- 1366 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
PALYAÇO
Yazmadığım oyunlarda
mutluluğu oynuyorum
Ben yüreği kan ağlayan
yüzü gülen palyaçoyum
Bazen bir göl kıyısında
mavi günler düşünürüm
bir aşk konar avucuma
tam tutarken düşürürüm
Evde bir ses olsun diye
yol veririm ıslığıma
ince ince ve her gece
yağmur yağar yastığıma
Sabah akşam sofralarda
aşım suyum tek kişilik
çeken bilir şu yalnızlık
zor kardeşim zor işçilik
Bu şiir, Sevgili Ağabeyim Yalçın Benlican’ aittir ve ’’Palyaço’’ adını taşımaktadır. Bu şiiri her okuyuşumda hep bir hikaye gelir aklıma. Hikaye şöyledir:
Adamın biri doktora gider. Doktora der ki: "Hastayım, hayattan zevk alamıyorum. Açlar aklıma geliyor, yemek yiyemiyorum. Çıplaklar hatırıma geliyor, onlarla birlikte üşüyorum. Her cinayette kendimi suçlu buluyorum.
Her katil bıçağının kabzasını sanki benim ellerim tutmuştur. Her atılan kurşun benim kalbime saplanıyor. Bütün bu toplumun suçları benim omuzlarıma yüklenmiş. Artık gülmesini unuttum.
Doktor hastasını omuzundan tutar, pencerenin önüne getirir, perdeyi aralar, parmağıyla karşı duvardaki afişi gösterir. Bu afişte bir sirk palyaçosunun reklamı vardır.
Azizim, der, şu palyaçoyu görüyor musun? Tavsiye ederim. Her gece bu palyaçonun gösterilerine git. Bütün kederini, elemini, derdini unutursun. Gülmeyi, kahkahayı öğrenirsin. Hayattan yeni baştan zevk almaya başlarsın.
Hasta başını öne eğer:
"Doktor" der, "İşte o palyaço benim"