Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU
@ibrahimerzurumlu

ÜÇ GÜL'ÜN RENGİ SARI -1-

14 Kasım 2011 Pazartesi
Yorum

ÜÇ GÜL'ÜN RENGİ SARI -1-

10

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

993

Okunma

ÜÇ GÜL'ÜN RENGİ SARI -1-

ÜÇ GÜL'ÜN RENGİ SARI -1-

Bu hikayenin anlatıcısı ben değilim.Sizlere biraz yardımcı olduktan sonra , aranızdan çekileceğim. Ancak,sizlere bir tavsiyem olacak bu hikayeyi lütfen okuyun.Çünkü hayatta hiç rastlayamayacağınız olaylarla dolu bir hikayedir bu...Yetiştirme yurduna bir şeklide düşmüş üç küçük kızın hikayesi...ha hatırlamış iken söyleyeyim; Yetiştirme yurdunda yaşadıkları yetmezmiş gibi, bir de Islah evine düşüşleri var ki sormayın ...
Yaşadıklarından bir kaç kesiti Ayla, Leyla ve Züleyha sizlere dilleri döndüğünce anlatsınlar...


Yıl 2000

Hani şu milenyum dedikleri yüzyıl…Günlerce yazıldı-çizildi. Her şey değişecekti. Bilgisayarlardaki tarihler, rakamlar, yaşamlar,insanlar bir bir değişecekti. Evet tarihler değişti,bilgisayarlar değişti ama…

Ben Ayla, o zamanlar daha 12 yaşındaydım… Köyde babamın ikinci karısının elinden kaçtım.Yapmadığı zulüm kalmamıştı.Dayaklar, infialler, işkenceler dayanılmaz olmuştu.Lakin son yaptığı iftira çekilmezdi…daha oniki yaşındaki kızı, köyün en yaşlı insanlarından biriyle koyun koyuna gördüğünü yaydı o cadaloz. Planını da güzel yapmıştı.Hasta olan adamın koynuna burnuma koklattığı eter sonrası baygın vaziyette iken bırakıp gitmiş.Sonrasında köyün en adi kadınlarını getirtip tüm köye olan biteni yaymışlar.Bu yapılır mı bir insana? Oniki yaşında bir kıza…söylüyorum siz olsanız ne yaparsanız? Kaçtım…evet deliler gibi koşuyordum…Neden sonra ,okumamam için zorla alındığım okulun öğretmeni Bilal Bey’e rastladım…Başımdaki yazmam,boynuma kadar inmiş…saçlarım darmadağın, üzerimde ki bedenime iki numara büyük yerlere sürten eteğim salaş…yüreğim gümbür gümbür…

“Ayla,bu ne hal? “

Nefesimi toplamaya çalışarak cevap verdim.

Kaç-tım Öğ-ret-me-nim”
“Nee kaçtın mı?
“Ev-et”
“Dur hele kızım, biraz soluklan şöyle!..”
“Yok öğretmenim, gitmem lazım.Durursam yakalanırım”
“Kızım nere gitmen lazım, kim yakalar? Hele bir anlat!”


Olanı biteni olduğu gibi anlattım..Allah razı olsun Bilal Hocadan, bana verdiği parayla ve ettiği telefonla şehre indim.Tarif ettiği yeri buldum. Koskoca bir binaydı, gelip te önünde indiğim…Minibüsten inerken şoför tarif etti, gireceğim kapıyı…

Etrafı yüksek taşlarla yapılmış ve demir parmaklıklarla çevrili, geniş bahçeli bir binaydı. Sürgülü demir kapının önünde; Siyah takım elbiseli, parlak ayakkabılı, iri yarı, elleri arkasında bir adam duruyordu…Yüzünün sol tarafında yara izi vardı …” Allah’ım bu çirkin adam da kim? “ “Ben nereye geldim?” “Bu bina da neyin nesi?” “Bilal Öğretmenim beni nere gönderdin?” küçük beynimde sorabileceğim bütün soruları alelacele kendime ve kaderime soruyordum.Cevabını yıllar sonra alacağım sorulardı bunlar…

“Ayla,sen misin?” Heyecanım zaten sonsuzlukla yarışıyor.Bir de otoriter ve sert bir ses tonuyla sorulan soruya, derinden ve cılız sesle cevap verdim.

“Evet”

Son derece kendinden emin ve sert yürüyüşüyle merdivenlerden aşağı inerek yanıma geldi.

“Aç bakayım ağzını?”

“Aaaa”

“İyi, gel benimle “



İri yarı bu adam kimdi? Şimdi durup dururken ağzıma neden baktı? On üç basamaklı merdiveni arkasından nasıl çıktım bilemiyorum? İçerisi sıcacıktı. Titreyen bedenim ve yüreğimdi.Bedenim iki dakika sonra ısınmıştı. Ya yüreğim? Farklı bir kokusu vardı binanın…yıllarca içinde yaşayacağım bu kokudan hep nefret ettim.

