Ağır Ruh Hali
Sıcak bir Temmuz günü… Servisten inip eve doğru gitmek üzere köprünün merdivenlerini tırmanmaya başlıyorum. Sırtımda ceketim. Yürüdükçe daha da terliyorum. Biliyorum, ceketi sırtımdan çıkarmadığım için sıkıntım. Bir an çıkarıp çıkarmamakta kararsız kalıyorum. Ve öyle devam ediyorum yola…
Eve varıyorum. Güzel bir duş ve beraberinde getirdiği serinlik duygusu… Kendime geldikten sonra düşünüyorum ceketi onca ıstıraba rağmen neden çıkarmadığımı. Galiba elimde taşımaya üşendim. Fazlalık yapacaktı elimde. Rahatsızlık verse de fazlalığımı sırtımda taşıdığımı görüyorum.
Bu sadece kişisel bir sorun değil sanırım. Hepimiz böyleyiz. Bize fazla gelen, kurtulmamız gereken ne kadar fazlalıklarımız varsa sırtımızda taşımaya, katlanmaya ve bazen de abartarak baş tacı etmeye devam etmiyor muyuz? Acı veren sevgiliyi çıkarıp atamıyoruz mesela hayatımızdan. Alışkanlık, yaşanmışlık, kalan son sevgi kırıntıları adına. Canımızı ne kadar yaksa da onu düşünmeyi bırakamıyoruz, kendimize işkence edercesine düşünmeye, düşünce dünyamızın bir köşesinde yaşatmaya devam ediyoruz. Ya da artık bize zararının dokunduğunu düşündüğümüz en yakın dostu, arkadaşı…
Peki neden? Ruhumuza fazla gelen, ağır gelen hissiyatları neden atamıyoruz üzerimizden? Değişime hazır olmamak mı, melankoli mi, ya da başka bir şey mi, cevabını bulamadım.
YORUMLAR
Allah razi olsun
bu hal bütün insanlarda var.
Cünkü Allah bizi kalbi 19 afet (nefret, sabirsizlik,kin,dedikodu..) ile dolu olan bir Nefs ile yaratiyor. Bu karanlik kalbden dolayi insanlar hep huzursuz ve mutsuzlugu yasiyor. Bu afetler yükdür, agirlikdir.
Onun icin Allahu Teala Kuranda Nefs arinmasini emrediyor.
Aslinda Agir Ruh hali degil, agirlik olan nefsin kalbindeki 19 afettir.
Ruh, Allah´a ait olan insandaki emanettir. O emaneti sadece insan yüklenmisdir. Kalbi 19 hasletlerle (sevgi, hosgörü, dostluk..) doludur.
Secde-9:
Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Ahzab-72:
Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o (nefs), çok zalimdir, çok cahildir.
Iste bütün mesele Allahin bu emanetini ölmeden önce, yani vaktinde kendisine iade etmek. Nasil mi? Sadece bizim yapmamiz gereken o emaneti Allaha ulastirmayi dilemekdir. Bütün kalbimizle.
Dilersek Allahu Teala Nefsimizi arindirmayi baslar ve degisme baslar.
Değişime hazirmiyiz..
Tek bir dilek, ama kalpten...
Allah razi olsun
sevgilerimle