilen Selahattin benim sanki.
-Sen hep Kudüs kaldın sanki.İçimdeki kutsallığın bitmedi.
Gidemedim.
-Gönül ibadetimi hep senle yaptım.
Şimdi mum gibi erimiyorsan suç mumun ya da yüreğini muma çeviremeyen benim. Yanmak aşk, sönmek aşk, gitmek aşk, kalmak büyük aşk. Ben oradayım. Senin yaşamadığın, yapamadığın yerdeyim.
-Aşk girdabında gergeflerini yeni huzur üstüne yamalayan gidenlerin şafağısın.
-Sabahı erken olan gecesi bitmeyensin. Karanlıkların var. Kara bahtını derinleştiren korların var. Var olan senle, var olmaya
kafiyeli sen manzumesinde kafiyeler eksik ben yok. İmgesel bir hızla sendeyim. Felsefi derinlik yanar bağrımda.
Başka başkaydın her dilde söylenen şarkılar gibi. Bestesi benden ıslanma bir gidişin sözsüz denizinde hep farklıydın.
Sular gibiydi gözlerin. Damlaların kuruturdu bahtımın ıslanmışlığını.
Vicdanımın vanasını açardın böylece. Kendime gelişinin anahtarıydın.
Samimiyetin, iyi niyetin, güvenin, saf sevginin en güzellerini asmıştın yüreğimin askısına. Şimdi her zaman diliminde zamansızlığın saati gibi içimdeki madenlerin adılısın. Bazen demir, bazen krom, bazen bor, bazen petrol, en çok gül rezervisin.
-Gülüşün en büyük cevherdi gönlüme.Ertelsi ,elitik kalışın özündeyim, sevgi cevherim bitmez. Bu yüzden aşksın, bu yüzden büyük aşkların eşkalini tümlüyorsun fotojenik gelişlerinde bilesin Nazlıcan
YORUMLAR
"Hürriyetini kendi yalnızlığında bulan bilgeliğin bulmacası gibisin."
Evet hürriyetimi kendi yalnızlığımda arıyorum galiba.
........
"-Sen hep Kudüs kaldın sanki.İçimdeki kutsallığın bitmedi.
Gidemedim.
-Gönül ibadetimi hep senle yaptım."
..........
Birine bu cümleleri yazdırtabilen mi? Yoksa bu cümleleri hissedebilen mi Muzaffer bir komutan olabiliyor.......
Saygılarımla.....
kırk bohça tarafından 11/16/2011 10:11:11 AM zamanında düzenlenmiştir.