- 719 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
En büyük ahlâk dersim!
Sadi Şiraz’inin "Çamur" hikayesini bilirsiniz.
Bir sandık içinde gül kurularıyla beraber kalan çamur parçasının gül kokusuna sahip olması gibi hayat.
........
1965 yılında Kırklareli Atatürk Lisesinin orta kısmında,üçüncü sınıfta idim.
Derslerim de iyi sayılırdı.
Sınıfımızda değişik toplum katmanlarından gelen oldukça farklı yapı ve kişiler vardı.Valinin kızı Sema Saraçoğlu da,Musevi kökenli Suzan Haleva da sınıfımızdaydı.Roman arkadaşlarımız da vardı.
Şubat tatili dönüşü Tabiat Bilgisi Öğretmenimiz Julide Özbursalı yazılı yapmış ve ben onluk not sistemine göre 3-Üç- almıştım.
Notların okuduğu gün Suzan Haleva beni yanına çağırdı.
Ben köylülüğün ürkek ve ezikliğiyle Suzan’ın yanına korka korka gitmiştim.Ayrıca kızların ergenliğe önceden geçip,bedenen gelişmeleri de henüz bilgi dünyamda yoktu!O kadar "büyük" görünmüştü ki bana...
Suzan ,
-Annen,baban köyde çalışsın,sen zayıf almaya utanmıyor musun dediğinde sınıf başıma yıkılmış ve çok da utanmıştım.
İyi ki bu olayı yaşamışım.
Çünkü bütün öğrencilik yaşamımda bir ya da iki zayıf almış,birinde de böyle bir "fırça" yemiştim.Bir daha zayıf almam mümkün mü?
Hayatım boyunca hiç unutamadığım bir anı olarak bende yeri vardır bu olayın.
..........
Sonra Suzan’ın birkaç yıl önce vefat ettiğini duydum.
Anısı önünde saygıyla eğildiğimi söylemeliyim .
YORUMLAR
Arkadaşınızı rahmetle anıyorum ben de. Üzüldüm. Bazı sözler üzerinden yıllar geçse de unutulmazlar. Teşekkürler paylaşımınız için. Selamlar.
sabri ayçiçek
Bunu bilmemiz yaşadığımız anın önemini arttırmaktadır kanımca.
Filozof Roma İmparatoru M.Aurelius'a kulak vermek gerekir:
-Gerçekte sahip olduğumuz tek şey,yaşadığımız andır!