- 541 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eşiklerin Dili
Eşiklerin Dili
Gün, kızıllığıyla veda edip çekilirken, eşik ardında heyecanlar artar. Çocuk, oyun oynarken, bir yandan kulağı kapı zilindedir. Yoklanacak bir cebi bekliyor sabırsızca. O’na saat kaç diye sorsanız, bilmez. Babanın eve geleceğini havanın kararmasından bilir.
Bir eş yıkamış ellerinin hamurunu, sofra kurmakta. Odaların ve eşyaların önemi, biraz sonra kapı çalmasıyla azalacak.
Bir genç kızın silüeti camdan cama koşturmakta.
Bulutsu gözler yasak tanımaz. Eşikten çıkamazsa, camdan sızar. Bakışlar, hayali kucaklaşma için yasak eşikleri geçerken, yavaş yavaş sokağın köşesinde kaybolur sevgili. Yine elleri cebinde yalnızlaşır, taşır hasreti bir sonraki güne .
Eşiğin sağına yerleştirilmiş bir çift ayakkabı, dönülmeyen yolu hatırlatır gelen geçene.
Selma teyze bir gün kucağında bebeği ile eşikten geçtiğinde, yeniden doğmaları yaşattı mahalleye. Ağladılar geceler boyu o bebekle birlikte, güldükleri kadar. Her biri onunla beraber annesinin süt kokan göğsünde buldu kendini yıllar sonra. Geçmişin kırık dökük anıları kimini sevindirdi kimini üzdü.
Köksal amca eşikte bir Anka kuşunu beklemekte. Hayal bu ya. Kanatlanıp onunla yeniden sahici doğuma, vuslata ermeye niyetlenmekte. Dinlencenin dili, yorgunluğun gidişi, diriliğin dönüşü eşikler.. Gelsin Zümrüd-ü Anka kuşu o güzel sesiyle, ezanda yaşatsın vuslatı.
Eşikler hep ayakaltlarında olsa da, gözlerimizin yanılsamasıdır bu. Hamur kokularının yayıldığı eşik. Kabart saflığını sar, yama tüm yaraları. Haydi, azametlen, kaçışsın kötülükler senden karanlıklarına gerisin geri. Alçalırken tüm tevazuunla iyiliklerin önünde, serilirsin ayaklara hürmet niyetine.
Senden geçerken her şey..
Sen, her şey olursun..
İsra Doğan
/2011/
İsra Doğan
/2011/
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.