KALEMLERİN DE KALBİ VARDIR
Gözlerinizi kapatın ve hayal edin... Bir kalem olsanız en büyük derdiniz ne olurdu? Ya da şöyle söyleyeyim. Kendinizi bir kalemin yerine koyun. Ne hissedersiniz?
Adınız yalan olmasına ve herkes bunu bilmesine rağmen size -tükenmez kalem-
deniyor. Garip değil mi..? Belki de en kolay tükenen varlıklar kalemlerdir...
Durmadan, usanmadan yazarsınız.. Bazen narin, ince eller tutar sizi... Bazen de kirli, pörsümüş parmaklarda kaybolursunuz...
Yazmadığınız zamanlarda bir kenara atılırsınız ve çoğu zaman "Kayboldu" denip sonsuza kadar unutulursunuz.Sadece yere düştüğünüzde önemli bir hale gelmek kalbinizi onarmaya yetmez sanırım..
İçinizdeki son damla mürekkep de bittiğinde yolun sonu demektir sizin için. Ya çöpe atılırsınız ya da kalemleri kırıp stres atmaya çalışan manyakların elinde parçalanırsınız...
Halbuki siz ne önemli antlaşmalara, ne feci katliamlara imza atmışsınızdır...Düşünsenize, suçlu sanılan bir masumun kaderini belirlemişsinizdir belki...
Yazık değil mi..? Kalem olsanız ve size seçme şansı tanınsa kimin eline verilmek isterdiniz? Bir yazar... Bir öğretmen belki... Ama masum bir çocuğun elindeyken asla şu emri duymazsınız:
"Karar: Suçlunun vatana ihanet suçundan idamına karar verilmiştir!!"
Yazık... Kalemlerin de kalbi vardır halbuki... Öyle değil mi..?