- 935 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Veda...
Hafifçe kıyıya vururken yüreğim kulak kabartmalısın duyabilmek için sesini sensizliğimin...
Güneşi batırıyorum yokluğuna !...
Bir kaç martı eşlik ediyor gün batımına ve bana. Haleleri halka halka uzaklaşıyor sudaki ayak izlerinin. Kıyıya varamadan kayboluyorlar. Akşam yorgunu takanın motorunun sesi, teslim aldığı gibi teslim ediyor ortama sessizliği. Uzaklaşıyor, tıpkı yaklaştığı gibi. Yavaşça kayboluyor, tıpkı senin gibi. Kendimle kalıyorum...
Düşünüyorum da ;
Bütün gürültü patırtının nedenini, aslında bir korkudan geliyormuş!...
Seni kaybetme korkusu!...
Denizi bulandırıyor, en ufak rüzgarda bile fırtınalar çıkartıyormuş bu seni kaybetme korkusu... Şu gelen taka gibi...
Biliyor musun ? Korkmuyorum artık... En sert lodoslar bile dalgalandırmayacak bu denizi.
Koskoca gemilerde, biliyorum...
Belki de seni kaybetmekten ilk defa korkmuyorum. Sessizliğime ve sensizliğime alışıyorum...
Özlemiyor muyum? Tabii ki özlüyorum... Fakat, zamansız bitmeyecek dalgaları düşündükçe özlemim doygunluğa dönüşüyor... Hatırlıyorum da beraberken bizi, kahkahalarımızı dalıp gidiyorum. Geldikleri gibi giderek kayboluyor anılarda sanırım zamanla, şu gelen taka gibi...
Seni hep gülerken hatırlıyorum . Siluetin öylece kazınmış işte, sebebini bilmiyorum...
Bir de uyurken ne kadar masumdun sen. Küçücük kız çocukları gibi...
Hep saçlarını okşardım sessizce, uyandırmadan. Sen bazen hissederdin, uykunda gülümser din. Sonra gözlerini açardın yavaş yavaş...
Keşke hep uyusaydın, hiç uyanmasaydın...
Boş ver!...
Bu satırları sana eski bir sevgilinin benliğindeki görüntüsünü sonsuza kadar hatırlatması için yazmadım... İlk defa huzurluyum. Rahatım ve seni düşünmüyorum...
Ah şu taka! ...
Sessizce geldi bilmediğim sulardan. Yaklaştıkça büyüdü gözümde, gürültüye boğdu gün batımını. Denizi dalgalandırdı. Halelerini yok etti martıların. Güneşin ışıklarını yüklendi, uzaklaştıkça küçüldü sessizliğe doğru... Deniz duruldu ve kayboldu güneş´in son Işığını yüklenirken martılarla birlikte...
" Rüzgarsız bir yaz akşamı denizi kadar sessiz ve duruyum..."
" Hafifçe kıyıya vururken yüreğim, kulak kabartmalısın duyabilmek için sesini sensizliğimin..."
Hafifçe rüzgar başladı.
Bir ürperti...
Deniz sesi...
Çakılları geri alırken dalgalar, kadehimi senin için kaldırıyorum... Ay doğarken geceme sensiz ilk akşamda...
Sigaramdan derin bir nefes çekiyorum...
Biliyor musun ?
Seni artık hiç hatırlamıyorum...
ahad...
YORUMLAR
Tüm şiirselliği, bir aşk ve bir terkediş muştusu içinde, güvercin kanadından bir kalemle satırlara sığdırmış yazar. Romantizm ve duygusallığın yüksek rakımlı sınırlarında bir çalışma. Özlediğim kalemlerin yazdıklarını görmek mutlu etti.