- 787 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
OLİMPİYAT ORMANI
Bir varmış, bir yokmuş. Palandöken Dağları’nda güzel bir orman varmış. Güvercin takla atar, ayılar bal satarmış. Kırlangıç ava çıkar, kurbağa çamaşır yıkarmış. Çok farklı ve neşeli bir yermiş burası.
Her yıl olimpiyat düzenlenirmiş bu ormanda. Nasıl mı? Önce yarışma dalı, sonra da yarışmacılar kura çekerek belirlenirmiş. Bu yıl, yüzme dalında ceylan kurbağayla, kavağa çıkma dalında balık sincapla yarışacakmış.
Taş atma dalının yarışmacıları da Tombul Fil’le Topkuyruk Tavşan’mış. Abdurrahman Gazi Tepesi’nden taşı en uzağa atan, yarışmayı kazanacakmış. Fil, durumdan çok memnunmuş. Göl kenarında duruyor, gelip geçenlere su fışkırtarak eğleniyormuş. Yarışma için ne hazırlık yaptığını soranlara:
- Biraz yaklaşın da kulağınıza söyleyeyim, diyormuş.
Yanına gelenleri de hortumuyla tuttuğu gibi göle fırlatıyor:
- Taşları da işte böyle uzağa atacağım, diyerek kahkahayla gülüyormuş.
Topkuyruk’sa son sürat hazırlanıyormuş yarışmaya. Bahçelere gidip lahana toplama işinde çalışıyor, karşılığında yiyecek alıyormuş. Niçin böyle yaptığını soranlara:
- Çalışarak kaslarımı geliştiriyor, iyi beslenerek de güçleniyorum, diyormuş.
Bunu duyan saksağan onunla alay ederek:
- Sevgili Topkuyruk! Hayalin de bir sınırı olmalı. Senin her tarafın kas olsa filin bir ayağı etmez. Boşuna yorulma, demiş.
Tavşan kendinden emin:
- Belki yarışı kazanamam ama bunun için gayret etmezsem kendime saygım kalmaz. Hem gün doğmadan neler doğar, diye cevap vermiş.
Topkuyruk, akşamları da boş durmuyor, patlıcanlarla halter çalışıyormuş. Yatağına yatınca da:
- Yarabbi! Ben elimden geleni yapıyorum. Sen çalışanları seversin. Bana yardım et, diye dua ediyormuş.
Yarışmadan bir önceki akşam, duasını yapıp yatmış. Topkuyruk uyumuş ama bulutlar uyumamış. Gece yarısı lapa lapa kar yağmaya başlamış. Sabahleyin uyanan herkes çok şaşırmış. Her yer bembeyaz bir örtüyle süslenmiş. Tombul Fil de gördüklerine inanamamış. Bir metreyi aşan karların üzerinde zorla yürüyerek tepenin yanına gelmiş. Yokuşa doğru birkaç adım atmış. Hoop, kızak gibi kaymış aşağı. Ne kadar denediyse de başaramamış Abdurrahman Gazi Tepesi’ne çıkmayı.
Bu sırada Topkuyruk, neşeyle şarkı söyleyerek geçmiş yanından:
- Ben de biliyorum ki,
Tavşan filden küçüktür.
Gece gündüz çalıştım,
Elbet Allah büyüktür.
Hoplayıp zıplayarak tepeye çıkmış tavşan. Hakemler yarışmacıları bekliyormuş. Güneş doğduğu hâlde fil oraya gelememiş. Hakem kararıyla Topkuyruk galip ilan edilmiş. O da boynuna takmış madalyasını, neşeyle inmiş aşağı.
O günden sonra Erzurumlu nineler, uzun kış gecelerinde bu masalı anlatıp durmuşlar torunlarına...
Bestami YAZGAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.