- 1092 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
CEHENNEM / LİK HAYATIM - 1
1- GİRİŞ
Müebbetlik Hayatım demiştim, evlendiğim güne kadar olan ki günlerime. Yazmaya ,anlatmaya çalıştım bu sayfalarda. Okuyanım da oldu, belki de canını sıktıklarım bile.
Cehennem/lik Hayatım demeye karar verdim, o günden sonraki hayatıma. Cehennemi hem bu dünyada yaşadığım ve bu yaşadıklarımla da diğer cehennemi de hak ettiğime inandığım için.
Cehennem nasıl bir şey sizce ? Bu dünyada cehennemi yaşamak sizce de mümkün müdür yoksa günah mıdır benim böyle düşünmem ?
Yaşamayan bilemez dostlarım ; Cehennem dediğiniz şey, ancak ve ancak yaşanarak biliniyor. Yanmak için ille de altınızda odun ateşi olması gerekmiyor. Ruhu tutuşabiliyor insanın , yürekler yanabiliyor bazen. Öyle ki normal yanıkların izi , acısı geçebiliyor belki ama ruh yangını ne sönüyor, ne acısı diniyor ve ne de izleri siliniyor.
........................
İstanbul pendik Lisesi’ndeki günlerime dönüp yine oradan başlamak istiyorum. Çünkü benim anılarımın başladığı ve bittiği yer orasıdır aslında.
Yeryüzünde cennet hayatını hak ettiğime inanmıştım, plâtonik aşkımla , en azından arkadaş olabildiğimi anladığım günlerde. İlgimi kesinlikle anlamış, bana kızmamış, üstelik samimi olmaya başlamıştı.
Öyle yakın olmuştuk ki ; sadece adı konmamış, dilimizde itiraf edilmediği kalmıştı aşkımızın. Mutluluktan uçuyor, biraz da şımarıyordum doğrusu. Okul gezilerinde resimlerini çektiğim, zaman zaman şakalaştığım bile oluyordu.
Onu yalnız ben değil, yıllardır tanıyan arkadaşları ve hatta yakınları bile öyle güler yüzlü, neşeli görmemişlerdir. İlk defa o günlerde gözlüğünü çıkarttığını bile görmüş ve şaşırmıştım.
Her güzel şey kısa sürer derler ye hani ; çok doğru söylemişler. Rüya kadar kısa sürdü o günlerim. O kara gün çabucak geldi çattı.
Beden dersimizin boş geçtiği bir gündü. Her zaman yaptığı gibi o boş zamanı da ders çalışarak değerlendirmek istiyordu. Elinde defteri, Beden salonunda arkadaşı ile ders çalışırken, biraz da şımarıkça lâf atma gafletinde bulundum.
- Fikreeeet ! Sen fazla olmaya başladın ama ! dediği anda cennetlik günlerimin son anıydı artık.
Bir sonraki derste kol toplantısı vardı. Onun başka sınıfta olduğu saatte ben sırasına oturdum. Sırada arkadaşları ile birlikte yazdığı adının üzerine çarpı işareti yapıp ’ Yoksun Artık ’ yazacak kadar aklımı kaçırdım.
Sonraki derste doğru hedefe yönelip, benim yazdığımı itiraf ettirdi.
- Ama nedeeeeen ? dedi de savunmamı dinlemedi bile. Daha sonra ne zaman konuştuk, konuşabildik mi, hatırlamıyorum bile.
------
Sonraki günler sürekli kaybettiğim, küçüldüğüm, eksildiğim günler oldu. Baba oğul yaşadığımız bekâr evi sabahlara kadar ders çalışmalarıma değil, defter-kitaplarımın sayfalarında onun hayalini canlandırmaya çalıştığım aynalar oldu bana.
Çalışmalarımın da hiç bir yararını görmemeye başladım. Ne okuduğumu ne de dinlediğimi anlayamaz oldum.
Daha da ileri giderek sabah sabah içki içerek, sarhoş vaziyet okula gitmeye başladım. Kaybetmiştim ve kaybettiğimin idrakindeydim. Herkese göre değildir kaybettiğini kabullenmek. İşte ben öyle biriydim. Sürekli çırpındım ve çırpındıkça da battım.
.......................
Hele Milliyet Gazetesi’nin düzenlediği Liselerarası Ses Yarışması için sınıfça birlikte gittiğimiz Spor ve Sergi Sarayı’nda Sezen Aksu, Nükhet Duru, Neco, Erol Evgin ve Bülent Ersoy’u ( erkek olarak) dinleyip eğlendiğimizin ertesi günü sınıfta onun da aralarında olduğu kızların Bülent Ersoy’un resmini öptüklerinde gösterdiğim o çok kaba hareket ve sarf ettiğim çirkin söz, çoktan başlamış olan Cehennemlik hayatımın , sevdiğim kız tarafından da onaylanmış pasaportu olmuştu.
.............................
O günlerde başlayan Cehennem/lik Hayatım - torunlarımın dünyaya gelmesiyle sekteye uğramış olsa da - yıllardır sürüyor, ölünceye kadar sürecek ve öldükten sonrası için çoktan bileti cebimde olan Cehennemde de devam edecek !
(Devam edebilir )
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Fikret TEZEL
İlgi ve yorumunuza teşekkürler.
Fikret TEZEL
O dönemlerde herkesin buna benzer bir hatırası vardır ama bir gençlik sevdası için her şeyi bitirmek doğru mudur?
Sonra ki yaşadıklarınızı bilemem tabi ki. Herkes kendi cehenneminde yanıyor sonuçta.
Saygılarımla
Fikret TEZEL
İlgi ve yorumunuza sonsuz teşekkürler.
FARQİN2101
Saygılarımla
Râzı.
fazla takıntı haline getirmişsiniz yaşadıklarınızı kendinizi affetmeyi becerememişsiniz fikrimce...