- 756 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
DÜŞÜNCELERİM.
Düşüncelerim benim aldığım ve bana verilen kadar olduğunun bir gerçeğidir.Kim neyi ne kadar alırsa o kadar biliyor demekte bir doğru değildir.O bildiğini ne kadar anlamakta ne kadar anlata bilmekte ne kadar açıklayıcı olduğu ile ilgilidir.Düşüncelerimiz bize ait fikirlerdir,bu bize ait fikirler ne kadar doğru ve gerçek olduğu ise çok düşünmemizin bir gerçeğidir.
Kişi doğumundan ölümüne kadar yaşa...dığı sosyal yaşam içinde bir düşünceye sahip olması gayet doğaldır.Zaman içinde bu düşünce farkında olmasa bile yaşamın içinde bağlı bulunduğu kişi ve kurumlar aracılığı ile düşünceye bilgi katmakta ve bunu yeri ve zamanı geldiğinde kendine ait ,bence diye başlayan düşünceyi savunma veya anlatma isteğide doğaldır.
İnsan ilk düşünme yeteneğini ailesinden anne ve babasından almakta ve ona göre şekillenmekte olması kadar doğal birşey yoktur.Zamanı gelince bu düşünceyi okul hayatı ve okuma ve yazma öğretisini kazanınca ilerleyen zamanlarda yeni yenilerini ekliyerek kendi özüne göre bilgisine göre bir düşünceye sahip olması anlamına gelmektedir.
Düşünceyi şekillendiren kendinden çıkıp başkalarına öğreti yapabilme eğitimi ise,kişinin kendi yeteneği ile gelişmektedir.
Bu bazen bulunduğu ortamda kendisini fark eden birilerinin ona daha çok bilgi yüklemesi ile ilerde kullanıla bilecek bir birey olma öğretisi ile özel seçilmiş kişilerde olabilir.
Bunlar aslında bir öğretim aldığını ve değer gördüğünü sanması kişinin özünde bulunan değer görme ,sevilme duyguları ile ilgilidir.
Verilenleri kendi kazanımı görerek gayet rahat ve özgüvenle ona değer verenlere daha çok yaklaşımı demektir.
Düşünce bu kadarla sınırlı değildir,bir değer verme vardır, değeri kullanma hakkıda kendilerinde saklı olması demektir.
Düşüne biliyor ve öğrendiklerini rahatlıkla anlata biliyordur artık,şimdi sıra bu kişiyi daha çok ön plana çıkarma işi gene öğretmenleri tarafından planlı bir şekilde zemin hazırlıkları yapılarak büyük kitlelere ulaştırmak adına en kolay olan basın yada önemli kurum ve kuruluşlarda imza yetkisi sahibi yapma çalışması ile birinci etap gerçekleşmektedir.
Bu gelişmenin ardından,suprız çıkışları olacak ve zaman zaman eğitilmiş kişiye ben senin öğretmenin ve bugüne getiren kişiyim gibi tedbirler alınma yolu , bu öğretmenin asıl yukarda olanlarla tanışma zamanı geldiğini karar verme ve güven duyma sınavını geçen kişiye özel sohbetleri, tanıtımı gerçekleştirilmektedir.
Düşünceye sahip olan özel kişi kendi düşünce ve idoloji çalışmalarında beni anlayan ve değer verenler var alğısını iyice inandırılmakta ve güven duyuyoruz sana, söylemi ile onu dahada ilerlere çekme planıdır.
Aslında onu eğiten kişiler ona güvenmekten çok ona güvene biliriz fikrini kabul ettiklerinde kişiyi kullanılacak birimlerde daha önce onun gibi yetiştirilenlerin yanına sokarak büyük düşünce planını istedikleri konuları,istedikleri gibi uygulama,değiştirme planıdır.
Düşünce kendimize ait olması neyi ne kadar öğrenmemizle ilgili olmasından çok neyi ne kadar doğru kişilerden öğrenmemizle ilgilidir.
Belirli bir kesim nasıl bir beyin yetiştirdiyse,onun karşıt görüşü kişilerde boş durmamakta onlarda bu gelişme karşısında özel kişiler yetiştirmektedir.
Toplumun herkesimine ait birimler yetiştirmekle görevli kişiler vardır.
Bunlar sanatdan siyasete kadar ,iş adamından ,işcisine kadar öğretim görevlisinden,öğrencisine kadar çok geniş kapsamlı çalışmalardır.
Zaman gelir bir ülkenin başbakanıda olabilirler,gün gelir bir köşe yazarı olarak karşımıza çıkan düşünce insanlarıdır.
