- 1342 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Bir garip aşk 2
Yalnız yürüyordum bir gün nereye gittiğimi yada nerden geldiğimi hatırlamıyorum şimdi. Umutsuzluğumun verdiği dalgınlık mıydı yoksa ağrılarım mıydı başım yerde yürüyüşümün sebebi onuda hatırlamıyorum.’Bakarmısınız’ diye bir ses iki kere tekrarlayınca durdum ve kaldırdım başımı yerden. Oydu, onun sesi,,,Yıllardır aşığı olduğum sesi ilk kez duyuyordum.Tekrar bakarmısınız dedi. Baktım. En içine,kapkara gözlerin içine korkmadan, utanmadan, O istediği için baktım... kalbim durmuştu ve ben ölmüştüm sanki. ruhum terkedip bedenimi yükseliyordu uçsuz göğe doğru.Durdum ve baktım.Binlerce, milyonlarca, yıldızlarca baktım, Kuş oldum uçtum, balık oldum yüzdüm...Boğulmadım.sadece baktım...
’KONUŞABİLİRMİYİZ’ dedi.
Tabi konuşabilirdik. Ne çok şey vardı ona anlatmak istediğim.Okumalıydım ona yazdığım şiirleri. Söylemeliydim onu nekadar çok sevdiğimi.Benden başka hiç kimsenin bilmediği ve her an daha çok büyüyen bu aşkın bana yaşattığı mutluluğu.Tabi konuşabilirdik....Böyle ayak üstü olsada ben anlatırdım ona herşeyi...Yıllardır içimde biriktirdiğim ne varsa hepsini...herşeyi konuşurduk...O anlatırdı sonra kendisini, adım gibi bildiğim ezberlediğim bakışlarını...
AMA
hayır dedim
konuşamayız....
hayır konuşamayız....
pekii dedi ve gitti...
Israr etseydi, lütfen deseydi, konuşurmuyduk????BELKİ...
ama
konuşmadık...
Neden hayır dedim sorusunun cevabını halen bulamadım....
Aradan bir yıl daha geçmişti, biz hep bakışıyor ama hiç konuşmuyorduk.Hastalığım iyice artmıştı.Artık neredeyse her günüm doktorda, hastanelerde geçiyordu.Derslerimde de başarılı değildim , devamsızlık yapıyor sınavların çoğuna giremiyordum.iyi olduğum günlerden birinde ders arasında bahçede oturup yine onu düşünüyordum. Gözlerini, sesini, konuşabilirmiyiz deyişini, Dalmıştım yine onunla uzaklara.Grup arkadaşlarımdan bir kaçı gelip oturdular yanıma kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Arkadaşlarının nişanını anlatıyorlardı.Ve içlerinden biri bir kırmızı kurdale parçası çıkartıp adını söyleyerek’ bizim arkadaşın nişan kurdalesi al, darısı bulaşsın’ diyerek uzattı. ben o kurdale yi aldım mı?? Aldımsa ne yaptım? almadıysam ne dedim? bilmiyorum.Hatırlamıyorum ne yaptığımı. Ama hissettiklerim halen duruyor içimde biryerleri parçalaya parçalaya.hissetiğim şeyin bir tarifi varmı varsa nasıl yapılır onu da bilmiyorum işte...
O günden sonra ona ait onu hatırlatan şeylerden ve kişilerden uzaklaşmaya çalıştım.Arkadaş grubumla artık bir araya gelmiyor, ismini bilmediğim sınıf arkadaşlarım la konuşuyor, onu tanımadıklarından emin olduğum başka şehirden gelmiş kişilerle arkadaşlık ediyordum. Zaten adını bilmediğim bir hastalıkla mücadele ediyordum.Hatalı teşhisler, yanlış tedaviler, alakasız ameliyatlar....Kimse neyim olduğunu halen bulamamıştı.
Çok acı çekiyordum.Konuşabilirmiyiz dediğinde konuşabilseydim daha iyi olurmuydum? bilmiyorum.
Artık başkasına bırakmıştım onun gözlerini...
Bitmişti...
BENİM YILLAR BOYU SÜRECEK SANDIĞIM SERÜVEN
Bitmişti...
Sonrası bir hastane odası....
Başımda bir kaç doktor konuşuyorlardı... gözümü açtığımda.Annem babam öylece durup dinliyorlardı. Babam yere bakıyor, Annem bembayaz olmuş yüzüyle bilmiyorum ne düşünüyordu...
Teşhis konmuştu nihayet hastalığıma... Üç yıl daha ancak yaşar diyorlardı...Hastalığın adının ne önemi var ki....
ÜÇ YIL DAHA
BELKİ....
Ama bilmiyor kimse, ben zaten... ölmüştüm önceki perşembe...
İlaçlarla tedavilerle,kaybetiğim dengemle yaşıyorum ...Ben o çarpışmadan sonra birdaha kendim olamamıştım ki...
Bir aşk, o aşk gönlüme düştüğünde daha sekiziydi baharımın,
Kara gözleri gözlerime değdiğinde daha acemisiydim bu dünyanın.
Korkmadım bırakırken yüreğimi bu aşka
Bir aşk, o aşk düştüğünde gönlüme nerden bilirdim
Sürecekmiş böyle senelerce
Bir bakışı değsin gözlerime diye
Bilsin anlasın ne çok sevildiğini diye
Farketsin, tanısın, aşığım olsun diye...
Geçtim kapısından günde iki kere
Bir aşk, o aşk vebali büyük yük sırtımda
Bilirim hesap soracak mahşer gününde
Bir aşk, bu aşk durur içimde
Bir çığ gibi büyüye büyüye
Bilseydi sevildiğini
Kaç iklim değişecekti ömrümüzde....
Ölmesem üç yıl sonra,
Yaşarım bir üçbin yıl daha onun aşkıyla...
Ama ben o perşembe ölmüştüm...
YORUMLAR
Ela Yemşen
...teşekkür ederim...
Değerli şairim ve kıymetli yazarım,başlıksız ama anlatılan hikaye gerçekten yürek burkan bir hikaye.Yıllar önce üç kere okuduğum ve göz yaşlarıma hakim olamadığım "Balzac'ın eseri Vadideki Zambak"ı hatırlattı.Çok güzel kaleme almışsınız.Sizi yürekten tebrik ederim.Saygılarımla.
Ela Yemşen
Ölmesem üç yıl sonra,
Yaşarım bir üç bin yıl daha...
Hüzünlendim bir anda, ana karakter gibi hissettim kendimi...
Elleriniz sağlık, mutlu bayramlar...
Ela Yemşen
bu uzun bir yazının son kısmından bir bölüm
yazdıktan sonra okuduğumda bende ağlamıştım
çok acıklı oldu sanırım.....
çoookkkk mutlu bayramlar...