3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1216
Okunma

vurduğum her darbe
sana daha sıkı tutunmaya idi
zirvede bir başınaydın sen, karlı ve mağrur ...ruhunun sarp yollarında ellerim acıyarak yürüdüm...çürüktü üstelik iplerim ...tipiler çığ yangınları kartal üşüten fırtınaların
sanki kaderimdi ayaklarımı bastığım kayaların kopup düşmesi
asla sağlam basamayışım çok tanıdık
yüzümü çizen buz kristalleri kadar acıtıcıydı seni sevmek
içime dağılan oksijen kadar lazım hücrelerime varana dek ve hayati bir şeydi ...
ama kolay değildi
hiç kolay olmadı
kanayan dudaklarımla mataramda donmuş suya uzanmak kadar umut kırıcı ama bir o kadar da hırslandıran
bir adım daha bir adım daha ...gözlerimi aşağı çevirsem uçurum, yukarı diksem imkansızlığa bakıyordum...düşüp kalkıp yuvarlanıp kimbilir kaç kemik kırığı ten kesiği yola devam ettikçe yaklaşıyordum sana
ben sana yaklaştıkça zorlaşıyordun
sen şimdi " de " bana
kaç kuşatma istersin yol boyu tuzaklarından, kalp ağrısı yalnızlığına varmaya? kaç üşüme bir gün ışığı mesafedeki kavuşmalara ? kaç kere ölmeli beyaz bir lanetin ortasında yeniden doğmaya?
ve kaç şiir bırakmalıyım sert mizacını örten karları ısıtmaya? bana yollarını açacak mısın Palandöken?
Gülce Cibran