- 1869 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ORADA BİR KÖY VAR UZAKTA: KIZILKİLİSE...
31 Ekimde sevgili dayıcığımın rahatsızlığı nedeniyle Erzurum’a gittim. Hasakale’de geçirdiğim çocukluk yıllarımı saymazsam Narman Kızılkilise’ye Ekim 2000 den sonra bir kaç kez gitmenin dışında, uzunca aradan sonra ilk gelişim.Her ayrılık acıdır mutlaka,ama insanın sevdiklerinden ayırlması daha da acı... Yada her hangi acı bir olayın üzerine memleketine geri dönmesi,insanın zihninde izler bırakıyor...
1 Kasım’da Erzurum’da bembeyaz karlarla kaplı Palandöken’e sarılı bi şehir buldum adeta karşımda..Soğuk,ayaz ve yer yer buz..Buram buram Anadolu kokan,sırtını Palanöken’e dayamış, dalları adeta gürgen, beyaz örtüler içinde,yaşananlara, yaşayanlara aldırış etmeden kendini sessiz ve derinden hissettiren şehir: Erzurum...
Kısa bir şehir turu attıkdan sonra Göğüs Hastanesine gidiyorum .Sevgili Suat orada belliki yorgunluk gözlerinden okunuyor...
Hoş beşden sonra ziyaret saatinde yoğun bakım ünitesinde dayıcığımı görmeye gidiyorum:gözlerim nemli ...Ben dayımı hiç öle görmemiştim.. Nerden bilecekdim bu ziyaretim onunla son ziyaretim olacaktı...Dr. hanımla görüşmemizden sonra onun;’ tıbben yapılacak her şeyi yaptık....’ demesinden sonra ne diyebilirdik ki...
Çocukluğumun geçtiği Hasankalede’yim 3.günü Erzurum’a gelişimin...Hacı Rüşdü’nün meşhur çayevinde ilaç kokulu çayını sevgili Doğaln’la yudumladıkdan sonra kısa bir şehir turu attıkdan sonra kendimi Aysel ablam ve Bünyamin abilerin evinde buluyorum...Telefonun sesi yüksek ritimde olduğ halde genelde, bu gece sesizde bırakmışım.Sabah kalkdığımda sabah 6 da onlarca cevapsız çağrının olduğunu görünce yorum bile yapamıyor insan.Telefona elim gidemedi taki kendime gelinceye kadar..Evet ölümsüz gerçek yinelendi’ inna lillahi ve inna ileyhi raciun..’
Tekrar Erzurum’a dönüyorum..Cenazemizin işlemleri hallediliyor..Erzurum dışından gelenleri bekleyip beklememek tartışması yaşanıyor aramızda..Ve kendimizi
Kilimliköy’de buluyoruz cuma nazmazı sonrası...1 ekim 2000 yılında gene böyle bir günde gene böyle bir amaçla geldiğimiz sevglil Köksal’ın yanında sırt sırta ebedi istirahatgaha uğurluyoruz dayımı...O günüde iyi hatırlıyorum yağmurlu bir gündü cenaze namazını kıymetli Şerafettin Hoca kıldırmışdı ve merhumu nasıl billirdiniz sorusuna gözyaşlarımız yağmura karışmıştı,adeta göğün kükrediği bir gündü.. Ruhunuzşad olsun.........
Narman’dayız ve hayatımda ilk kez dede,baba ocağında bi bayram günündeyiz...Acılı bir bayram günü...Narman ilçesi Erzurum’u n K.Doğusunda bir ilçe. Erzurum’ a uzaklığı 90km.Kilimliköyü ise Narman’a 11 km uzaklıkta..Tarihi seyir içerinde Narman Bizans hakimiyetinde kalmış.Namuvran, Namevran isimlerini almış..Bu bilgilere yer vermemin nedeni dedelerimizin 1850 yıllarda Rize Çammlıhemşin’den Narman Beyliği’ne gelerek kendilerine birkaç külçe altın vererek buraları kendilerine yurt edinmeleridir... Bu anlattıklarım şehir efsanesi gibi algılanabilir ama yazılı kayıtlarda bunları doğrular derecede.Molla Memiş dedenin Gornes’e yerleşdiği yanında bizim dedemiz olan Abdülaziz ise Kilimli köyünü kendilerine yurt edinir.Abdülaziz dedemizin çocukları:Bedir,Sefer, Cafer ve Alibey dedelerimiz köyde evlenirler ve bugün Karadenizden gelmelerinden dolayı kendilerine ’lazlar’denilen bu kalabalık aile dindarlıkları ve de cömertlikleri nedeni ilede ’hacılar ’ismiyle bölgede saygın bir yer edinmişlerdir.Bugün bu köyün önemli bi kısmını nüfus olarak elinde bulunduran bu akraba topluluğu umarım bundan böyle daha güzel, daha köklü, kendine, atalarına yaraşır çalışmaların içeridinde olsunlar..
31 ekim 2011 ie 8 kasım 2011 arasında köyde geçirdiğim bu anlamalı günlerde benim zihnimde kalan güzel anılar oldu..Ölümün o soğuk yüzüne, o can sıkıcı tarafına rağmen rahmete,birliğe, dostluğa, paylaşıma açılan bir yanına da şahit olduk.Şehir hayatının o savuruculuğuna, insanı adeta yaşayan bir ölü olarak bireysellleştirdiği modern zamanlarda, hala köylerimizde insanlığın muhtac olduğu, vicdanın derinliklerinde aradığı o masum,insani, vicdani, islami nüveler bulunuyor olması insanı ümitlendiriyor..Bu anlamda sorumluluk yüklenen tüm akrabalarımı, büyüklerimi, kardeşlerimi saygıyla anıyorum..İsmen zikretmem gerekiyorsa bu acı haberi alır almaz Bursa’dan İstanbul’dan gelen Karahan, ,Şengül ve Yılmaz ailelerine ve köyde bu birliği tesis etme gayreti içinde olan sevgili Suat’a, Yıldırım’a, Gürkan’a, Fuat hocaya, Ali ihsan ve Cemalettin abilere kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.
ölüm bize ne yakın/ ne uzak bize ölüm/ ölümsüzlüğü tatdık / bize ne yapsın ölüm..(NFK)
anlattığım : bizim hikayemiz....