- 1263 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
PAPAZ HOCAM.
1. Bölüm: BARBAROSUN ŞİDDETİYLE DALGALANDI AKDENİZ.
Yeni Eğitim anlayışında sınıfa girip ’’ çocuklar bu gün dersi kim anlatacak? ’’ diye sormak yok. Ama eskiden vardı. Dolayısıyla da sınıfa girer girmez sordum: ’’ çocukar bu gün dersi kim anlatacak ’’ ... 10 MAT. A sınıfı birbirine bakıyor. Her kes bir başkasından medet bekliyor. Zaten MAT sınıflarının ( Yani matematik ) Tarih dersiyle pek araları yoktur. Tam sınıfı haşlayacağım ’’Bre mel’unlar, Bre na bekarlar siz nasıl olurda çalışmazsız’’ deyu,kapı çalındı. Müdür Başyardımcısı Hüseyin Karagöz ( Hacivat- Karagöz’le bir alakası yok adamın soyadı Karagöz ) göründü önce. Yanında da bir arslan parçası.
- Hocam..Sınıfınıza yeni bir öğrenci geldi.
Sonra kulağıma eğildi
- Hocam bu çocuğun tasdiknamesine baktım tüm dersleri 10. Hadi yine iyisin. Sevildiğini bil. bak senin sınıfa verdim ( 10 MAT a nın sınıf rehber öğretmeniyim aynı zamanda )
- Teşekkür ederim Hocam. Sınıfın ahval-i perişanına iyi gelecek böyle bir öğrenci.
Hüseyin Bey sınıftan çıktı.
- Hoş geldin delikanlı. Adın nedir?
- Turgut Hocam.
- Nereden, hangi okuldan geldin Batman Lisemize?
- Diyarbakır’dan, Diyarbakır Lisesinden geldim hocam.
Sınıfa döndüm.
- Çocuklar. Turgut arkadaşınız çok çalışkan bir öğrenciymiş. Tüm notları onmuş. Kim yanında oturtmak ister bu arkadaşı?
Kim istemez ki:Bütün sınıf parmaklar havada. Dahası Turgut’a saldırdılar adeta ve tabiiki ve de doğal olaraktan Turgut sınıfın en azılı röntgencisi Boynu eğri Veysi’nin yanında oturmak mecburiyetinde kaldı. Veysinin boynu aslında dümdüzdü. O anladığınız anlamda bir röntgenci de değildi ama sınavlarda mutlaka boynu eğrilir ( Başka kağıtlara bakmaktan ) ve elalemin sınav kağıdını rontgenlerdi durmadan. Bu bakımdan adı Röntgenci - Boynu eğriye çıkmıştı. Her neyse Turgut’a bir yer bulduktan sonra devam ettim.
- Orada hangi konudaydınız Turgut?
- Preveze deniz savaşındaydık hocam.
- Hımmm Güzel. Biz de aynı konudayız. Peki sen anlatmak istermisin konuyu.?
Turgut önce bir şeyler söylemek istedi ama ben tahtayı işaret edince çaresiz kalktı tahtaya ve başladı.
Preveze Deniz savaşı 1538 de olmuştur ( Doğru ) ... Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu donanması amirali Andrea Dorya bu savaşta karşı karşıya gelmişlerdir ( Bu da doğru ) Turgut takıldı. Hepsi bu kadardı ama dersin daha başındaydık ve daha anlatması gerekiyordu. Hiç istifini bozmadan devam etti...
Osmanlı donanması 20 Kruvazör, 30 Destroyer, 50 de muhrip ten oluşuyordu ( Haaa? ) Düşman Donanması ise 150 pare uçak gemisi, 100 pare zırhlı, 50 Destroyer, 70 Kruvazör ve 100 muhripten oluşmaktaydı. Ayrıca 100 kadar da mayın gemileri vardı. ( Haa? haa? ve de haa? ) Barbaros Hayrettin Paşa Turgut Reisi geride bıraktı ( Doğru ). Orta sahaya Salih, Uluç Ali ve Piyale Paşaları yerleştirdi ve onlara ’’ Sakın ha top geçsin adam geçmesin emrini verdi ..( Ne sahası, ne topu yahu? )
Sınıf ağzını açmış hayranlıkla dinliyor. Ben de içimden gülüyorum ama Turgut’u susturup oturtmak gibi bir niyetim yok .
