Uzun bekleyişten sonra, nihâyet sıra kendisine gelmişti. Ayakta durmanın yorgunluğuna moral bozukluğu da eklenince, beyazlara bürünmüş adamın karşısına öylece yığılıp kaldı.


-amca...


- Buyur evladım derdin nedir?

- bana bir muska yapar mısın büyücü bey amca?

- piştt, bak bir daha bana öyle dersen kovarım seni. Ben sadece sizin gibilerin derdine çare olmaya çalışıyor ve küçük hediyelik dualar yazıyorum. Ne büyücü amcasıymış o öyle, hayret bir şey.

- tamam amca, söz bir daha demem... Dersem de duacı amca derim... Amca kocam beni aldatıyor. Bana böyle küçük bir dua yapsan diyorum.

- nerden anladın seni aldattığını?

- kocam tır şoförü. Geçenlerde Fransa’ya gitti, döndüğü zaman çamaşırlarının arasında sarışın bir kadınla çekilmiş fotoğrafını buldum. Riva isimli bir kadın büyücü bey amca, pardon, duacı bey amca. Fotoğrafta Eyfel kulesi görünüyordu, benim koca Riva’ ya öyle bi sarılmıştı ki, kule bile arkalarında küçük kalmıştı.

- dur hele kız, ağlamadan anlat ki, ne dediğin anlaşılsın.

- bir lokantada terlink soup isminde bir çorba içmişler.

- nerden anladın?

- resmin arkasına yazmış büyüc…duacı bey amca. Utanmaz adam benim koca. Nasılsa Riva Türkçe bilmiyor ya, resmin arkasına harcadığı paraları yazıp durmuş.
Terlink çorbasından ben iki kase içtim, Riva bir kase içti, ben beş dilim ekmek yedim, Riva hiç ekmek yemedi ama o üç bardak meyve suyu içti, ben iki bardak su içtim.

- yuh. O kadar meyve suyu içilir mi yahu? Bari iki bardakla meyve suyuyla idare etseymiş.

- e gâvur karısı be amca, benim kocamın parasına acıyacak hali yok ya. İçer tabi, ben olsam su içerdim.

- haklısın kızım, senin evinin huzur ve mutluluğunu düşünmem lâzım. Yaklaş bakalım, beni çok iyi dinle, şimdi sana dediklerimi iyice aklına sok ve eve gidince dikkâtle uygula. Tamam mı ?

- yapmam mı hiç, hele bi gün doğsun, Allahıma ilk işim dediklerini yapmak olacak duacı bey amca.

- bak şimdi, mest-lastik bilir misin ?

- aa bilmem mi hiç, kayınvaldemlerde bi çift var.Rahmetli kaynatamın mest-lastikleri, ayy ne iyi adamdı ya, yirmi yıl çıkartmamış ayacıklarından. Aniden öbür tarafa gidiverdi zavallı. Kaynanama da kala kala, sadece mest-lastikleri kaldı. E seviyordu valla adamı demekki, kenarları dantel bir kılıfın içine koyup oturma odasının baş köşesine oturttu. Her bayram iç geçirip, okşar lastikleri.

- boşver kızım, bize ne kaynatanla, kaynananın sevdasından. Bana şimdi o lastikler lazım, yarın o lastiklerle beraber yirmi tane karıncayı al ve buraya gel. Tamam mı ?

- tamam da... ne yapıcaz duacı bey amca ?

- hiç kızım, terlink çorbası...




devamı -----> var :)

öyküsatıcısı2011Davidoff