- 844 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ÇAY MUHABBETLERİ
Hâlâ bazen çay muhabbetlerimde yalnızlığımla seni konuşuyoruz. Yokuşa düşüyor benliğinin sıfır ayar çekmiş hâli… Biliyor musun? Seni çok özlüyoruz. Hâlâ bazen iklimini şaşırıyor sevme eylemi, sana gelir de yaz kışa döner üşürüz belki…
Sevmek ayazının ortasında sana yeniliyorum. Hâlâ bazen elimi tutuyor düşlerin, bilirsin beni iki sokak öteye tek başıma gidemem korkarım. Hayalinden bir koruma yaratmak, korkularımın gizlenmiş hâlinin teselli ikramiyesi. Biliyor musun? Yalnızlığımla ben seni çok özlüyoruz.
Gelsen şimdi arada bir görünsen, baksana hastayım. Sesimi dinlesen, değişti. Yüzümü görsen değiştim. Yalnızlığımı bilsen, o bile çok yaş yaptı değişti. Kara kışın esiridir gözlerin, karın beyazında siyaha batıp çıkıyorum sensiz…
Hâlâ bazen yutkunmak zor geliyor, o kadar çok acıkıyorum ki varlığına. Serin gecelerin ılık çorbası oluyor hasretin… Bir görsen ruhumun ayarı nasıl da kaçtı yokluğundan beri.
Bazen med cezir dolu anlarımın büyüsü kaçıyor, gidip gelmelerin çoğalıyor aklımda. Yüreğim, titrek vücudumun ağlak hâlinde sen fukarası… Mendilime sen bulaştı gözlerimden, görür gibi oldum seni yeniden. Kana çaldı bulutlarımın başlık parasının bile hakir görüldüğü anları…
Hâlâ bazen seni içiyorum. Senin tadın ne kola ne fanta ne de yüreğimin çeşmesinde yok. Hâlâ bazen seni seçiyorum, seçtiğim kitapların hiçbirinde sana dair önsözlerim yok. Bulutları görüyorum fikrimin zikrini yıldırım hızıyla yarıştırırken. Biliyor musun? Seni çok özlüyoruz, çocukluğum ve ben…
Şimdi gelsen, çatıdan düşen gölgemin cesedini teşhis hâlinde gerçek beni sana alsan. Morgda yatan bir sen bir ben vardı, halet-i ruhiyemin can damarında kirpik uçların vardı. Öyle çok mutluydum ki sen varken, kahkahaların ömrü sonsuz sanırdım.
İstiyor musun? Bu bayram sana sensizliğimi öksüzlüğümü yalnızlığımı ikram ediyorum. Başka ziyaretlerde başka sevgileri alacaksın zaten, elimden gelen bu aslında üzülüyorum.
Hâlâ bazen derin yalnızlığımla nöbetleşe seni bekliyoruz. İklimini şaşırttığın düşlerimin beti benzi atmış hâllerinde sana çıkıyor her bir ikramiye… Gözlerimi göremiyorum, ayna bile kanmış sana kendimi bile göstermiyor bana, beni göremiyorum. Hâlâ bazen inceltme işaretinin olduğu cümlelerde seni yoruyor beynim. Onların adı şapka, çıkartmamak gerekir. Senden öğrenmiştim klavyemin güneşe durduğu vakitlerde şapka takması gerektiğini… Çocuğum ben, sensizliği emzik gibi, mama; biberon gibi ister senden yana belalı başımı uçurmak isterim. Çocuksu hayallerim dalgalanır gönül bağımın çözülmüşlüğünde, ucu açık kaçık hayalleri bertaraf etmek isterim.
Biliyor musun? Hâlâ bazen seni özlüyorum. Bu kez yalnızca kendim, bu kez yalnızca ben ve bütün benliğimle… Sırılsıklam oldum, içeri alır mısın seni? Malum, bende sen var üşümek ve yanmak senin talihsizliğin… Ben senim, hâlâ bazen çok özlüyorum kendimi. Bu kez yalnızca kendim, bu kez yalnızca benliğim ve senliğimle. Girdaba düştü ucu açık kaçık ve kaçak serzenişlerim, bulur musun beni? Film hediye ettim düşlerime hâlâ bazen seni izler gibi izliyoruz deliliğim ve ben…
Aklı sağlam bir seven bulursan bana da haber ver. Talihi çoktur yalnızlığın, nerede bir yalnızlık görse yine kendi içinde kendine sığınır. Düşlerini kavuştur ve öpüştür canınla, unutma sevgilim bugün bayram!
Dilara AKSOY
YORUMLAR
Çok samimi ve güzel yazıydı.Yalnızlılıgınızla degıl, her daim yanıbasınızda samımı dostlarınızla muhabbetlerınız bol olsun.Ama yazılarınız kalemınızde can bulsun.Tebrık ederım.Saygılarımla...
merhabaomrum
nuray telli
merhabaomrum
yazınızı çok begendım dılara hanım tebrıkler. çay muhabbetlerınız hiç bitmesin.