“Müdür Yrd.Kazım Kurt” yazıyordu kapıda.İçeri girdik.Kapının önünde, ellerim bağlı, başım öne eğik öylece bekliyordum.Gözlerimden akan yaşları durduramıyordum.İçimdeki öfkeyi kusuyordu göz yaşlarım. Ağlayabilmek!…sonraları öğrendim meğer anlayabilmenin en iyi yoluymuş…

“Bilal’i severim,başkası göndermiş olsa almazdım.Çünkü hiç yerim yok!”
Bana bakarak konuşuyordu…Ama içimde kopan fırtınalar kulaklarımı tıkamıştı.Gayri ihtiyari “hııı” dedim…

“Sen beni dinlemiyor musun çocuk?”

“Dinliyorum efendim” dedim ürkek ve korkak halimle…

“Tabi, beni dinlemelisin ki,iyi geçinelim yoksa külahları değişiriz” Şaşkınlığım ve ürkekliğimden anlamış olacak ki...İçinde bulunduğum binayı ve durumu izah etti.

“Burası,Kız Yetiştirme Yurdu,bende bu yurdun müdür yardımcısıyım.Bana “Kazım Baba” der kızlarım."

"Hı hı anladım"
“Sende diyeceksin tamam mı?”
“Tamam,Kazım Baba”


“Aferim,zeki kızsın.Şimdi seni kalacağın odana götürecekler.Ben kaydını yaptım.Sen Bilal’in emanetisin…


Devamı sonra...

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Üç gül'ün rengi sarı -1- Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Üç gül'ün rengi sarı -1- yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÜÇ GÜL'ÜN RENGİ SARI -1- yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
hale hekimoglu
hale hekimoglu, @halehekimoglu
18.11.2011 12:14:33
bir çırpıda devamı da okuyacağım...tebrikler güzel hikaye...
O qué
O qué, @o-qu
16.11.2011 14:43:59
Bakalım kaçabilcek mi gerçekten kaderinden?
Tebrikler, yazarım.
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Yaşanmamış Aşkların Şairi, @ya-anmam-ca-klar-nc-airi
16.11.2011 13:24:11
Hayırlı olsun,, bismillah dedim, başladım okumaya.

yurdum insanı, çilekeş insanı her yerde aynıdır.. isimleri değişiktir sadece.
Davidoff
Davidoff, @davidoff
15.11.2011 18:18:18
Gönlümün ve günümün 1.di, Umarım diğerlerinde gerçek yerini bulur.


Başarılarınızın takibindeyim. Selamlarımla.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
14.11.2011 19:06:16
hayırlı olsun bakalım neler dinleyeceğiz
ah kadermi diyeyim övey anne elinde koparılan çiçekler için
saygılarımlasınız
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
14.11.2011 17:33:42
devamını merak ile bekliyorum..
kolay gelsin şimdiden..
sevgiler..
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı, @ulviye-yaldizlii
14.11.2011 17:29:44
Hadi bakalım.vira bismillah dedik...

Bakalım hayat denen rüzgar kime nereye savuracak...

Bu arada Benim Bilal eniştemin adını görünce şaşırdım...:)

Selam ve hürmetlerimle
Kemnur
Kemnur, @kemnur
14.11.2011 16:29:15
Bendeniz, Yetiştirme Yurdu çatıları altında büyümüş biriyim. Babam, o kurumlarda müdürlük yaptığı içi... 60'LI YILLARIN SONU, Üvey anne elinde büyüyen kızın adı Bengüzar. Üvey anne, kızı devreden çıkartarak babayı sahiplenme peşinde, çünkü babada 300 dönüme yakın sulak tarla var, tarlaları üstüne yaptırtacak... Kasabanın sarhoşuna, kızı peşkeş çekmeyi ve sonra yakalatmayı planlıyor; planı uyguluyor da... Kız, uyutuluyor, yatağına sarhoş sokuluyor, babaya, amcaya haber veriliyor...Baba, amca kızı gözü kapalı karalıyor, reddediyor. Fakat, plan da aptalca bir detay var. Kişiliği bozuk sarhoş, jandarmadan yediği iki tokatla bülbül gibi şakıyor. Yaşıtım Bengüzar, 13 yaşındayken Mahmudiye Yetiştirme Yurdunda babama emanet ediliyor. Demem şu ki, sayın hocam, ONLARIN HİKAYELERİ NE DE ÇOK BENZEŞİYOR, DEĞİL Mİ? SAYGIYLA.
inci*
inci*, @inci-
14.11.2011 16:26:31
Sayın ERZURUMLU, siz bir yeteneksiniz gerçekten sizi kutluyorum. Henüz başlangıcı olan yazınızın nerelere varacağını hangi yolla ne mesajlar vereceğinizi tahmin etmek (ve ya ummak )diyelim beni memnun ediyor.. hadi kolay gelsin ve yüreğiniz gam görmesin.
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
14.11.2011 15:47:30
10 puan verdi
Selim Gardaş.

Başlangıç gayet güzel olmuş. Devamını sabırla bekleyeceğim. Kalemine kuvvet.

Selamlar ve saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.