- 2234 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK'Ü ANLAMAK
ATATÜRK’Ü ANLAMAK
Yanmış, yıkılmış savaş meydanları…Ateşler içinde bir ülke…Toprakları işgal edilmiş, parçalanmış, kendisini emperyalist güçlere teslim eden bir millet. Yokluk, sefalet, açlıktan çaresiz kalmış insanlar…
Genci, yaşlısıyla, kadınıyla cepheden cepheye koşanlar. Bu gözyaşlarının içinde işgalcilerle işbirliği yapan vatan hainleri…Yüzyıllardır üç kıtaya hükmeden bir imparatorluğun çöküşü…Manzara buydu…
Tam bağımsız bir ülke için, halk için, uygarlık yolunda ilerlemek için bu vatan kurtulmalıydı. Bunun içinde bu ülkenin üzerine yeni bir güneş doğması gerekiyordu. Hasta, yorgun düşen bir milleti şahlandıracak, yaralarını saracak bir lider gerekiyordu.
B u lider Anadolu’nun bağrından yurdumuzun üzerine bir güneş gibi doğdu. “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle yola çıktı.Diyar diyar gezdi Anadolu’yu. İnançlıydı, cesurdu, kararlıydı .Kimsenin görmediğini gördü. Uzattı ellerini yurdumun insanlarına ve birleştirdi onları işgalcilere karşı…
Tarihin yazgısını değiştirmenin zamanı gelmişti. O bir efsane olmuştu halkın arasında. Herkes O’na inanıyordu. Özgürlük ve bağımsızlık O’nun karakteriydi. Bu ülkü etrafında birleştirdi halkımızı.
Böyle verildi Kurtuluş Mücadelesi. Gücünü halktan alan cumhuriyeti kurdu .Asıl savaş şimdi başlıyordu.Kolay değildi bir milletin yaralarını sarmak. Atatürk Devrimleriyle hızla kalkınmaya başladı ulusumuz.
Tabii ki bu paragraflar O’nu ve yaptıklarını anlatmaya yetmez. Bir sorun kendinize “Nasıl kuruldu bu devlet, nasıl oluştu bu millet?” Unutmayalım ki biz dünyaya O’nun mavi gözleriyle bakıyoruz… Şöyle etrafımıza bir bakalım hangi lider kaldı, halkının bu kadar sevgisini taşıyan…Acaba adına bu kadar şiir yazılan başka bir lider var mı?
Bu günlerde adı kaldı sadece.Atatürk’ü anlamak göz boyamak değil, “Mustafa Kemal” olabilmektir. O’nun gösterdiği yöne bakabilmektir.Çağdaşlık, uygarlık yolunda ilerlemektir.Barış ve refah içinde yaşamaktır.
Ya biz bunları unuttuk, ya da biz seni yanlış anladık. Bıraktığınız huzurdan eser yok. Etrafa kan ve gözyaşı hakim. Yine analar ağlıyor. Eskiden bağımsızlık uğruna şehit verdiğimiz kınalı kuzularımız şimdilerde kardeş kavgasında can veriyorlar.
Geçmişte ülkemizi işgal eden, şimdilerde Irak’ı, Libya’yı kan gölüne çeviren ve bu ülkenin insanlarını sözde demokrasi uğruna katleden ülkelerden medet arar olduk .Şimdi Afrika’daki açları görmeyen kendi çıkarları için ülkeleri bölmek parçalamak isteyenler bizim ülkemizi işgal edenlerdi.
Atatürk uygarlık derken bunları mı kastetmişti? Nereye baksam SAVAŞ ,nereye baksam KAN!!! Toplumda çıkarcılık had safhaya ulaşmış, adi suçlar ayyuka çıkmış, siyaset çürümüş, sahtekarlık meslek olmuş. Uçan kuşa borcumuz var ;zora geldi mi Amerikan Doları’na sarılıyoruz. Bizi almamakta direniyorlar hala Avrupa kapılarında kuyruk sallıyoruz.
Türk milleti çalışkandır demiş Atatürk. Biz çalışkanlıktan sınıfta kaldık. Üreten bir toplum değil tüketen bir toplum olduk. Belki de diyeceksiniz,bu kadar karamsar tablo çizmeyin diye…Eğer bunlar gerçek değilse hadi bakalım mutluluğun tablosunu çizin de görelim!
Atatürk’ü anlamak bir kavganın adıdır. Bu kavga gericiliğe, cehalete, esirliğe, dönekliğe karşı yapılan kavgadır. Atatürk’ü anlamak dünü bilmek, bu günü yaşayabilmek ,yarını görebilmektir.
Her şeye rağmen bugün yaşıyorsak ve hala ayaktaysak bunun sebebi yüreğimizde Mustafa Kemal’i taşımamızdandır.Senin ölüm günün,tekrar doğduğun gündür. İyi ki doğdun Atam!
Yazımı Aziz Nesin’in şiirinden bir alıntıyla tamamlamak istiyorum. Sanırım size her şeyi anlatacaktır…
Sorma Ata’m, halimizi,
Hal mi kaldı anlatacak..
İşte geldik dizindeyiz!
Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptık, izindeyiz
SAKLI ŞAİR