Turgut devam ediyor:
Andrea Dorya ’’ Hurraaa’’ naralarıyla atağa kalkınca Barbaros Hayrettin Paşa ’’ Ne mırrası yav bunlar hepten delirdi. Savaş sırasında mırra mı olurmuş dedi. ( Mırra o civarlarda çok sevlen nohut kahvesidir ) Ve o da patlattı narayı. ’’ Karada kaplan, denizde aslan , heeeyyyyt var mı ulan bana yan bakan ’’
Sınıf mest olmuş vaziyette dinliyor. Ben masanın altına girdim karnım ağrıyor gülmekten.
Allahtan zil çaldı..
’’ Teşekkür ederim Turgut çok sağol.’’ Dedim ve Turgutu oturttuktan sonra sınıfa döndüm.
-Nasıl beğendinizmi dersi?
-Hocam çok güzeldi. Darılmayın ama siz bile bu kadar güzel anlatamazdınız.
-Haklısınız. Ben hayatta böyle bir ders anlatamam ve dahi anlatmam.
Sınıftan çıktım. Turgut’u yanıma çağırdım. ’’ Evlat bak ben yemedim. Ama arkadaşlarının çok hoşuna gitti. Bir dahaki ilk dersimde bu konu senin. Bu sefer maç anlatmayacaksın tamam mı?
- Hocam kusura bakmayın. Biz bu konuya kadar gelmiştik ama bu konuyu işlememiştik henüz. Ben şöyle bir baktıydım o kadar. Size söyleyecektim ama beni konuşturmadınız bile. Mecbur kaldım.
Turgut haklıydı. Onu dinlemeden hem de daha sınıfa adımını attığı ilk günde ona ders anlattırmak büyük hataydı. Ama ben de nihayetinde çok da tecrübeli bir öğretmen değildim. Benim de daha öğreneceğim çok şey vardı.
2. Bölüm: PAPAZ HOCAM
Bir sonraki dersim 9.C sınıfındaydı. Konumuz: Haçlı seferleri.
Sınıfa girdim . Günaydın, sağol, yoklama faslından sonra o malum soru: ’’ Çocuklar kim çalıştı bakalım konuya? Hayret? sınıfın yarıdan fazlasının parmakları havada. Yanlış anlamayın hayret ettiğim o değil. Nuh da parmak kaldırıyor. Ona hayret ediyorum. Bir kez daha yanlış anlamayın diyeceğim. Çünkü Nuh tembel biri değil. Yazılı sınavlardan en yüksek notu alan öğrencilerden biri. Ama o kadar heyecanlı ki konuşmaya başlayınca eli ayağına dolanıyor o bakımdan da parmak kaldırmıyor hiç. Bu sefer bir mucize olmuş anlaşılan.
- Pakala çocuklar...Konuyu Nuh anlatıyor. Ben sizlere Haçlı seferlerinin sebeplerini anlatmıştım şimdi Nuh da I. Haçlı Seferini anlatacak. Buyur Nuh ...
Nuh ’’ Hocam ’’ kelimesini çok kullanan bir öğrenci. Hani Şu Mehmet Ali Birand’ın ıııı ları gibi yani.
Nuh başlladı anlatmaya. Tabii arada kitaba da bakıyor.
1095 te hocam Fransa’da hocam , Yoksul Gotiye adında bir şovalye hocam ( Şovalye? Eh çok da kötü bir şey değil ) Etrafına bir sürü sefil hocam ( Sefil? Haydi onu da yuttuk ) hapishane kaçkını adamı hocam ( Haydaaa....resmen hakaret ve de iftira )topladı. Bu arada Yalınayak hocam ( Ayakkabının altı delik ya yalınayak da değilim yani ) Başı kabak hocam ( Allahtan kork be oğlum. Bu saçlar berberde tarak kırmış saçlardır. Sen tutmuş kabak diyorsun ) Bir şekilde bütün Fransayı dolaşan Hocam ( Vallahi Türkiye sınırlarından dışarı hayattta adım atmadım ) Piyer Lermit adında bir papaz hocam. dedi ve takıldı...Papaz hocam, Papaz hocam, Papaz hocam Yok ama bu kadarı da fazlaydı. Dayanamadım.
Nuh evladım bana iyi bak. Papaza benzer bir halim var mı? Hem Elhamdulillah Müslümanım ben. Sana kim söylemişse papaz olduğumu bil ki iftira. İnanma sen onlara.
Nuh önce anlamadı. Sınıf gülmeye başlayınca bir müddet daha şaşkın şaşkın baktı. Sonunda anladı tabii ki ama yine de her cümlesine bir ’’ Hocam’’ eklemeden konuşamadı. İlerleyen bölümlerde papazdan I. Kılıçarslan’a terfi ettiğim için ben de sesimi çıkarmadım. Neticede I. Kılıçarslan olarak Haçlıların canına okumuştum.