Tüm görevleri verilenleri topluma geniş ve hızlı bir şekilde öğretme ve istedikleri düzeni sağlamak amaçlı çalışmalardır.
Toplumun içinde önemli konumlarda olan bu kişiler topluma verdiği düşünme ve öğretiler,aslında, , toplum içinde doğru bu demekki,evet bende böyle düşünüyorum demekten çekinmez ve asla hiçbir kuşku duymaz..
Zaman içinde sosyal yaşam içinde giyimdem,yemeden müzık ve siyasi düşünceyi birileri bilerek yüklemiştir,bu yüklemeyi kişi kendi düşüncesi olarak kabul etmesi sağlanmıştır.Kuşkuyada gerek kalmamıştır.
Örnek vermek gerekli ise bir çocuğu doğduğu ülke ve inançından uzaklaştırmak istiyorsak,onu başka bir ülkenin kültürü ile tanıştırmakla sevdirmekle mevcut olacagı basit bir uygulama ile mümkündür..Adı asıl doğduğu ülkedeki kişiye ait olması, onun kendi öz vatan ve inançı olması anlamına gelmez.
Kişi bulunduğu ortam itibari ile yaşadığı ülkenin ve inançın bir bireyi olmuş ve asıl dogduğu vatanın çıkar ve değerlerini korumak adına hiç birşey yapmaması gayet doğaldır.Günümüzde bazı misyon çalışmalarını herkes bilmekte,yeri gelince bu çalışmaların milletin üzerindeki tehlike olarak görüldüğünden tedbirler alınmaktadır.Bunlar görülen çalışmalardır.Asıl görülmeyen çalışmalar yukarda anlatmak istediğim ölçüler ile uzun ama etkisi kalıcı düşünce yükleme programlarıdır.
Düşüncelerimiz bize ait olması değer ve ölçülerimize önem vermekle geçer,aldıklarımız ile geçmiş hakkındaki değerler ölçüsü kişiye ait iç dünyası ile akıl ile mevcuttur.
Dün ne ve kim olduğunu bilmesi,nerden ve nereye gittiğinin farkında olması kişinin aldığı eğitimle olsada ilk görev ,baştada söylediğim gibi anne ve babanın değer ölçüleri ile şekillenir.
Yanlış yapmak birşeydir,yanlışa yanlış ile cevap vermek çok başka birşey.
Bir toplumun toplum olabilmesi, geçmişinin olması değerlerle mevcuttur.
Geçmişi olmayan toplum değerleri kalıcı ve ilerleyici olamaz.
Kısa zamanlarda ilerleme olsada alt yapısı olmadığından zaman ile dejenarasyon gerçeği herzaman bir gerçektir.
Bu yüzdendir ki,düşünce aldığımız herşeyi çok iyi düşünmekle geçer.
DÜŞÜNCENİN; BİR DÜŞ OLMADIĞINI BİLEREK BİR KEZ DAHA DÜŞÜNELİM....
YORUMLAR
İnsan ,herşeyden önce kendinin farkında olmalı.O'nu üzen,sevindiren, düşünmeye sevk eden nelerdir,hedefi nedir ,sorumlulukları nelerdir gibi?Ama birisinden kendisini tanıtmasını istediğinizde,kimlik bilgilerini vermekte...Yeterince düşünmeye mesai harcamıyoruz ne yazık ki.O nedenle de hatalar üstüne hatalar yapılıyor.Atacağımız her adımın bir sonra nelere malolacağını bir düşünsek???İlk önce farkındalık ..diyorum..Güzeldi..Kutlarım...
Salih Ataseven
Düşünce, insanın çeşitli yollardan öğrendiği ham bilgileri bir araya getirme yeteneğidir.
Bu yetenek insanlara doğuştan verilmiştir. Yeni bir fikir üretmek ise, insanın edindiği bilgileri düşünce kaabiliyeti ile bir araya getirerek yeni bir bilgi ortaya koymasıdır.
Sizin de belirttiğiniz gibi, insan doğduğu andan itibaren ne türlü bilgilerle donatılırsa düşünceleri ile bu bilgilerden üreteceği fikirleri de o istikamette olmaktadır.
Bunlar hakkında söylenmiş güzel özdeyişler vardır. örneğin; "Bilgisi olmayanın fikri de olmaz"
ya da "çoçuğa ne verirsen onu alırsın" gibi.
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
Salih Ataseven
Salih Ataseven
Asıl emek birazda yılların birikiminden çıkan yaşanmışlık diye düşünüyorum,
Emek yaşanıldığında üzerimizde kalan notalar gibidir,geriye notaları bir araya getirerek güzel bir dinleti oluştura bilmektir..
Teşekkürler,güzel yorumunuz için.saygılar.