YORUMLAR
sami biberoğulları
sami biberoğulları
Öncelikle gülümsemenize vesile olduğum için bahtiyarım. Onu belirteyim.
Öğretmenliğe gelince: Bütün ana ve ara yönleri çok güzeldir öğretmenliğin.
Selam ve saygılarımla.
glenay
Başarılarınızın devamı dileğimle..
Çok güzel ya ne diyeyim.Güldüm safi:)
Bu arada "forum" bölümünde" en"ler kısmında, Aynur sizden bahsetmiş.Bir görmenizi isterim:)
sami biberoğulları
Sevgilerimle.
İbrahim ERZURUMLU
sami biberoğulları
Bir kaç tane de olsa insanların yüzlerinde bir tebessüm oluşturabilmekten daha güzel ne olabilir buı dünyada?
sami biberoğulları
Allah'a emanet olun.
Benim lise günlerimde de ''Aktif metod'' vardı. Yani dersi öğrenci anlatıyordu. Pendik Lisesi 5/Fen/C, sonrasında da 6/Fen/C sınıfının en çalışkan iki öğrencisinden biriydim. Diğeri kızdı. (Anlarsınız ya kim olduğunu (: ) Her derste muhakkak kalkan iki parmaktan birinin sahibi bendim.
Hiç Turgut'luk yapamadım doğrusu.
Fakat Turgut'u çözdüm ben hocam : Özellikle Tarih-Coğrafya öğretmenlerinden, yazılıda çok yazana çok not verdiklerini- hiç okuma zahmetine katlanmadan - duydum, gördüm ve inandım.
Turgut da belli ki Diyarbakır'da bazı yazılılarda maç anlatıp yüksek not alan öğrencilerden biriymiş bence. Ya da çok kurnaz ve ilk geldiği okulda ilk derste, böyle maç anlatacak kadar cesaretli bir öğrenci.
Nuh'a bir şey diyemeyeceğim ama sakın ha size hazırlanmış bir şaka da o olmasın !
Anılarınız çok güzel. Moral veriyor, neşe veriyor. Sizi okumak çok güzel..
sami biberoğulları
Senin çalışkanlığına gelince: Helal olsun o kıza. Başkası olsa gel kıralım okulu der. Seninki '' Gel ders çalışalım '' demiş anlaşılan.
Fikret TEZEL
O kıza gelince ; ben ona yetişmek için sabahlara kadar ders çalışıp, hiç uyumadan, traş ve duş sonrası okula gittim 3 yıl. Onu geçtiğim de oldu defalarca. Hatta, onun ezberci, benimse daha zeki olduğumu mantık hocam yüzümüze vurdu da ben çok utandım.
Sonuçta yolda kalıp beynini yiyen ve girdiği üç üniversiteyi de yarım bırakıp kaldırım mühendisi olan ben, kariyer sahibi, meslek örgütünde yönetici olan bir uzman doktor.
Hayat bu kardeşim, kimse suçlu değil, galiba çoğunu kendimiz yazdığımız, hak ettiğimiz kader.
İşte şimdiye kadar Sami Hocam ısınma turları yapıyordu...Tarih onun diğer adı...Var olasın hocam...devam tüm tarihi olyaları bu yönüyle yaz bizde okuyalım Papaz Hocam şeyy pardon I.kılıçarslan Hocam...Selamlarımla
İbrahim ERZURUMLU tarafından 11/15/2011 10:55:11 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU
sami biberoğulları
İbrahim ERZURUMLU
Ülviye Yaldızlıı
çatla da patla emi:))
İbrahim ERZURUMLU
sami biberoğulları
Sakallar filan gitmiş. Takım elbise, gravat. Hayırdır ? Bir '' Allahın emri, peygamberin kavli '' durumu mu var?
Selam ve saygılar.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
çok komik hocam ellerinize sağlık hocam sizin sınavlarda kopye çeken yokmuydu hocam ben bir tarih iki din dersinde kopye çekerdim bilmediğimden değil o derslerde kopye çekmek hoşua giderdi hocaları çıldırtmakiçin çekerdim ve arkadaşlara kopye verirken yakalanırdımhoca notumu kırardı hep kopye verdiklerim benden yüksek not almıştır bu sebebten çok güzeldi kaleminize sağlıkhocam
sami biberoğulları
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
sami biberoğulları
selam ve saygılarımla.
Siz ve sizin okul sağolun, varolun hocam :)))) yine gülerek ve keyfle okudum emeğinize yüreğinize sağlık. selam ve saygılarımla